havale tarihli dilekçesi ile; … Köyü 278 ada 16 parsel sayılı taşınmaza ilişkin iki tane tapu kaydının mevcut olduğunu, bunlardan tesis tarihi Nisan 1308 olan tapunun malikinin müvekkillerinin murisi evvelleri … ile davalılardan…, … ve…'in miras bırakanı …'nin olduğunu, …'nin 1329 tarihinde ölümünden evvel müvekkillerinin murisi evvelleri …'ın bu taşınmazdaki hissesine karşılık iki taşınmazı … ye vererek taşınmazın tamamına sahip olduğunu, 70 yılı aşkın süreden beri taşınmazın müvekkillerince kullanıldığını, davalılar…, …ve …'in, …'nin hissesini 1942 yılında tapuda intikal yaptırdıklarını, …'nin ölümünden sonra müvekkillerinin murisi evvelleri …'ın taşınmazı 30 yıl malik sıfatıyla kullandığını, malik …'nin de ölümünden 20 yıldan fazla zaman geçtiğinden tapu kaydının hukuki değerini yitirdiğini, taşınmaza uyan tesis tarihi 1312 tasdiksiz yoklama olan diğer tapu kaydının maliklerinin ise diğer davalılar …ve … olduğunu, taşınmaza uyan bu iki tapudan tesis tarihi önce olan tapunun geçerli kabul edilmesi ve davalılar İsmail ve …in taşınmazda malik olmaması gerektiğini iddia ederek tespitin iptal edilerek taşınmazın tamamının veraset senedindeki hisseleri oranında müvekkilleri adına tapuya tescilini talep etmiştir.

20. Hukuk Dairesi         2014/7103 E.  ,  2015/382 K.
“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan … ve … mirasçıları vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

1970 yılında yapılan kadastro sırasında, … Köyü 278 ada 16 parsel sayılı 5820 m² yüzölçümündeki taşınmaz, 01.02.1952 tarih 4 nolu, 02.01.1942 tarih 18 nolu, mart 1940 tarih 71 nolu ve 11.04.1958 tarih 57 nolu tapu kayıtları ile 1939 tarih 672 yazım numaralı vergi kaydı uygulanarak tarla niteliği ile 16/48 payı …, 8/48 payı …, 8/48 payı …, 8/48 payı …, 2/48 payı…, 3/48 payı …, 3/48 payı … adına tesbit edilmiş, taşınmazın mülkiyetinin Kadastro Mahkemesinin 1972/2 Esas sayılı dosyada davalı olduğu tutanağın beyanlar hanesine işlenmiştir.
…, E….r, … ve … vekili Kadastro Mahkemesine sunduğu ve …, …, …, … ve …’i davalı gösterdiği 07.01.1972 havale tarihli dilekçesi ile; … Köyü 278 ada 16 parsel sayılı taşınmaza ilişkin iki tane tapu kaydının mevcut olduğunu, bunlardan tesis tarihi Nisan 1308 olan tapunun malikinin müvekkillerinin murisi evvelleri … ile davalılardan…, … ve…’in miras bırakanı …’nin olduğunu, …’nin 1329 tarihinde ölümünden evvel müvekkillerinin murisi evvelleri …’ın bu taşınmazdaki hissesine karşılık iki taşınmazı … ye vererek taşınmazın tamamına sahip olduğunu, 70 yılı aşkın süreden beri taşınmazın müvekkillerince kullanıldığını, davalılar…, …ve …’in, …’nin hissesini 1942 yılında tapuda intikal yaptırdıklarını, …’nin ölümünden sonra müvekkillerinin murisi evvelleri …’ın taşınmazı 30 yıl malik sıfatıyla kullandığını, malik …’nin de ölümünden 20 yıldan fazla zaman geçtiğinden tapu kaydının hukuki değerini yitirdiğini, taşınmaza uyan tesis tarihi 1312 tasdiksiz yoklama olan diğer tapu kaydının maliklerinin ise diğer davalılar …ve … olduğunu, taşınmaza uyan bu iki tapudan tesis tarihi önce olan tapunun geçerli kabul edilmesi ve davalılar İsmail ve …in taşınmazda malik olmaması gerektiğini iddia ederek tespitin iptal edilerek taşınmazın tamamının veraset senedindeki hisseleri oranında müvekkilleri adına tapuya tescilini talep etmiştir.
Mahkemece Orman Yönetimi davaya dahil edilmiş, Orman Yönetimi vekili 04.10.2001 tarihli harçsız dilekçesi ile taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tescilini talep etmiş, 19.06.2002 tarihli celsede ise taleplerinin müdahale değil, davaya cevap niteliğinde olduğunu beyan etmiştir.
Yargılama sonunda mahkemece, davacıların davasının reddine, müdahil davacı … Yönetiminin davasının kabulüne, taşınmazın tespitinin iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalılardan … ve … mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede davanın devamı sırasında yapılıp kesinleşmeyen orman kadastrosu vardır.
Mahkemece, davacı yanın dayanağı tapu kayıtları ile çekişmeli taşınmaza komşu taşınmazların tespitine esas tapu kayıtlarını tüm tedavülleri ile getirtilerek keşifte zemine uygulanmaksızın taşınmazın evveliyatı itibariyle orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle davacıların davasının reddine, orman idaresinin davasının kabulüne, taşınmazın tespitinin iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir.
Şöyle ki; dava kadastro tespitine itiraz davası olup, dava konusu taşınmaz davalılar adına tespit edilmiştir. Mahkeme, gerçek kişiler arasındaki davada 2001 yılında yapılan keşif esnasında taşınmazın sınırında orman olduğunun anlaşılması üzerine ihbar yolu ile dahili davalı olarak Orman Yönetimini davaya katmıştır. Orman Yönetimi vekili 04.10.2001 tarihli harçsız dilekçesi ile taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tescilini talep etmiş, 19.06.2002 tarihli celsede ise taleplerinin müdahale değil, davaya cevap niteliğinde olduğunu beyan etmiştir. Bu haliyle Orman Yönetiminin 3402 sayılı Kanunun 26/D maddesi bağlamında müdahil davacı sıfatı ile davaya harçlı bir katılımı bulunmadığı gibi, yargılamaya mahkemece çağrılması Orman Yönetimine taraf sıfatı kazandırmaz. Dava konusu taşınmaz kadastro tespiti sırasında davalılar adına tespit edilmiş olup orman yönetiminin davada kanunî hasım olması da söz konusu değildir.
Orman Yönetiminin yapılan yargılamada taraf olmadığı gibi 3402 sayılı Kanunun 26/D maddesi bağlamında müdahil davacı sıfatı ile davaya usûlüne uygun harçlı bir katılımı ve tescil talebi bulunmadığına, davanın taraflar arasında görülüp karar verileceğine göre, mahkemece taşınmazın evveliyatı itibariyle orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılardan … ve … mirasçıları vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma kararına göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 26/01/2015 günü oy birliği ile karar verildi.