arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca inşaatın 18 ayda bitirilip genel iskanı alınarak .. tarihinde teslimi gerekirken .. tarihinde teslim edildiğini ileri sürerek, 3.500,00 TL kira tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. … Dava, taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince kira tazminatı isteğine ilişkindir. … Dava tarihinde yürürlükte bulunan 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 3/e maddesinde, tüketici “bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişi” olarak tanımlanmıştır. Bu tanımlamaya göre yasa, hazır bir malı veya hizmeti satın alarak onu günlük yaşamında kullanan veya tüketen kişiyi korumaktadır. Başka bir deyişle, yasada dar kapsamlı mal ve hizmet ilişkileri, olağan tüketim işleri kapsama alınmıştır. Aksinin düşünülmesi halinde üst düzey teknolojiyle gerçekleştirilen eser sözleşmesi ilişkilerinin dahi yasa kapsamında kaldığının ve bunlardan kaynaklanan uyuşmazlıkların da yasanın amacına rağmen Tüketici Mahkemelerinde bakılması gerekeceğinin kabulü icap eder. Bundan dolayı somut olayda olduğu gibi arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden doğan ilişkilerde 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun hükümlerinin uygulanması hukuken olanaklı değildir. Nitekim, aynı husus Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun ..gün ve ..K. sayılı kararında da açıklanmış bulunmaktadır…. Bu durumda mahkemece, davaya genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla bakılarak uyuşmazlığın esasının incelenmesi gerekirken, Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakılarak karar verilmesi doğru olmamıştır….

T.C.
Yargıtay
23. Hukuk Dairesi

Esas No:2014/4896
Karar No:2015/4266
K. Tarihi:4.6.2015

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı arsa sahibi vekili, taraflar arasında düzenlenen … 3. Noterliği’nin 08.06.2006 tarih ve 8745 yevmiye sayılı arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca inşaatın 18 ayda bitirilip genel iskanı alınarak 03.05.2008 tarihinde teslimi gerekirken 20.12.2008 tarihinde teslim edildiğini ileri sürerek, 3.500,00 TL kira tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı yüklenici vekili ise, davacının lüks ve daha kaliteli imalat istemesi nedeniyle teslim tarihinin gecikerek 01.10.2008 tarihinde teslim ettiğini, ayrıca hiç bir alacak ve borç ilişkisi kalmadığına dair ibraname verdiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 2.466,48 TL kira tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince kira tazminatı isteğine ilişkindir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 3/e maddesinde, tüketici “bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişi” olarak tanımlanmıştır. Bu tanımlamaya göre yasa, hazır bir malı veya hizmeti satın alarak onu günlük yaşamında kullanan veya tüketen kişiyi korumaktadır. Başka bir deyişle, yasada dar kapsamlı mal ve hizmet ilişkileri, olağan tüketim işleri kapsama alınmıştır. Aksinin düşünülmesi halinde üst düzey teknolojiyle gerçekleştirilen eser sözleşmesi ilişkilerinin dahi yasa kapsamında kaldığının ve bunlardan kaynaklanan uyuşmazlıkların da yasanın amacına rağmen Tüketici Mahkemelerinde bakılması gerekeceğinin kabulü icap eder. Bundan dolayı somut olayda olduğu gibi arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden doğan ilişkilerde 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun hükümlerinin uygulanması hukuken olanaklı değildir. Nitekim, aynı husus Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 26.02.2003 gün ve 2003/15-127 E., 2003/102 K. sayılı kararında da açıklanmış bulunmaktadır.
Bu durumda mahkemece, davaya genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla bakılarak uyuşmazlığın esasının incelenmesi gerekirken, Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakılarak karar verilmesi doğru olmamıştır.
Bozma nedenine göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.