Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup iş bedelinin zamanında ödenmemesi nedeni ile faiz alacağının tahsili için yapılan ilamsız icra takibine itirazın iptali ve takibin devamı istemini

  1. Hukuk Dairesi         2016/2450 E.  ,  2016/4691 K.
    “İçtihat Metni”

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, iş bedelinin zamanında ödenmemesi nedeni ile faiz alacağının tahsili için yapılan ilâmsız icra takibine itirazın iptâli ve takibin devamı istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 101/I. maddesinde muaccel bir borcun borçlusunun alacaklının ihtarı ile mütemerrit olacağı, aynı maddenin II. fıkrasında borcun ifa edileceği günün taraflarca kararlaştırılmış veya muhafaza edilen bir hakka dayanarak iki taraftan birisinin bunu usulen ihbarda bulunmak suretiyle tespit etmiş olması halinde bu günün bitmesiyle borçlunun mütemerrit olacağı belirtilmiş, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 117. maddesinin 1. fıkrasında muaccel bir borcun borçlusunun alacaklının ihtarı ile temerrüde düşeceği belirtildikten sonra borcun ifa edileceği gün birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak sureti ile belirlemiş ise bu günün geçmesi ile, haksız fiilde fiilin işlendiği, sebepsiz zenginleşmede ise zenginleşmenin gerçekleştirdiği tarihte borçlunun temerrüde düşeceği hükmü getirilmiştir.
Ödeme yeri ve şartları başlıklı, taraflarca imzalanan sözleşmenin 11.2. maddesinde hakediş raporlarının sözleşmenin eki olan Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nde düzenlenen esaslar çerçevesinde kanuni kesintiler de yapılarak her ayın ilk 5 günü içinde düzenleneceği, hazırlanan hakediş raporları İdarece onaylandıktan sonra 30 gün içinde tahakkuka bağlanarak 15 gün içinde ödeneceği şeklinde düzenleme mevcut olup, sözleşmenin bu hükmü kararlaştırılmış kesin vade niteliğinde değildir. Dairemizin 07.02.2011 gün 2010/5619 Esas, 2011/567 Karar sayılı ilâmı ile benzer içtihat ve uygulamalarında sözleşmelerdeki bu hükmün kesin vade değil alacağın istenebilir olduğu tarihi belirleyen bir düzenleme olduğu kabul edilmektedir. Bunun dışında sözleşmede ödeme tarihleri konusunda kesin vade ile ilgili bir düzenleme bulunmadığı gibi davacı tarafça usulüne uygun ihtarla davalı iş sahibinin temerrüde düşürüldüğü de ileri sürülüp kanıtlanmamıştır.Bu durumda mahkemece davacının işlemiş faiz ile ilgili icra takibinde haklı olmadığı kabul edilerek davanın tümden reddine karar verilmesi yerine yanlış değerlendirme sonucu yetersiz bilirkişi raporuna itibar edilerek davanın kısmen kabulü doğru olmamış, kararın bozulması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 1,50 TL temyiz ilâm harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 14.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.