Belediye Encümen kararıyla imar uygulaması yapıldığı, bu uygulama ile oluşan yeni imar parseli olan 25716 ada 18 sayılı parselin tapuya tescilinin sağlandığı anlaşılmaktadır.O halde, son yapılan imar işleminin ayakta olduğu, başka bir ifadeyle geçerliliğini koruduğu gözetildiğinde eldeki davanın dinlenme olanağının kalmadığı açıktır.Bu durumda, yargılama sırasında yeni imar uygulaması yapıldığı gözetilerek, eldeki davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması

14. Hukuk Dairesi         2017/832 E.  ,  2017/3543 K.
“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 28.01.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, karşı dava elatmanın önlenmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davacının davasının konusu kalmaması nedeniyle reddine, karşı davanın kabulüne dair verilen 11.02.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı-karşı davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Asıl dava tapu iptali ve tescil, karşı dava elatmanın önlenmesi ve şerhin terkini istemine ilişkindir.
Davacı, 3256 ada 54 parsel sayılı taşınmazda 1/2 paylı malik iken ve taşınmazı üzerinde iki katlı evi mevcutken, davalı … tarafından 16.01.2002 gün, 2002/42 sayılı encümen kararı ile imaruygulaması yapılması sonucu iki katlı evinin bulunduğu alanda 26715 ada 5 parsel sayılı imarparselinin oluşturulduğunu; ancak, anılan imar parselinin davalı adına kaydedildiği, encümen kararının idari yargı yerinde iptal edildiğini ileri sürerek tapu kayıtlarının eski hale getirilmesini istemiştir.
Davalı, imar uygulamasının kesinleştiğini, dava konusu taşınmazı iyiniyetli olarak edindiğini bu nedenle davanın reddini savunmuştur. Karşı davasında ise; …’nin taşınmazını haksız işgal ettiğinden bahisle elatmanın önlenmesi ve tapu kaydındaki şerhin kaldırılması isteminde bulunmuştur.
Mahkemece; asıl davanın konusuz kalması nedeniyle reddine, karşı davanın kabulü ile …nin elatmasının önlenmesine, evden tahliyesine ve tapu kaydındaki şerhin kaldırılmasına karar verilmiştir.
Hükmü, davacı- karşı davalı temyiz etmiştir.
Somut olayda; davacının 1/2 paylı maliki bulunduğu dava konusu 3256 ada 54 parselin bulunduğu alanda davalı … tarafından imar düzenlemesi yapıldığı,imar düzenlemesinin … 2. İdare Mahkemesinin 2010/1925 E. sayılı dosyası ile iptal edildiği ve kararın kesinleştiği dosya kapsamı ile sabittir.
Hemen belirtmek gerekir ki; idari işlemin, idari yargı yerinde iptal edilmesi halinde sicil kayıtlarının dayanağının kalmayacağı, kaydın yolsuz tescil durumuna düşeceği, bu durumda da kadastral parsele dönüleceğinde kuşku yoktur.
Ne var ki, yargılama sırasında, davalı … tarafından yukarıda sözü edilen idare mahkemesinin iptal kararları doğrultusunda geri dönüşüm işlemi yapıldıktan sonra davaya konu yapılan 3256 ada 54 kadastral parselin bulunduğu alanda 20.07.2011 tarihli ve 1114 sayılı Belediye Encümen kararıyla imar uygulaması yapıldığı, bu uygulama ile oluşan yeni imar parseli olan 25716 ada 18 sayılı parselin tapuya tescilinin sağlandığı anlaşılmaktadır.O halde, son yapılan imar işleminin ayakta olduğu, başka bir ifadeyle geçerliliğini koruduğu gözetildiğinde eldeki davanın dinlenme olanağının kalmadığı açıktır.Bu durumda, yargılama sırasında yeni imar uygulaması yapıldığı gözetilerek, eldeki davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması isabetsizdir.
Öte yandan, ikinci imar uygulaması yargılama sırasında yapıldığına, davanın açıldığı tarihte mevcut birinci imar uygulaması idari yargı yerinde iptal edildiğine göre; davacının dava tarihinde dava açmakta haklı olduğunun kabulü ile yargılama gideri, harç ve vekalet ücretinden iptal edilen idari işlemi gerçekleştiren davalı belediyenin sorumlu tutulması gerektiği halde, davacının sorumlu tutulması doğru olmadığı gibi, karşı dava bakımından …’e ait yapının imar uygulaması ile … adına kayıtlı 25716 ada 18 parsel sayılı imar parseli içerisinde kaldığı ve idari işlem nedeniyle …’in kusur ve sorumluluğunun bulunmadığı gözetilerek karşı dava bakımından da davalı … harç ve yargılama giderlerinin yüklenmemesi gerekirken aksi yönde hüküm kurulması da isabetsizdir.Mahkemece, belirtilen hususlar gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeplerle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı-karşı davalının temyiz nedenlerinin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,02.05.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.