A1 Mahallesinde Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan 2000 m2 yüzölçümlü alanı sabit iskele yapmak suretiyle … döneminde fuzulen işgal ettiğinden bahisle tahakkuk ettirilen 1.665,17 TL tutarlı ecrimisil ihbarnamesine yapılan itiraz üzerine düzenlenen  ecrimisil düzeltme ihbarnamesinin iptali istemiyle açılan davada; dava dosyasındaki bilgi ve belgeler ile Mahkemece verilecek karara esas alınacak nitelikte bulunan bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesi sonucu,taşınmaz tespit tutanağında yer alan ve ecrimisile konu edilen 194.00 m2 beton iskelenin keşif mahallinde taraflarca gösterilemediği, anılan iskelenin var olduğu ve davacı site tarafından yapıldığını kanıtlar nitelikte dosyaya bilgi ve belge sunulamadığı, bu durumda davacının Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan 194.00 m2'lik alanı fuzulen işgal ettiğinden bahsedilemeyeceği gibi anılan alan için davacı adına ecrimisil tahakkuk ettirilemeyeceği, dava kararı

 

 

İzmir BİM, 6. İDD, E. 2016/660 K. 2017/181 T. 9.2.2017

 

İSTEMİN ÖZETİ: Davacının İzmir İli, Seferihisar İlçesi, A1 Mahallesinde Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan 2000 m2 yüzölçümlü alanı sabit iskele yapmak suretiyle 21.11.2012-15.09.2014 döneminde fuzulen işgal ettiğinden bahisle tahakkuk ettirilen 1.665,17 TL tutarlı ecrimisil ihbarnamesine yapılan itiraz üzerine düzenlenen 29.12.2014 tarih ve 59407 sayılı ecrimisil düzeltme ihbarnamesinin iptali istemiyle açılan davada; dava dosyasındaki bilgi ve belgeler ile Mahkemece verilecek karara esas alınacak nitelikte bulunan bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesi sonucu, 16.09.2014 tarihli taşınmaz tespit tutanağında yer alan ve ecrimisile konu edilen 194.00 m2 beton iskelenin keşif mahallinde taraflarca gösterilemediği, anılan iskelenin var olduğu ve davacı site tarafından yapıldığını kanıtlar nitelikte dosyaya bilgi ve belge sunulamadığı, bu durumda davacının Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan 194.00 m2’lik alanı fuzulen işgal ettiğinden bahsedilemeyeceği gibi anılan alan için davacı adına ecrimisil tahakkuk ettirilemeyeceği, davacıdan, dava konusu diğer 18 m2’lik taşınmazı işgalinden dolayı 417,70 TL, ecrimisil istenilmesinin mümkün olduğu anlaşılmış olup, bu itibarla dava konusu 1.665,17 TL’lik ecrimisil düzeltme ihbarnamesinin 1.247,47 TL’lik kısmında hukuka uyarlık, bu tutarı aşan 417,70 TL’lik kısmında ise hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen reddine, dava konusu işlemin kısmen iptaline dair verilen İzmir 2. İdare Mahkemesi Hakimliğinin 19/07/2016 tarih, E: 2015/605, K: 2016/866 sayılı kararının; aleyhlerine verilen iptale ilişkin kısmının ecrimisil bedelinin bölgedeki diğer iskele birim bedel emsalleri esas alınarak belirlenmesi hususunda yanlışlık olmadığı, dava konusu işlemde hukuka aykırılık, aksi yöndeki kararın iptale ilişkin kısmında hukuksal isabet bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istemidir.

 

SAVUNMANIN ÖZETİ: İşgale konu alanda sabit iskele bulunmadığı, bu durumun bir yıl sonraki tespit sırasında da ortaya çıktığı ileri sürülerek yasal ve hukuksal dayanağı bulunmayan itirazın reddi gerektiği yolundadır.

 

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren İzmir Bölge İdare Mahkemesi Altıncı İdare Dava Dairesince, dava dosyasındaki bilgi ve belgeler incelenerek davalı itirazına konu dava konusu işlemin kısmen iptaline ilişkin kısmına yönelik olarak gereği görüşüldü:

 

İtiraza konu kararın verildiği tarihte yürülükte olan haliyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “itiraz” başlıklı 45. maddesinin 1. bendinin son fıkrasında; “İdare ve vergi mahkemelerinin, … tek hâkimle verilen nihaî kararlara, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi mahkemelerin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine itiraz edilebilir.”; aynı maddenin 4. bendinde ise; “Bölge idare mahkemesi evrak üzerinde yaptığı inceleme sonunda, maddi vakıalar hakkında edinilen bilgiyi yeter görürse veya itiraz sadece hukuki noktalara ilişkin ise veya itiraz olunan karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise işin esası hakkında karar verir. Aksi halde gerekli inceleme ve tahkikatı kendisi yaparak esas hakkında yeniden karar verir.” kuralına yer verilmiştir.

