kesin hakediş davacı yüklenici şartnamenin yukarıda belirtilen usulüne uymadan, sadece “itirazî kayıtla” demek suretiyle imzalandığından hakedişin yüklenici bakımından kesinleştiğinin kabulü gerekir

  1. Hukuk Dairesi         2012/6477 E.  ,  2013/6047 K.

 “İçtihat Metni”

Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesi uyarınca verilen kesin teminat mektuplarının iadesi istemiyle açılmış, davalı kesin hesap borcu nedeniyle teminatların iade edilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuş; mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında imzalanan 25.01.1999 tarihli sözleşmenin 4. maddesinde atıfta bulunulan ihaleevrakının ekinde bulunan….nin 40. maddesinde, kesin hesaplar ve kesin kabul tutanağının düzenlenmesinden sonra kesin hakediş raporunun düzenleneceği, yüklenicinin kesin hesapların idareye tesliminden sonra itirazı olursa itirazlarının yerlerini açık seçik belirtmek suretiyle anılan Şartnamenin 39. maddesinin (a) bendindeki usuller çerçevesinde idareye dilekçe ile bildirmesi gerektiği belirtilmiş, 39/a maddesinde ise müteahhidin itirazlarını bu şekilde bildirmediği takdirde hakedişi olduğu gibi kabul etmiş sayılacağı hükmüne yer verilmiştir. Sözleşme ve eki şartnamenin bu hükmü, 1086 Sayılı HUMK’nın 287 ve 6100 Sayılı HMK’nın 193. maddeleri uyarınca delil sözleşmesi niteliğinde olup, taraflarca ileri sürülmese dahi görevi gereği mahkemece re’sen gözetilmek zorundadır.

Tarafların birlikte düzenlediği 20.11.2005 tarihli kesin hakediş davacı yüklenici şartnamenin yukarıda belirtilen usulüne uymadan, sadece “itirazî kayıtla” demek suretiyle imzalandığından hakedişin yüklenici bakımından kesinleştiğinin kabulü gerekir. O halde, kesin hakedişte saptanan 41.281,91 TL yüklenici borcunun teminat tutarından mahsubuyla kalanının iadesine karar verilmesi yerine, bilirkişi görüşüyle bağlı kalınarak davanın kısmen kabulü doğru görülmemiş, kararın bozulması uygun bulunmuştur.

SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 18.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.