Ortak girişimle Alınan ihale sonrası kurulacak olan Adi ortaklık sözleşmeleri

image_pdfimage_print
52 / 100

Adi ortaklığa ilişkin tanım maddesi olan TBK m. 620’de adi ortaklığın sözleşme  ile  kurulacağı  düzenlenmiş  ve  sözleşme  unsuru  açıkça  belirtilmiştir.  Adi ortaklığın sözleşme unsuru, adi ortaklığı kanundan doğan hak sahipliği ilişkilerinde ayırmaktadır

Adi ortaklıkta ortaklar, ortak bir amaca ulaşmak üzere bir sözleşme etrafında birleşirler. Sözleşmenin kurulması için tarafların karşılıklı ve birbirlerine uygun irade beyanlarını açıklamaları gerekir.

Adi ortaklık sözleşmesi, tam iki tarafa borç  yükleyen bir sözleşme değildir. Tam iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde sözleşme taraflarının menfaatleri birbirine zıt menfaatleridir.

Bu sözleşmelerde tarafların her biri karşı tarafı kendisine karşı borç altına sokmak için sözleşmeye taraf olmuş ve borçlanmıştır. Dolayısıyla tam iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde tarafların üstlendikleri borçlar karşılıklı, birbirine bağlı ve zıttır. Adi ortaklıkta ise sözleşme taraflarının menfaatleri birbirine zıt değildir.Aksine sözleşme  tarafları  ortak  amacı  gerçekleştirmek  için  borç  altına  girmekte  ve  güçlerini birleştirmektedirler.

Adi şirket sözleşmesi, her bir ortağın irade beyanını diğer tüm ortaklara yöneltilmesi ve son ortağın kabul beyanının diğer ortaklara varması ile kurulur.Borçlar Kanunu sözleşmenin kurulmasına ilişkin genel hükümleri adi şirket sözleşmesi hakkında   da   uygulanır.

Yine   sözleşmenin   geçersizliğine   ilişkin   Türk   Borçlar Kanunu’nda yer alan genel hükümler adi şirket sözleşmesi içinde niteliğine uygun düştüğü ölçüde uygulama alanı bulacaktır.

Ancak adi ortaklığı kuran sözleşmenin tam iki  tarafa  borç  yükleyen  sözleşme  olmaması  nedeniyle  TBK  genel  hükümleri  ve özellikle  tam  iki  tarafa  borç  yükleyen  sözleşmelere  özgü  hükümleri  ancak  ortaklık hukuku ilkeleri ile çelişmediği durumlarda adi ortaklığa uygulanabilecektir.

Kanun koyucu bazı hallerde adi ortaklık hükümlerinde TBK’nın genel hükümlerine açık atıf  yapmıştır. Örneğin, adi ortaklığa ilişkin hükümler olan TBK m. 637/2’de temsil kurallarına, TBK m. 638/3’te müteselsil sorumluluğa gönderme yapılmıştır. Açıkça atıf yapılan bu gibi hallerde TBK’nın genel hükümleri adi ortaklığa uygulanacaktır.

Adi ortaklık sözleşmesi de diğer ortaklık sözleşmeleri gibi sürekli borç ilişkisi doğuran bir sözleşmedir. Adi ortaklıkta edimlerin bir kere değişimi yeterli olmamakta, müşterek  amacın  gerçekleştirilmesi  bir  zaman  almakta  ve  bu  sebeple,  adi  ortaklık  ifa süresi bakımından sürekli borç doğuran sözleşme özelliği kazanmaktadır.

  • Sözleşmenin Şekli Şekil Serbestisi

Adi ortaklık sözleşmesi herhangi bir şekil şartına bağlı değildir (TBK m. 12). Borçlar hukukunun sözleşmelerde geçerli olan şekil serbestisi adi şirket sözleşmesi için de uygulama alanı bulur. Dolayısıyla adi ortaklık sözleşmesinin sözlü olarak kurulması da mümkündür.

Nitekim Yargıtay da konuya ilişkin bir kararında adi ortaklık sözleşmesi için herhangi bir şekil şartının öngörülmediğini ve sözleşmenin sözlü dahi kurulabileceğini  “…uyuşmazlık,  6098  sayılı  Türk  Borçlar  Kanununun  620  ve  devamı maddelerinde (818 sayılı Borçlar Kanununun 520 vd. md.) düzenlenen adi ortaklıktan kaynaklanmaktadır.  Her  ne  kadar,  taraflar  arasındaki  adi  ortaklığa  ilişkin  yazılı  bir sözleşme mevcut değilse de, ortaklığın kurulabilmesi için yazılı şekil gerekli olmayıp, bu husus  ispat  koşulu  bakımından  değerlendirilmelidir.  

Bu  durumda;  davacı,  davalı  ile dava konusu inşaatı ortak yaptığı şeklindeki adi ortaklık ilişkisini tanık dahil her türlü delille kanıtlama hakkına sahiptir.” şeklinde ifade etmiştir. ..Yargıtay 3. HD. E. 2013/21392, K. 2014/6953, T. 06.05.2014.

Adi ortaklık sözleşmesinin sözlü olarak yapılmasına gerek kalmadan, örtülü irade beyanı ile kurulması da mümkündür. Yargıtay konuyla ilgili vermiş olduğu bir kararında “Adi ortaklık; bir yönüyle borç sözleşmesi olmasının yanı sıra, bir yönüyle de ortak bir gayenin yerine getirilmesini amaçlayan sosyal bir birliktir. Kanun adi ortaklık ilişkisinin kurulması için herhangi bir şekil şartı öngörmemiştir.

Nitekim doktrinde de sözleşmesel ilişkinin kurulması ile ilgili olarak “Diğer sözleşmelerde olduğu gibi, adi ortaklık sözleşmesi de tarafların karşılıklı ve birbirine uygun irade açıklamaları ile kurulur…Kanun ortaklık sözleşmesinin geçerliliğini şekle bağlamamıştır.” denilmiştir.

Aynı şekilde “Kanun, adi ortaklık sözleşmesinin geçerliliğini özel bir şekil şartına tabi  tutmamıştır.  Bu  nedenle  TBK  m.  12/f.l’de  ifadesini  bulan  ve  sözleşme  özgürlüğü ilkesinin bir görünümü olan şekil serbestisi prensibi karşısında adi ortaklık sözleşmesinin herhangi bir şekle bağlı olmadan, sözlü olarak da kurulabileceği, hatta bazen söze bile gerek kalmadan iradeyi ortaya koyan davranışlarla zımnen de oluşturulabileceği sonucuna varılmak gerekir.” denilmektedir.

Keza ortakların iradelerinin aynı anda açığa vurulmuş olması da gerekmez. şeklindeki ifadesi ile adi ortaklığın iradeyi ortaya koyan davranışlarla da kurulabileceğini kabul etmiştir.

Adi ortaklığın konusu, kanunen şekle bağlı olan işlemleri gerçekleştirmek olsa bile yine adi ortaklık sözleşmesi için şekil serbestisi geçerli olacaktır Yargıtay 3. HD. E. 2014/6556, K. 2014/9344, T. 10.06.2014

image_pdfimage_print