 

Dava, davacının İzmir İli, Seferihisar İlçesi, A1 Mahallesinde Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan 2000 m2 yüzölçümlü alanı sabit iskele yapmak suretiyle 21.11.2012-15.09.2014 döneminde fuzulen işgal ettiğinden bahisle tahakkuk ettirilen 1.665,17 TL tutarlı ecrimisil ihbarnamesine yapılan itiraz üzerine düzenlenen 29.12.2014 tarih ve 59407 sayılı ecrimisil düzeltme ihbarnamesin iptali istemiyle açılmıştır.

 

2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 75. maddesinde, Devletin özel mülkiyetinde veya hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmaz malların,gerçek ve tüzel kişilerce işgali üzerine, fuzuli şagilden bu Yasanın 9. maddesindeki yerlerden sorulmak suretiyle 13.maddesinde gösterilen komisyonca takdir ve tesbit edilerek ecrimisil isteneceği, ecrimisil istenilmesi için Hazinenin işgalden dolayı zarara uğramış olmasının gerekmediği ve fuzuli şagilin kusurunun aranmayacağı hükme bağlanmıştır.

 

Diğer yandan, dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte olduğu biçimiyle 19.06.2007 Günlü 26557 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve 01.07.2007 günü yürürlüğe giren Hazine Taşınmazlarının İdaresi Hakkında Yönetmelik’in “tanımlar” başlıklı 4. maddesinin 1. Fıkrasının (d) bendinde, “Ecrimisil: Hazine taşınmazının, İdarenin izni dışında gerçek veya tüzel kişilerce işgal veya tasarruf edilmesi sebebiyle, İdarenin bir zarara uğrayıp uğramadığına veya işgalcinin kusurlu olup olmadığına bakılmaksızın idarece talep edilen tazminattır”, (e) bendinde, “Fuzuli şagil (İşgalci): Kusurlu olup olmadığına bakılmaksızın, Hazine taşınmazının zilyetliğini, yetkili İdarenin izni dışında eline geçiren, elinde tutan veya her ne şekilde olursa olsun bu malı kullanan veya tasarrufunda bulunduran gerçek veya tüzel kişileri” ifade edeceği belirtilmiş, yönetmeliğin “Tespit” başlıklı 84. maddesinde, “(1) Hazine taşınmazlarından kiraya verilen, irtifak hakkı kurulan veya kullanma izni verilenlerin dışında kalanların fiilî durumları, İdarece hazırlanan program dâhilinde mahallinde tespit edilir… Tespitten önceki sürelere ait işgal ve tasarruflar sebebiyle ecrimisil takip ve tahsilatı yapılarak bu taşınmazlar denetim ve idare altına alınır.

 

(2) Taşınmazın mahallinde düzenlenecek Taşınmaz Tespit Tutanağında (Ek-8); işgalin başlangıç tarihi, taşınmazın işgale veya kullanıma konu olan yüzölçümü, işgalcileri, kullanım amacı, ecrimisil takdirinde yararlanılabilecek bilgiler ile bilinmesinde yarar görülen diğer bilgilere yer verilir.”; “Ecrimisilin tespit ve takdir edilmesi” başlıklı 85. maddesinde, “(1) Hazine taşınmazlarının kişilerce işgale uğradığının tespit edilmesi hâlinde, tespit tarihinden itibaren onbeş gün içinde “Taşınmaz Tespit Tutanağı”na (Ek-8) dayanılarak, tespit tarihinden geriye doğru beş yılı geçmemek üzere bedel tespit komisyonunca ecrimisil tespit ve takdir edilir.

