Asıl dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili, birleşen dava ise menfi zararlar ve manevi tazminat alacağının tahsili istemleriyle açılmış, mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın ise reddine dair verilen hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir

  1. Hukuk Dairesi         2018/2009 E.  ,  2018/2187 K.
  •  

“İçtihat Metni”

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –

Asıl dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili, birleşen dava ise menfi zararlar ve manevi tazminat alacağının tahsili istemleriyle açılmış, mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın ise reddine dair verilen hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Taraflar arasında bağıtlanan 08.08.2012 tarihli sözleşmede yapılacak işler ve nitelikleri belirtildikten sonra bu işlerin tamamının 75.000,00 TL + KDV bedelle yapılacağı kararlaştırıldığından sözleşmenin götürü bedelli olduğunda uyuşmazlık yoktur. Götürü bedelli işlerde hak edilen bedel veya fazla ödeme olup olmadığının saptanması için; sözleşme kapsamında gerçekleştirilen imalâtların, eksik ve kusurlar dikkate alınmak ve düşülmek suretiyle işin tamamına göre fiziki oranı tespit ve bu oran götürü bedele uygulanmak suretiyle hak edilen bedelin bulunması ve bulunacak bu bedelin iş sahibince yapılan ödemeler ile karşılaştırması gerekmektedir. Mahkemece hükme esas alınan rapor, bu ilke ve yönteme uygun olarak hazırlanmamıştır.
Bu durumda mahkemece hükme esas alınan raporu düzenleyen teknik bilirkişiden, yüklenicinin 08.08.2012 tarihli sözleşme kapsamında gerçekleştirdiği imalâtların eksik ve
kusurları dikkate alınıp düşülmek suretiyle işin tamamına göre fiziki oranı belirlenmek ve bu oranın 75.000,00 TL + %18 KDV olan iş bedeline uygulanarak yüklenicinin sözleşme kapsamında hak ettiği bedel konusunda gerekçeli ve denetime elverişli ek rapor almak, bu şekilde bulunacak hak edilen iş bedelinden kanıtlanan ödemeler düşüldükten sonra yüklenicinin ödenmeyen iş bedeli talebi hakkında hüküm kurulması gerekirken bu yönteme uygun olarak düzenlenmemiş bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulması hatalı olmuştur.
Ayrıca, her ne kadar davacı yüklenicinin faiz başlangıç tarihi olarak belirttiği sözleşmedeki son ödeme tarihi olan 07.10.2012 tarihi, bu tarihte ödenecek miktar belirli olmadığından kesin vade sayılamaz ve temerrüte esas olamaz ise de davanın açılması ile asıl dosya davalısı olan şirket temerrüde düştüğünden, kabul edilen alacağa asıl dava tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesi gerekir. Dolayısıyla mahkemece asıl davada kabul edilen alacağa faiz uygulanmamış olması da doğru olmamıştır.
Bu nedenlerle asıl davada verilen kararın bozulması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle tarafların diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile asıl dosyada kurulan hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 28.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.