Düzenlenen raporda projelerin hazırlanarak belediyeye kontrol için sunulduğu taslak denilen ön projenin görüş istek ve fikir alışverişi aşamaları tamamlanarak uygulama aşamasına gelmiş olduğu bu nedenle proje müellifinin alacak kalemleri bakımından bedele hak kazandığı mimari proje bedelinin * TL statik betonarme proje ücretinin *TL harita mühendisliği hizmet bedelinin * TL olmak üzere toplam proje bedelinin * TL olduğu hesaplanmıştır Bilirkişi kurulu raporu içeriği hesap şekli itibari ile usul ve yasaya uygun olup Yargıtay denetimine elverişlidir Yerel mahkemece hükme esas alınmasında usule ilişkin herhangi bir aykırılık bulunmamaktadır

T.C.
Yargıtay
15. Hukuk Dairesi

Esas No:2014/4372
Karar No:2015/2491
K. Tarihi:11.5.2015

Mahkemesi :Seydişehir Asliye Hukuk Hakimliği
Tarihi :16.01.2014
Numarası :2011/122-2014/16

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Yerel mahkemede görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda davanın kabülü ile 46.696,75 TL alacağın dava tarihinden itibaren bankalarca mevduata uygulanacak en yüksek faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir
2-Davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Davacı yüklenici, davalı iş sahibine ait pafta no 61, ada no 171, parsel no 22’de kayıtlı taşınmaz arsa üzerinde yapılacak inşaatın projesinin yapım işini üstlenmiştir. Yanlar arasında düzenlenmiş yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır. Ancak akdî ilişkinin varlığı dosya kapsamındaki belgelerle açıklık kazanmıştır.
Davacı, işe başlamış edimini önemli oranda ifa etmiştir. Uyuşmazlık, eserin teknik ve sanatsal ilkelere, sözleşmeye ve amaca uygun olarak imâl edilip edilmediği, davacı yüklenicinin kaç TL bedele hak kazanacağı noktasında toplanmaktadır.
Yerel mahkemede yapılan yargılama sürecinde, taşınmaza ilişkin imar, harita örnekleri, ihtarname, mimarlar odası mimarlık hizmetleri şartnamesi ve en az bedel tarifesi, Seydişehir Belediyesi ile yapılan yazışmalara ilişkin evraklar getirilmiş, tarafların göstermiş oldukları kanıtlar da toplandıktan sonra dosya üzerinden inceleme yapılarak mimar ve inşaat mühendisinden oluşan bilirkişi kurulundan rapor alınmıştır. Düzenlenen raporda, projelerin hazırlanarak belediyeye kontrol için sunulduğu, taslak denilen ön projenin görüş istek ve fikir alışverişi aşamaları tamamlanarak uygulama aşamasına gelmiş olduğu bu nedenle proje müellifinin alacak kalemleri bakımından bedele hak kazandığı, mimari proje bedelinin 28.077,00 TL, statik betonarme proje ücretinin 17.519,75 TL, harita mühendisliği hizmet bedelinin 1.100,00 TL olmak üzere toplam proje bedelinin 46.696,75 TL olduğu hesaplanmıştır. Bilirkişi kurulu raporu içeriği hesap şekli itibari ile usul ve yasaya uygun olup Yargıtay denetimine elverişlidir. Yerel mahkemece hükme esas alınmasında usule ilişkin herhangi bir aykırılık bulunmamaktadır. Ancak davacı yüklenici Seydişehir Noterliği’nde düzenlenen 18.10.2010 tarih, 8996 sayılı ihtarnamesinde davalı iş sahibinden 35.000,00 TL + KDV talebinde bulunmuştur. Bu durumda KDV ile birlikte alacağı 41.300,00 TL olarak sınırlandırmıştır. Mahkemece, taleple bağlı kalınıp anılan bu miktara hükmedilmesi gerekirken talep aşılarak 46.696,75 TL’ye karar verilmesi doğru olmamış, bozma nedeni sayılmıştır.
Diğer yandan dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı Türk Ticaret Yasası’nın 12/3. maddesi uyarınca her türlü imar ve inşa işi ticari iş sayıldığından, mahkemece hüküm altına alınan alacağa, 3095 sayılı Yasa’nın 2/II. maddesi uyarınca avans faizi uygulanması gerekirken bankalarca mevduata uygunalacak en yüksek faize hükmedilmesi yerinde görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle kararın temyiz eden davalı yararına bozulması uygun görülmüştür.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 11.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.