 

(2)Ecrimisilin tespit ve takdirinde; İdarenin zarara uğrayıp uğramadığına ve işgalcinin kusurlu olup olmadığına bakılmaksızın, taşınmazın işgalci tarafından kullanım şekli, fiili ve hukuki durumu ile işgalden dolayı varsa elde ettiği gelir, aynı yer ve mahalde bulunan emsal nitelikteki taşınmazlar için oluşmuş kira bedelleri veya ecrimisiller, varsa bunlara ilişkin kesinleşmiş yargı kararları, ilgisine göre belediye, ticaret odası, sanayi odası, ziraat odası, borsa gibi kuruluşlardan veya bilirkişilerden soruşturulmak suretiyle edinilecek bilgiler ile taşınmazın değerini etkileyecek tüm unsurlar göz önünde bulundurulur. İşgalin şekli, Hazine taşınmazının konumu ve taşınmazdan elde edilen gelir gibi unsurlar itibariyle asgari ecrimisil tutarlarını belirlemeye Bakanlık yetkilidir…

 

(5) Bakanlık, uygulamada birliği sağlamak amacıyla, ecrimisilin tespit ve takdirine ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.” kuralına yer verilmiştir.

 

Diğer yandan; 20.08.2011 tarih ve 28031 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 336 sayılı Milli Emlak Genel Tebliğinin “Ecrimisilin tespit ve takdir edilmesi” başlıklı 5. maddesinde; “… (3) Hazine taşınmazlarının gerçek veya tüzel kişilerce işgale uğradığının tespit edilmesi hâlinde; tespit tarihinden itibaren onbeş gün içinde taşınmaz tespit tutanağına dayanılarak bedel tespit komisyonunca tespit tarihinden geriye doğru beş yılı geçmemek üzere, tarımsal amaçlı kullanımlar ile belediye ve mücavir alan sınırları dışında gelir getirici unsur taşımayan kullanımlar için taşınmazın emlak vergisine esas asgari değerinin yüzde birbuçuğundan; belediye ve mücavir alan sınırları içinde ve planlı alanlarda tarım dışı kullanımlar için ise taşınmazın emlak vergisine esas asgari değerinin yüzde üçünden az olmamak üzere ecrimisil tespit ve takdir edilir.

 

(4) Belediye ve mücavir alan sınırları dışında veya köy sınırları içinde olan ve tarımsal amaçla kullanılmakta iken, belediye sınırlarının genişlemesi sonucunda belediye ve mücavir alan sınırları içinde kalan ve/veya imar planına tabi tutulan taşınmazların tarımsal amaçlı kullanımından dolayı ecrimisil tespit ve takdirinde, tarımsal kullanım dikkate alınır. Ancak, bu taşınmazların ecrimisil bedeli; taşınmazın sınırları içerisinde bulunduğu ilçede taban, kıraç ve sulu arazi için belirlenen emlak vergisine esas asgari arazi metrekare birim bedellerinin yüzde bir buçuğundan az olamaz.

 

(5) Emlak vergisine esas asgari metrekare birim değeri belirlenmemiş olan Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerler için ecrimisil tespit ve takdirinde, birim değeri belirlenen en yakın emsal taşınmazın emlak vergisine esas metre kare birim değeri dikkate alınır…

 

(10) Ecrimisilin tespit ve takdirinde; İdarenin zarara uğrayıp uğramadığına ve işgalcinin kusurlu olup olmadığına bakılmaksızın, taşınmazın işgalci tarafından kullanım şekli, fiili ve hukuki durumu ile işgalden dolayı gelir elde edilip edilmediği, gibi hususlar göz önünde bulundurulur.

 

(11) Ecrimisil tespit ve takdir edilirken, Hazine taşınmazının değerini etkileyebilecek;

 

  1. a) İmar durumu,

 

  1. b) Yüzölçümü,

 

  1. c) Niteliği,

 

ç) Verimi (tarım arazilerinde),

 

  1. d) Alt yapı hizmetlerinden yararlanıp yararlanmadığı,

 

  1. e) Konumu,

 

  1. f) Taşınmazın kullanım şekli ve işgalden dolayı gelir elde edilip edilmediği,

 

gibi her türlü ölçütler dikkate alınır.

 

(12) Ecrimisilin tespitinde ayrıca; aynı yer ve mahalde bulunan emsal nitelikteki taşınmazlar için oluşmuş kira bedelleri veya ecrimisiller, varsa bunlara ilişkin kesinleşmiş yargı kararları, ilgisine göre belediye, ticaret odası, sanayi odası, ziraat odası, borsa gibi kuruluşlardan veya bilirkişilerden soruşturulmak suretiyle edinilecek bilgiler ile taşınmazın değerini etkileyecek tüm unsurlar göz önünde bulundurulur. Ecrimisil tespit ve takdirinde göz önünde bulundurulacak bilgiler, gerektiğinde köy, mahalle, cadde ve sokak itibariyle sorulabilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.

