, alacaklı cezai şart talep etme hakkını kaybeder. Somut uyuşmazlıkta sözleşme konusu edimin ifa edildiği, yani teslimin gerçekleştiği, davacının da cezai şart alacağını saklı tutmadığı anlaşıldığından bu yöndeki talebinin reddi gerekirken kabulü doğru olmamıştır. Ayrıca mahkemece, sözleşmenin 15. maddesinde düzenlenen cezai şart alacağına da hükmedilmiş ise de, söz konusu maddede düzenlenen cezai şartın ancak sözleşmenin feshi durumunda istenebileceği kararlaştırılmış olup sözleşme de feshedilmediğine göre feshe bağlı cezai şarta hükmedilmesi de doğru olmamıştır.Karar açıklanan nedenlerle bozulmalıdır.

<![CDATA[  T.C. Yargıtay

  1. Hukuk Dairesi
  Esas No:2013/7082 Karar No:2014/6450
  1. Tarihi:10.11.2014
    Mahkemesi         :Alanya 3. Asliye Hukuk Hakimliği Tarihi     :26.09.2013 Numarası            :2010/494-2013/346   Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat …geldi. Davalı vekili Avukat gelmedi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı avukatı dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:   – K A R A R –   Dava, ayıbın giderilme bedeli ile sözleşmede kararlaştırılan cezai şart istemlerine ilişkin olup, mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Taraflar arasında 11.08.2008 tarihinde imzalanan sözleşme uyarınca davalı, inşa edilecek toplam 24 bağımsız bölümden oluşan konut inşaatında ifa edilecek her türlü PVC doğraması imalâtlarını ve camlarının Adopen marka profiller ile işçilik, malzeme, ekip, ekipman, fire, nakliye, montaj, genel giderler, SSK ve yemek giderleri dahil olmak üzere proje ve teknik şartnamede öngörülen şartlarda sözleşmede kararlaştırılan bedel karşılığında imâl edilmesini üstlenmiştir. Sözleşmenin 3. maddesi uyarınca işin tamamlanma tarihi 27.09.2008 olarak düzenlenmiştir. Davacı yüklenici, davalı taşeron tarafından yapılan işin sözleşmeye uygun olarak yapılmadığı gerekçesiyle ayıbın giderilme bedelinin tahsilini talep etmiştir. Yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporuna göre, ayıplı ve kusurlu imalâtların giderilme bedelinin piyasa şartlarına göre 22.500,00 TL olduğu hesap edilmiş, mahkemece de bu miktar hüküm altına alınmış ise de bilirkişi raporunda ayıbın giderilme bedelinin hangi yıl fiyatları dikkate alınarak hesap edildiği anlaşılamamıştır. Sözleşme konusu eser, 2008 yılında teslim alınmış, teslim alındıktan sonra da ayıplar ortaya çıkmıştır. Bu durumda sözleşme tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 98. maddesi yollamasıyla Okundu.44. maddesi uyarınca 2008 yılı serbest piyasa fiyatlarıyla ayıbın giderilme bedelinin hesaplanması ve sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken bu yönde bir inceleme yapılmaması doğu olmamıştır. 3-Mahkeme tarafından sözleşmenin 11. maddesi uyarınca, davalı aleyhine cezai şarta hükmedilmiş ise de, söz konusu maddede düzenlenen cezai şart türü, sözleşmenin imzalandığı tarihte yürürlükte olan 818 sayılı BK’nın 158/II. maddesinde düzenlenen ifaya bağlı cezai şarttır. İfaya bağlı cezai şartın istenebilmesi için, sözleşmede aksine bir düzenleme olmadığı takdirde, alacaklının teslim zamanında cezai şart alacağını saklı tutması gerekmektedir. Aksi takdirde, alacaklı cezai şart talep etme hakkını kaybeder. Somut uyuşmazlıkta sözleşme konusu edimin ifa edildiği, yani teslimin gerçekleştiği, davacının da cezai şart alacağını saklı tutmadığı anlaşıldığından bu yöndeki talebinin reddi gerekirken kabulü doğru olmamıştır. Ayrıca mahkemece, sözleşmenin 15. maddesinde düzenlenen cezai şart alacağına da hükmedilmiş ise de, söz konusu maddede düzenlenen cezai şartın ancak sözleşmenin feshi durumunda istenebileceği kararlaştırılmış olup sözleşme de feshedilmediğine göre feshe bağlı cezai şarta hükmedilmesi de doğru olmamıştır.Karar açıklanan nedenlerle bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının reddine, 2. ve 3. bent uyarınca kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, davalı Yargıtay duruşmasında kendisini vekille temsil ettirmediğinden yararına vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 10.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.]]>