asıl alacak ile takip tarihine kadar işlemiş faiz dahil borcun toplam miktarı net bir şekilde belirlendikten sonra 56.449,97 TL asıl alacağın takip tarihinden ödeme tarihine kadar işleyecek faizi, icra masrafları ve vekâlet ücretinin de takip öncesi işlemiş faiz talebinin haklılığı da değerlendirilerek takipte tespit edilecek haklılık oranına göre tespitinden sonra 818 sayılı mülga Borçlar Kanunu'nun 84. maddesi uyarınca kısmi ödemelerin öncelikli olarak harç ve masraflarla alacağın fer'ilerine mahsup edilerek davacı yüklenici kooperatifin en son ödemeyi yaptığı tarih itibariyle fazla ödemesinin bulunup bulunmadığı belirlenmeli, buna göre menfi tespit ve istirdat talepleri hakkında hüküm kurulmalıdır.

<![CDATA[Özet:     2-Davanın dayanağının teşkil eden 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 72. maddesine göre; davacı borçlu takip tarihi itibariyle davalı alacaklıya borçlu olmadığını kanıtlamakla yükümlüdür. Ancak, davanın devamı sırasında borçlu takip konusu borcu öderse, davasına istirdat davası olarak devam edebilir. Bu durumda, mahkemenin en son ödemenin yapıldığı tarih itibariyle alacak - borç durumunu belirlemesi gerekir....   Bu durumda, mahkemece öncelikli olarak bilirkişiler kurulundan ek rapor alınarak, davalı taşeronun davacı yüklenicinin uyuşmazlık tarihi itibariyle olaya uygulanması gereken 818 sayılı mülga Borçlar Kanunu'nun 101/I. maddesi uyarınca takip tarihinden önce temerrüde düşürüp düşürmediği ya da takip konusu alacak bakımından aynı Kanun'un 101/II. maddesine uygun bir kesin vade bulunup bulunmadığı belirlenerek takip tarihi itibariyle davalı taşeron şirketin davacı yüklenici kooperatiften faiz alacağı bulunup bulunmadığı ve varsa miktarının belirlenmesi gerekir. Takip tarihi itibariyle belirlenen asıl alacak ile takip tarihine kadar işlemiş faiz dahil borcun toplam miktarı net bir şekilde belirlendikten sonra 56.449,97 TL asıl alacağın takip tarihinden ödeme tarihine kadar işleyecek faizi, icra masrafları ve vekâlet ücretinin de takip öncesi işlemiş faiz talebinin haklılığı da değerlendirilerek takipte tespit edilecek haklılık oranına göre tespitinden sonra 818 sayılı mülga Borçlar Kanunu'nun 84. maddesi uyarınca kısmi ödemelerin öncelikli olarak harç ve masraflarla alacağın fer'ilerine mahsup edilerek davacı yüklenici kooperatifin en son ödemeyi yaptığı tarih itibariyle fazla ödemesinin bulunup bulunmadığı belirlenmeli, buna göre menfi tespit ve istirdat talepleri hakkında hüküm kurulmalıdır....       Fıkra:Tümü-0       T.C. Yargıtay

  1. Hukuk Dairesi
  Esas No:2014/5527 Karar No:2014/6931
  1. Tarihi:1.12.2014
    Mahkemesi         :Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi Tarihi     :22.10.2010 Numarası            :2003/138-2010/380   Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: – K A R A R – Dava, taşeron tarafından yüklenici aleyhine girişilen icra takibinde taşeronun alacaklı olmadığının tespiti ve yargılama sırasında takipte ödenen bedelin taşerondan istirdaden tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesi artık mümkün olmamasına göre taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazı yerinde görülmemiş ve reddi gerekmiştir. 2-Davanın dayanağının teşkil eden 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72. maddesine göre; davacı borçlu takip tarihi itibariyle davalı alacaklıya borçlu olmadığını kanıtlamakla yükümlüdür. Ancak, davanın devamı sırasında borçlu takip konusu borcu öderse, davasına istirdat davası olarak devam edebilir. Bu durumda, mahkemenin en son ödemenin yapıldığı tarih itibariyle alacak – borç durumunu belirlemesi gerekir. Mahkemece bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonucunda hukukçu bilirkişi Av. N.. Y…, finansman ve maliye konusunda uzman emekli banka müdürü bilirkişi E.. Ç..ve mali müşavir bilirkişi M..F. tarafından düzenlenen 04.06.2010 tarihli bilirkişiler kurulu raporunda; takip tarihi olan 16.07.1998 günü itibariyle davalı taşeron şirketin davacı yüklenici kooperatiften 56.449,97 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Bu miktar alacak, hükme esas alınmayan diğer bilirkişi raporlarında da her iki tarafın iddiası da değerlendirilmek suretiyle bu şekliyle kabul edilmiştir. Ancak, takip tarihi itibariyle taşeronun yükleniciden faiz alacağı bulunup bulunmadığı denetime elverişli bir şekilde belirlenmiş değildir. Bu durumda, mahkemece öncelikli olarak bilirkişiler kurulundan ek rapor alınarak, davalı taşeronun davacı yüklenicinin uyuşmazlık tarihi itibariyle olaya uygulanması gereken 818 sayılı mülga Borçlar Kanunu’nun 101/I. maddesi uyarınca takip tarihinden önce temerrüde düşürüp düşürmediği ya da takip konusu alacak bakımından aynı Kanun’un 101/II. maddesine uygun bir kesin vade bulunup bulunmadığı belirlenerek takip tarihi itibariyle davalı taşeron şirketin davacı yüklenici kooperatiften faiz alacağı bulunup bulunmadığı ve varsa miktarının belirlenmesi gerekir. Takip tarihi itibariyle belirlenen asıl alacak ile takip tarihine kadar işlemiş faiz dahil borcun toplam miktarı net bir şekilde belirlendikten sonra 56.449,97 TL asıl alacağın takip tarihinden ödeme tarihine kadar işleyecek faizi, icra masrafları ve vekâlet ücretinin de takip öncesi işlemiş faiz talebinin haklılığı da değerlendirilerek takipte tespit edilecek haklılık oranına göre tespitinden sonra 818 sayılı mülga Borçlar Kanunu’nun 84. maddesi uyarınca kısmi ödemelerin öncelikli olarak harç ve masraflarla alacağın fer’ilerine mahsup edilerek davacı yüklenici kooperatifin en son ödemeyi yaptığı tarih itibariyle fazla ödemesinin bulunup bulunmadığı belirlenmeli, buna göre menfi tespit ve istirdat talepleri hakkında hüküm kurulmalıdır. Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporları yukarıda izah edilen usulde düzenlenmiş olmadığı gibi taraf vekillerinin bu usulün uygulanmadığına yönelik itirazları da değerlendirilmeden karar verildiği görüldüğünden, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı hükmün bu yönden taraflar yararına bozulması gerekmiştir. 3-Dairemiz bozma ilâmında açıkça alacaklı yararına 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72/IV. maddesi uyarınca tazminata hükmedilmesi gerektiğinin ifade edilmiş olmasına ve mahkemece bozma ilâmına uyulmakla davalı alacaklı taşeron yararına usulî müktesep hak oluşmasına rağmen davalı taşeron şirketin tazminat talebi hakkında bir karar verilmemiş olması da doğru olmayıp kararın bu yönden de davalı taşeron şirket yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 ve 3. bentler uyarınca kabulüyle hükmün 2. bent uyarınca taraflar, 3. bent uyarınca davalı taşeron şirket yararına BOZULMASINA, fazla alınan temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 01.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.      ]]>