 

Bu çerçevede; yukarıda yer alan anılan tanımlar ve ecrimsilin belirlenmesinde gerek yasa, gerekse yönetmelik ile getirilen kuralların; idarece istenilecek ecrimisilin miktarı belirlenirken taşınmaza ilişkin rayicin tespitini sağlamaya yönelik olduğu; idarece miktar belirlenirken piyasa değeri araştırmasının yapılmasının sağlanması, böylece taşınmazın işgali nedeniyle istenilmesi gereken ecrimisil gerçek değerinin tespiti yapılarak idarenin zarara uğratılmasının, yada giderek tazminat niteliği gereği rayiç bedelin üstünde fahiş ecrimisil tutarları belirlenerek sebepsiz zenginleşme yada ilgilinin zarara uğratılmasının önlenmesinin amaçlandığının kabulü gerekmektedir.

 

Bu amacın bir gereği olarak; öncelikle idarenin belirlediği ecrimisil bedelinin piyasa rayicinde olduğunu yönetmeliğin 85. maddesinde yer verilen ilke ve ölçütlere uygun olarak yaptığı araştırma, aldığı görüş, emsal kira ve ecrimisil tutarları ile ecrimisilin belirlenmesinde işgalin biçimi, süresi, sağlanan gelir, taşınmazın değeri, konumu, niteliği gibi değişkenlerin neler olduğunu ortaya koyması gerekmektedir.

 

Bütün bu kural ve ilkeler gözönünde tutulduğunda; rayiç ecrimisil belirlenmesi ilkesine aykırı olarak normlar sıradizgisi içinde yasa ve yasa uyarınca çıkarılan yönetmeliğin olanak tanımadığı ve/veya öngörmediği salt taşınmazın emlak vergi değerinin belli bir oranı üzerinden asgari ecrimisil bedeli belirlenmesine ilişkin alt düzenleyici işlem olan “tebliğ” kuralları ile ecrimisil belirlenmesine hukuksal olanak bulunmadığı kabul edilmelidir.

 

Dava dosyasının incelenmesinden; davacının İzmir İli Seferihisar İlçesi A1 Mahallesinde bulunan devletin hüküm ve tasarrufunda bulunan kıyıda 194,00 m2 beton iskele ve 50,00 m2 iskele olmak üzere toplam 244,00 m2 kısmı üzerinde 21.11.2012 – 16.09.2014 döneminde fuzulen işgal ettiğinin 16.09.2014 tarihli taşınmaz tespit tutanağı ile belirlendiği, aynı tutanakta başkaca kullanımlara ilişkin olarak ta belirleme yapıldığı, bu belirlemeye dayanılarak yukarıda anılan yönetmeliğin 85 ve 336 sayılı Tebliğin 5. maddesi uyarınca gözönünde bulundurularak “ecrimisil kıymet takdir komisyonunca” toplamı 22.610,00 TL ecrimisil hesaplandığı, 22.610,00 TL ecrimisilin 14.10.2014 tarih, 48379 sayılı ecrimisil ihbarnamesi ile davacıdan istendiği, anılan ihbarnamenin 17.10.2014 tarihinde tebliği üzerine davacının ihbarnameye itiraz ettiği, itirazlarının siteleri tarafından yapılmış bir iskele bulunmadığı, iskele olarak nitelenen alanın doğal oluşmuş bir karar parçası olduğu ve tutarın fahiş hesaplandığı yolunda yapıldığı, davacının itirazlarının dava konusu ecrimisil düzeltme ihbarnamesi 50m2 olarak gösterilen sabit iskelenin 68m2 olduğunun anlaşılması nedeni ile 18m2’si üzerinde sabit iskele yapılmak suretiyle fuzulen işgalden dolayı aynı dönem için 1.665,17- TL ecrimisil tahakkuk ettirilmesi üzerine önümüzdeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

 

