Asıl davada ve birleşen davada davacılar; verdikleri aynı içerikli dilekçeler ile Maliye Hazinesine ait taşınmazda kiracı olduklarını ve iyiniyetli zilyet olarak, hazine ile yaptıkları şifahi görüşmeler nedeniyle malik olacakları inancı ile taşınmaza müştemilat ve eklenti yaparak, ağaçlar diktiklerini belirterek; imar çalışmaları sonrası taşınmazın ihale yoluyla davalılardan … Toplu İş Yeri Yapı Kooperatifine satılması nedeniyle uğradıkları maddi zararlarının tazmini isteminde bulunmuşlardır.

  1. HD., E. 2016/5115 K. 2018/430 T. 25.1.2018

 

 

yapı kooperatifi • maddi zarar

MAHKEMESİ      :Asliye Hukuk Mahkemesi

 

Asıl davada davacı … vekili Avukat … tarafından, davalılar …. ve … aleyhine, birleşen davada davacı … vekili Avukat … tarafından davalı …. ve … aleyhine 25/03/2009 gününde verilen dilekçeler ile haksız fiil nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; asıl davanın reddine dair verilen 07/07/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi asıl ve birleşen davaların tüm taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.

 

Asıl ve birleşen dava, haksız eylem nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, asıl ve birleşen dava taraflarınca temyiz edilmiştir.

 

Asıl davada ve birleşen davada davacılar; verdikleri aynı içerikli dilekçeler ile Maliye Hazinesine ait taşınmazda kiracı olduklarını ve iyiniyetli zilyet olarak, hazine ile yaptıkları şifahi görüşmeler nedeniyle malik olacakları inancı ile taşınmaza müştemilat ve eklenti yaparak, ağaçlar diktiklerini belirterek; imar çalışmaları sonrası taşınmazın ihale yoluyla davalılardan … Toplu İş Yeri Yapı Kooperatifine satılması nedeniyle uğradıkları maddi zararlarının tazmini isteminde bulunmuşlardır.

 

Davalılar, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

 

Mahkemece, davacıların hazineye ait arazi üzerine bina yapıp ağaç dikmelerinin, sonrasında da hepsini söküp götürmeleri sonucu alacak talep etmeye haklarının olmadığı, mülkiyeti kendilerine ait olmadığından tazminat talebinin yerinde olmadığı, taşınmazın davalı …’e icra marifeti ile teslim edilip teslim sırasında da herhangi bir mevcut yapı ve ağaca rastlanılmadığı haciz tutanağından anlaşılmış olmakla subut bulmayan davanın reddine karar verilmiştir.

 

Dosya arasındaki tüm bilgi ve belgelerden asıl davanın … ve birleşen davanın … tarafından açıldığı, mahkemece tek bir hükmün kurulduğu buna bağlı olarak vekalet ücretlerinin de hatalı olarak belirlendiği anlaşılmaktadır.

 

6100 sayılı HMK 297/2. maddesi uyarınca; (1086 sayılı HUMK 388. maddesi) hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.

 

Bu durumda; asıl dava ile birleşen davanın ayrı ayrı incelenip, değerlendirilerek ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde tek hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.

 

SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle taraflar yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve taraflardan peşin alınan harçların istekleri halinde geri verilmesine 25/01/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.