başvuru sahibinin iddialarını somut delillere dayandırmadığı gerekçesi ile şekil yönünden reddine karar verilmesi üzerine davanın açıldığı, gizlilik ilkesinin uygulanmasının zorunlu olduğu ihale süreçlerinde isteklilerin, aşırı düşük teklif açıklamaları kapsamında sundukları bilgi ve belgeler hakkında detaylı bilgiye sahip olmaları mümkün olmadığından, şikâyet başvurularında ileri sürülen bu yöndeki iddiaların somutluğu açısından konunun geniş yorumlanması gerektiği, aksi bir kabulün, Kanunda zorunlu bir başvuru yolu olarak öngörülen şikâyet başvurusu işlevinin yerine getirilmemesine ve kişilerin hak arama hürriyetinin kullanılmasının zorlaştırılmasına sebebiyet vereceği, başvuru sahibinin itirazen şikâyet başvurusuna ilişkin dilekçesinin ve içeriğinin; 4734 sayılı Kanun ve Yönetmelik hükümlerine uygun olduğu, somut iddia ve delillere dayandığı, daha detaylı verilerle itiraz etmesine zaten normal koşullarda olanak bulunmadığı anlaşıldığından dava konusu kararda hukuka uygunluk bulunmadığı

Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) :
Karşı Taraf (Davacı) : C
İstemin_Özeti : Ankara 3. İdare Mahkemesi’nin 20.03.2015 tarih ve E:2014/2206, K:2015/426 sayılı kararının; davacının iddialarını somut delillere dayandırmadığı, ihalenin usulüne uygun sonuçlandırıldığı, şikayet ve itirazen şikâyet dilekçelerinde davacı iddialarının delillendirilmediği ileri sürülerek bozulması istenilmektedir. Savunmanın_Özeti : Savunma verilmemiştir. Danıştay Tetkik Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile Mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü: Dava; Kastamonu İl Özel İdaresi Yol ve Ulaşım Hizmetleri Müdürlüğü tarafından 07.08.2014 tarihinde açık ihale usulü ile yapılan Kastamonu İli Daday-Pınarbaşı İlçeleri Muhtelif Köy Yolları Üst Temel Yapımı ve HDPE Koruge Boru Döşemesi ihalesine ilişkin olarak davacı şirketin yaptığı itirazen şikâyet başvurusunun reddine ilişkin 21.11.2014 tarih ve 2014/UY.IV-3789 sayılı Kamu İhale Kurulu kararının iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesi’nce; Şti.’nin teklifleri aşırı düşük teklif sınır değeri olan 1.627.633,08-TL’nin altında kaldığından anılan isteklilerden aşırı düşük teklif açıklamaları istendiği, .. Şti. tarafından açıklama verilmediğinden teklifinin değerlendirilme dışı bırakıldığı,.. Şti.’nin aşırı düşük açıklamalarının “işi yapabilecek kapasitede olduğu” sonucuna varılarak ilgili firmanın açıklamaları uygun görülerek ihalenin anılan firma üzerinde bırakıldığı, ancak yaklaşık maliyeti 2.759.995,30-TL olan bu ihalede söz konusu isteklinin teklifinin 1.599.599,90-TL olduğu, yaklaşık maliyetten % 42 aşağıda olduğu ve sınır değerin de altında kaldığı hâlde “işi yapabilecek kapasitede olduğu” varsayılarak açıklamasının kabul edildiği, savunma vermeyen firmanın teklifinin savunma veren firmadan daha yüksek olduğu iddialarıyla şikâyet başvurusunda bulunulduğu, şikâyet başvurusunun reddi üzerine davalı idareye itirazen şikâyet başvurusunda bulunulduğu, söz konusu başvurunun davacı şirketin, şikâyet dilekçesinin mevzuat düzenlemelerine uygun olmadığı, başvuru sahibinin iddialarını somut delillere dayandırmadığı gerekçesi ile şekil yönünden reddine karar verilmesi üzerine davanın açıldığı, gizlilik ilkesinin uygulanmasının zorunlu olduğu ihale süreçlerinde isteklilerin, aşırı düşük teklif açıklamaları kapsamında sundukları bilgi ve belgeler hakkında detaylı bilgiye sahip olmaları mümkün olmadığından, şikâyet başvurularında ileri sürülen bu yöndeki iddiaların somutluğu açısından konunun geniş yorumlanması gerektiği, aksi bir kabulün, Kanunda zorunlu bir başvuru yolu olarak öngörülen şikâyet başvurusu işlevinin yerine getirilmemesine ve kişilerin hak arama hürriyetinin kullanılmasının zorlaştırılmasına sebebiyet vereceği, başvuru sahibinin itirazen şikâyet başvurusuna ilişkin dilekçesinin ve içeriğinin; 4734 sayılı Kanun ve Yönetmelik hükümlerine uygun olduğu, somut iddia ve delillere dayandığı, daha detaylı verilerle itiraz etmesine zaten normal koşullarda olanak bulunmadığı anlaşıldığından dava konusu kararda hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş, bu karar davalı idare tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptali yolundaki temyize konu Ankara 3. İdare Mahkemesi’nin 20.03.2015 tarih ve E:2014/2206, K:2015/426 sayılı kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, temyiz istemi yerinde görülmeyerek anılan Mahkeme kararının ONANMASINA; dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine, temyiz ve müdahil yargılama giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına, posta giderleri avansından artan tutarın davalı idareye ve müdahile iadesine, kullanılmayan 45,60-TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davalı idareye iadesine, 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 02.11.2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi. Başkan Üye Üye Üye Üye

(X) (X)
KARŞI OY: Kanun’un amacı ihalelerde rekabeti, eşit muameleyi, gizliliği, ihtiyaçların uygun şartlarla ve zamanında karşılanmasını ve kaynakların verimli kullanılmasını sağlamaktır. İtirazen şikâyet müessesesinde de bu amaçlar gözetilerek başvurulara ilişkin incelemenin sınırları belirlenmiş ve Kurul’un görev alanı sınırlanmıştır. İhalelerde diğer isteklilerin aşırı düşük tekliflerine ilişkin açıklamalarına meşru yollardan elde edilecek bilgi ve belgelerle temini hariç -gizlilik nedeniyle- üçüncü kişilerin vakıf olması mümkün olmayıp, sadece mevzuata aykırılığı iddiasıyla yapılacak başvuruların soyut ve zanna dayalı olması kaçınılmazdır. Bu durumdaki iddiaların Kurulca esastan incelenmesi gerekliliği hem mevzuata aykırılık teşkil edecek, hem Kanun’un amacına mugayir olarak rekabetin engellenmesine, eşit muamele edilmemesine, ihtiyaçların uygun şartlarla ve zamanında karşılanamamasına ve kaynakların verimli kulanılamamasına neden olabilecektir. Ayrıca diğer isteklilerin haklarının ihlal edilmesine ve itirazen şikâyet müessesesini suistimal ederek lehlerine kullanmak isteyenlere zemin hazırlanabilecektir. Somut olayda da davacı tarafından ihale üzerinde kalan firmanın teklifinin çok düşük olduğunun belirtilmesiyle yetinildiği, anılan istekli tarafından yapılan açıklamaların mevzuata uygun olmadığı yolunda herhangi bir iddiaya yer verilmediği görülmektedir. Bu nedenlerle temyiz istemine konu İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşüncesiyle karşı yönde verilen karara katılmıyorum. Üye