Olayda; davacının ecrimisil ihbarnamesine itirazı üzerine yerinde yapılan belirlemeye göre hazırlanan ve davacı temsilcisinin de imzaladığı taşınmaz tespit tutanağında ilk tutanakta 50,00 m2 olarak belirlenen iskele yerine “beton dökülen alan (18,00 + 50,00) toplam 68,00 m2 olarak belirlendiği, itiraz üzerine belirlenen 18,00 m2 işgal için aynı döneme yönelik olarak 1.665,17 TL daha ecrimisilin bu davaya konu 29.12.2014 tarihli ihbarname ile istendiği, daha sonra 68,00 m2 işgal için “16.09.2014 – 30.09.2015 dönemi” için 996,62 TL ecrimisil istendiği, Mahkemesince davacının işgalci olup olmadığının ve ecrimisil tutarının hesaplanması için yerinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, taraf vekilleri ve bilirkişi kurulunun da imzaladığı keşif tutanağında, yerinde yapılmış ölçümlere ve ecrimisilin konusu işgal biçimlerinin varlığına yönelik olarak bir bilgiye yer verilmediği, keşif sonrasında hazırlanan bilirkişi raporunda özetle; taraf iddialarına ve Mahkemenin davanın nedenleri arasında yer alan beton iskelenin doğal bir uzantı olduğu yolunda iddialar nedeniyle yaptığı ara kararına verilen yanıtlar ile davalının davacının itirazı üzerine yerinde yeniden yaptığı ölçümler ve bunlara ilişkin olarak tahakkuk ettirilen ecrimisil tutarları gözönünde bulundurularak işgale konu 18,00 m2’lik alanın daha sonra yerinde belirlenen 68,00 m2’lik beton dökülen alan içinde yer aldığı; 194,00 m2 iskele alanının keşif sırasında taraflarca kendilerine gösterilmediği, işgal alanının bu nedenle 18,00 m2 olduğu, ecrimisilin hesaplanması bakımından da davacının aynı alana ilişkin olarak 16.09.2014 – 30.09.2015 dönemi için istenen 996,62 TL’yi itiraz etmeden ödemiş olması nedeniyle taraflar arasında tartışma ve çekişme bulunmayan bu tutar gözönünde bulundurularak, dava konusu ecrimisilin konu ettiği işgal ve dönemi bakımından işgal edilen 18,00 m2 alan için yeniden değerleme oranları ile 417,70 TL ecrimisil hesaplandığı, raporda idarenin kabul ettiği işgal alanı bakımından da 244,00 m2 için 5.662,17 TL hesaplama yapıldığı, bilirkişi raporuna davalının bilirkişi raporunun bedel bakımından takdirinin yerinde olmadığı, işgal şeklinin gözönünde bulundurulmadığı, emsal araştırması yapılmadığı, idarelerince ecrimisilin 336 sayılı Tebliğe uygun yapıldığı yolunda itirazlarda bulunulduğu, davacının ise sonraki döneme ilişkin ecrimisil tutarının indirim hakkı nedeniyle ödenmiş olması karşısında emsal ecrimisil olarak alınamayacağı yolunda itirazda bulunduğu, Mahkemesince bilirkişi raporu esas alınarak, salt 50,00 m2 alan için hesaplanan 1.160,28 TL ecrimisil tutarına yönelik olarak davanın reddedildiği, 194,00 m2 alanın davacı tarafından işgal edilmediği sonucuna varılarak bu kısım yönünden dava konusu işlemin iptal edildiği, davalı idarece kararının iptale ilişkin kısmı yönünde yapılan itiraz başvurusunda; emsal ecrimisil ve kiralama bedellerine yer verildiği, gerek 194,00 m2 beton iskele olarak, gerekse 68,00 m2 beton iskele olarak nitelenen işgallerin devam ettiğine ilişkin davacı temsilcisi tarafından da imzalanmış 30.09.2016 tarihli taşınmaz tespit tutanaklarının sunulduğu, eki hava fotoğraflarında da 194,00 m2 alanın işaretlendiği, aynı fotoğrafların davalının birinci savunması ekinde de yer aldığı ve idarenin savunma dilekçesinde işgale ilişkin ölçümlerin teknik araçlarla hatasız yapıldığı savunmasında bulunduğu görülmektedir.

 

Bu çerçevede; yerinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonrasında hazırlanan bilirkişi raporuna dayanılarak verilen kararın itiraza konu iptale ilişkin kısmının gerekçesi incelendiğinde; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesiyle “bilirkişi” konusunda atıfta bulunulan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 266. maddesinde; hakimin, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar vereceği öngörülmüştür.

