İdare tarafından yapılan yazışmalar ve tespitlere göre işin başında ödenek tahsisi konusunda sıkıntı olmasına rağmen bu nedenle davacıya süre uzatımı verildiği, verilen süre uzatımına rağmen davacının imalâtı tamamlamadığı ortadadır. Bu durumda davalı tarafından yapılan fesih işleminin haksızlığından söz edilemeyeceğinden mahkemece davacının kâr mahrumiyeti talebi ile teminat mektubu bedeli ile ilgili taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü doğru olmamış, bozulması gerekmiştir

<![CDATA[

T.C. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi

Esas No:2015/4159 Karar No:2016/3704 K. Tarihi:27.6.2016
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: – K A R A R – Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacı davasında, 19.12.2008 tarihli sözleşme ile “Çankırı ili Yapraklı ilçesi İş Merkezi Yapımı İnşaatı” işini 225.000,00 TL bedelle üstlendiğini, sözleşmede işin 250 gün içinde yapılması, bedelin %10’luk kısmının 2008’de, %90’ı 2009 yılı içinde ödenmesinin kararlaştırıldığını, 23.12.2008’de inşaata başlandığını, davalı tarafından 24.04.2009 tarihinde gönderilen yazı ile 2009 yılı içinde 50.000,00 TL ödeneceğinin bildirildiğini, sözleşmeye uyulmaması sebebiyle işi durdurmak zorunda kaldığını; ödenek tahsis edildiği bildirilen 09.09.2009 tarihli yazıdan 06.12.2012 tarihinde haberdar olduğunu 14.10.2009 tarihli yazıda işin 02.12.2009 tarihine kadar uzatıldığının bildirildiğini, ödenek yokluğundan işin kararlaştırılan sürede tamamlanamadığını, davalının 11.12.2009 tarihli 12/505 sayılı yazı ile sözleşmeyi haksız olarak feshettiğini belirterek nakde çevrilen teminat mektubu bedeli 13.500,00 TL’nin paraya çevrildiği 30.04.2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınmasına, ayrıca sözleşmenin ifa edilmemesi sebebiyle yoksun kalınan kâr karşılığı şimdilik 10.000,00 TL ile feshe kadar yapılan işler ve yapılan harcamalara karşılık şimdilik 1.500,00 TL’nin ve sözleşmenin haksız feshi sebebiyle uğranılan itibar kaybına karşılık 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında talebini ıslah ederek 2 nolu hakediş sonrası yapılan işler bedeli olarak talep edilen 1.500,00 TL’yi 2.746,95 TL’ye, yoksun kalınan kâr bedeli olarak talep edilen 10.000,00 TL’yi 14.374,03 TL’ye çıkartmıştır. Davalı savunmasında davacının sözleşmenin feshine kusurlu hareketleriyle sebebiyet verdiğini, 2008 yılında tahsis edilen ödeneğinin %10’una tekabül eden 23.043,00 TL’nin ancak 20.05.2009 tarihinde kullanabildiğini, 24.04.2009 tarihinde verilen 50.000,00 TL ödeneği kullanamadığını, 16.07.2009 tarihine kadar işin %20’sini yapabildiğini, 09.09.2009 tarihli yazı ile tüm ödeneklerin serbest bırakıldığının bildirilmesine rağmen iş yapılmadığını, 14.10.2009 tarihli ihtarname ile işin bitirilmesi için 02.12.2009 tarihine, kadar süre verilmesine rağmen işin tamamlanmadığını, Sulh Hukuk Mahkemesi’nden 2009/ Esas sayılı dosyada inşaat seviyesinin tespit ettirildiğini, daha sonra davacının işi bırakıp kaybolduğunu, bundan sonra sözleşmenin feshedildiğini, davacının kendi kusuruyla sözleşmenin feshine sebebiyet verdiğinden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece davalı idarenin ihale sözleşme şartlarını değiştirerek ödeneği kıstığı, bu suretle sözleşmenin feshine kusurlu hareketi ile sebebiyet vermiş olduğundan, Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddeleri gereğince irat kaydedilen 13.500,00 TL tutarındaki teminat mektubunun paraya çevrildiği 30.04.2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya ödenmesine, 2. numaralı hakediş sebebiyle ödenmeyen 2.746,95 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya ödenmesine, kişilik hakları ihlal edilmediğinden manevi tazminat talebinin reddine davanın kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasında 19.12.2008 tarihinde sözleşme düzenlendiği, bu sözleşmede imalât bedelinin 225.000,00 + KDV olarak kararlaştırılıp sürenin 250 gün olarak belirlendiği hususları ihtilâfsızdır. Davacıya yer tesliminin 23.12.2008 tarihinde yapıldığı, idarece davacı şirkete 24.04.2009 tarih ve 4319 sayılı yazı ile 2009 yılında kullanılacak toplam ödeneğin 50.000,00 TL olarak revize edildiğinin bildirildiği, yine idarenin, 09.09.2009 tarih ve 9602 sayılı yazısıyla gelişen bütçe imkanları çerçevesinde 2009 yılı için kullanılacak olan 50.000,00 TL tutarlı ödenekle ilgili yazının iptâl edildiği, herhangi bir ödenek kısıtlamasının bulunmadığı dikkate alınarak çalışmalara devam edilmesi ve revize iş programının idareye bildirilmesinin istendiği, bundan sonra 95 günlük süre uzatımı verilerek işin bitim tarihinin 02.12.2009 olarak değiştirildiği, anlaşılmaktadır. Buna rağmen idare teknik heyeti tarafından mahallinde yapılan 29.09.2009 tarihli inceleme sonucunda inceleme tarihi itibariyle son kat tahliyesinin henüz tamamlanmadığı ve kalan işlerin, süre uzatımı dahil iş bitim tarihi olan 02.12.2009 gününe kadar tamamlanmasının fiilen oldukça zor olduğunun tespit edilerek kontrolörlük raporu haline getirildiği, bundan sonra davalı idarenin, 14.10.2009 tarihli ihtarname ile çalışmalara hız verilmesi, revize iş programının ivedilikle idareye bildirilmesi aksi takdirde yasal işlemlerin başlatılacağının bildirildiği, bundan sonra idarece 03.12.2009 tarihinde yapılan durum tespitinde; inşaatın son kat tahliyesi atılarak kaba inşaatının tamamlandığı, 29.09.2009 tarihinde atılan 2. normal kat betonundan sonra herhangi bir imalât yapılmadığının ve inşaatta herhangi bir imalâtın yapılmadığının tespit edildiği, sonuçta 09.12.2009 tarihli makam oluruyla sözleşmenin feshedildiği anlaşılmaktadır. İdare tarafından yapılan yazışmalar ve tespitlere göre işin başında ödenek tahsisi konusunda sıkıntı olmasına rağmen bu nedenle davacıya süre uzatımı verildiği, verilen süre uzatımına rağmen davacının imalâtı tamamlamadığı ortadadır. Bu durumda davalı tarafından yapılan fesih işleminin haksızlığından söz edilemeyeceğinden mahkemece davacının kâr mahrumiyeti talebi ile teminat mektubu bedeli ile ilgili taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü doğru olmamış, bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 27.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.
]]>