kur'a çekiminde adına isabet eden 2 ve 6 no'lu daireyi ana ve ek sözleşme gereği eksiksiz teslim aldım… Kooperatifi'nden geriye ve ileriye dönük hiçbir alacağım kalmamıştır." şeklinde beyanda bulunulduğu görülmüştür. Bu durumda mahkemece, davacılar vekilinden bu belgeye yönelik açıklama alınıp, belgenin dava konusu kira tazminatı ve cezai şart istemine etkisi konusunda tartışma ve değerlendirme yapılarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, belge üzerinde durulmadan hüküm kurulması doğru olmamıştır…. Diğer yandan, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden doğan borçlarda, yanlar arasında kesin bir vade kararlaştırılmamış ise, borçlunun dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan BK'nın 101. (TBK'nın 117.) madde hükmüne uygun şekilde temerrüde düşüldüğü tarihten itibaren temerrüt faizi yürütülebilir. Bu tür bir alacağa temerrüt faizi yürütülebilmesi için muaccel olması yeterli olmayıp, karşı tarafın ayrıca temerrüde düşürülmesi gerekir. İşbu davanın konusu gecikme tazminatı olup, kira sözleşmesine dayalı kira alacakları için aylık kiranın tahakkukundan sonra takip eden aydan itibaren faiz yürütülmesi kuralının, tazminat alacaklarında uygulanması mümkün değildir. Somut olayda, davacılar vekilince, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 10.000,00 TL gecikme tazminatı talep edilmiş olup, 23.09.2013 tarihli ıslah dilekçesinde, gecikme tazminatı tutarı artırılmıştır. Buna göre mahkemece, davalının, gecikme tazminatı yönünden dava tarihinden önce BK'nın 101. maddesi hükmüne uygun olarak miktar ve süre içeren temerrüt ihtarı ile temerrüde düşürülmediği, 16.11.2015 tarihli ihtarnamenin BK'nın 101. maddesi hükmüne uygun olmadığı gözetilerek, kabulüne karar verilen alacağın 10.000,00 TL'sine dava tarihinden, kalan kısma ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesi gerekirken, tamamına dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi de doğru olmamıştır….

image_pdfimage_print
Bu içerik sadece üyelere özeldir. Üyelere özel içerikleri görebilmek için lütfen üye olun
Üye Ol
image_pdfimage_print