 

Bilirkişiye başvurulmasındaki amacın, hukuka uygun karar verebilmek için gerekli verilere ulaşmak olduğu göz önünde tutulduğunda, bilirkişilerin uyuşmazlık konusunda özel ve teknik bilgiye sahip olan kişiler arasından seçilmesi gerektiği kuşkusuz olup; bilirkişi veya bilirkişilerce düzenlenen raporda, sorulara verilen cevapların yargıcın gereksinim duyduğu özel ve teknik bilgilerle şüpheye yer vermeyecek şekilde açık, rapor içeriğinin ise hükme esas alınabilecek nitelikte olması gerekmektedir.

 

Bu durumda; keşif sırasında uyuşmazlığa konu ecrimisilin nedeni işgal biçimi ve alanına dönük olarak herhangi bir ölçüm yada ifadenin keşif tutanağında yer almaması, bilirkişilerce davalının savunması ekindeki hava fotoğraflarında gösterilen işgal alanları ile kullanım biçimlerinin yerinde belirlenmesi gerekirken salt tarafların Mahkemenin ara kararlarına verdiği yanıtlarda Mahkemenin hukuksal değerlendirmesine konu edilmesi gereken iddialarla yetinilerek; fiilin durum yerinde ölçümlerle ortaya konulmaksızın işgalin büyüklüğü ve biçimi bakımından 244,00 m2, 100 m2 ve 50 m2 olarak seçenekli bir biçimde hazırlanan ve Yasa, Yönetmelik ile Tebliğ kurallarında belirlenen ilkelerle rayiç ecrimisil tutarının belirlenmesi gerekirken, ecrimisile konu dönemden sonraki bir döneme ilişkin olarak aynı yerle ilgili ecrimisilin davacı tarafından itirazsız ödenmesi nedeniyle bu tutarın emsal kabul edilmesi ile yetinilerek hazırlanan bilirkişi raporunun karara temel alınabilecek nitelikte bir bilirkişi raporu olarak kabul edilmesine olanak bulunmadığından, kararın itiraza konu iptale ilişkin kısmında gerekçe yönünden hukuksal isabet bulunmamaktadır.

 

Ancak; davalı idarece gerek taşınmaz tespit tutanağı, gerekse eki hava fotoğraflarında ecrimisile esas alınan toplam 244,00 m2 alanın beton dökülerek iskele olarak kullanıldığı kabul edilen işgalin varlığı açık olmakla birlikte; davacının işgal dönemi, işgal edilen alanın büyüklüğü ve kıyı alanının kullanımı amacı ve biçimi gözönünde bulundurularak rayiç ecrisimisil bedelinin takdir komisyonu aracılığıyla gerekli yerlerden görüş alınmak, gerektiğinde bilirkişiye başvurulmak, emsal kira ve/veya ecrimisil tutarlarından yararlanmak, varsa işgale konu taşınmazın konumu, niteliği gibi özellikleri ortaya konulmak suretiyle belirlenmesi gerekirken; bu yönde araştırma yapılmadan; ecrimisile konu dönem ve işgale konu alana ilişkin olarak ecrimisilin nasıl hesaplandığı ortaya konulmaksızın, idarenin ecrimisilin rayiç birim bedelinin belirlenmesi bakımından yukarıda anılan Yasa, Yönetmelik ve Tebliğ kuralları ile getirilen yönteme uygun hareket etmemiş olması karşısında; dava konusu işlemin taraflarca itiraza konu edilmeyerek kesinleşen redde ilişkin kısmı dışında kalan ve Mahkemesince iptal edilen 1.247,47 TL kısmında “yöntem” kurallarına uyarlık bulunmadığından, Mahkeme kararının itiraza konu iptale ilişkin kısmında bu gerekçeyle sonucu itibariyle hukuksal isabetsizlik bulunmamaktadır.

 

Açıklanan nedenlerle; İzmir 2. İdare Mahkemesi Hakimliğince “kısmen davanın reddi, kısmen dava konusu işlemin iptaline” yönelik olarak verilen 19/07/2016 tarih, E: 2015/605, K: 2016/866 sayılı kararın davalı idarenin itirazına konu iptale ilişkin kısmında sonucu itibariyle bozulmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, itiraz isteminin reddi ile anılan kararın gerekçesi düzeltilerek onanmasına, aşağıda ayrıntısı gösterilen toplam 33,00 TL itiraz yargılama giderlerinin itiraz eden üzerinde bırakılmasına, yatırılan posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesi üzerine Mahkemesince itiraz edene geri verilmesine, itiraza konu kararın verildiği tarihte yürürlükte olan mevzuat uyarınca kararımızın tebliğini izleyen 15 gün içinde İzmir Bölge İdare Mahkemesinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere; 09/02/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.