bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, davacı nam ve hesabına davalı tarafından yaptırılan eksik ve kusurlu işlerin bedeli* TL + KDV'dir. Bu nedenle davacıdan nakdi teminat olarak kesilen * TL'den bilirkişilerce ayıplı iş bedeli olarak hesaplanan * TL'ye KDV'nin de eklenip düşülmesi sonucu kalan tutara hükmedilmesi gerekirken, KDV'siz tutarın düşülerek fazlaya hükmedilmesi doğru olmamış, kararın bu yönden bozulması gerekmiştir

<![CDATA[. Özet: Mahkemece geçici kabulün 24.08.2009, kesin kabulün 21.03.2011 tarihlerinde yapıldığı, 10 yıllık garanti süresi içinde meydana gelen ayıplardan davacının sorumlu olduğu kabul edilerek teknik bilirkişi incelemesi yaptırılmış, 02.11.2013 tarihli ek bilirkişi raporunda davacının sorumluluğunda olan işlerdeki ayıpların giderilme bedeline ilişkin olarak sunulan faturalar incelenmiş, davacının KDV hariç 7.270,22 TL ayıplı iş bedelinden sorumlu olacağı belirtilmiştir. Mahkemece davacı hakedişlerinden kesildiği anlaşılan 31.454,93 TL'den KDV hariç ayıplı iş bedeli olan 7.270,22 TL düşülerek 24.184,71 TL bakiye alacağa hükmedilmiştir. Oysa bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, davacı nam ve hesabına davalı tarafından yaptırılan eksik ve kusurlu işlerin bedeli 7.270,22 TL + KDV'dir. Bu nedenle davacıdan nakdi teminat olarak kesilen 31.454,93 TL'den bilirkişilerce ayıplı iş bedeli olarak hesaplanan 7.270,22 TL'ye KDV'nin de eklenip düşülmesi sonucu kalan tutara hükmedilmesi gerekirken, KDV'siz tutarın düşülerek fazlaya hükmedilmesi doğru olmamış, kararın bu yönden bozulması gerekmiştir....   T.C. Yargıtay

  1. Hukuk Dairesi
  Esas No:2014/3762 Karar No:2015/1986
  1. Tarihi:16.4.2015
  Mahkemesi       :Ticaret Mahkemesi   Yukarıda tarih ve numarası yazılı hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş davalı vekili tarafından duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat … ile davalı vekili Avukat … geldi. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:   – K A R A R –   Dava, yanlar arasında imzalanan 18.02.2008 tarihli sözleşme gereğince davacı hakedişlerinden kesilen ve iade edilmeyen nakdi teminat kesintilerinin iadesi istemiyle başlatılan icra takibine vâki itirazın iptâli, takibin devamı ve % 40 icra inkâr tazminatı istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davacı ve davalı vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Yanlar arasında imzalanan 18.02.2008 tarihli sözleşme ile davacı taşeron davalı yüklenicinin iş sahibi …’den üstlendiği inşaat işinin PVC doğrama imalât ve montaj işini üstlenmiştir. Sözleşmeye göre taşeronun hem banka teminat mektubunu davalıya vermesi hem de aylık hakedişlerinden %5 oranında nakdi teminat kesintisi yapılacağı kararlaştırılmıştır. Dava konusu yapılan bedel bu nakdi teminat kesintisine ilişkindir. Davalı yüklenici savunmasında, işin eksik yapıldığını, daha sonra birçok ayıp ortaya çıktığını, nam ve hesaba bu ayıpları gidermek zorunda kaldıklarını belirterek birtakım faturaları dosyaya sunmuştur. Sözleşmenin 23. maddesi düzenlemesine göre, tüm işlerin garanti süresi bu işlerin geçici kabulünden itibaren 10 yıl olarak kabul edilmiştir. Mahkemece geçici kabulün 24.08.2009, kesin kabulün 21.03.2011 tarihlerinde yapıldığı, 10 yıllık garanti süresi içinde meydana gelen ayıplardan davacının sorumlu olduğu kabul edilerek teknik bilirkişi incelemesi yaptırılmış, 02.11.2013 tarihli ek bilirkişi raporunda davacının sorumluluğunda olan işlerdeki ayıpların giderilme bedeline ilişkin olarak sunulan faturalar incelenmiş, davacının KDV hariç 7.270,22 TL ayıplı iş bedelinden sorumlu olacağı belirtilmiştir. Mahkemece davacı hakedişlerinden kesildiği anlaşılan 31.454,93 TL’den KDV hariç ayıplı iş bedeli olan 7.270,22 TL düşülerek 24.184,71 TL bakiye alacağa hükmedilmiştir. Oysa bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, davacı nam ve hesabına davalı tarafından yaptırılan eksik ve kusurlu işlerin bedeli 7.270,22 TL + KDV’dir. Bu nedenle davacıdan nakdi teminat olarak kesilen 31.454,93 TL’den bilirkişilerce ayıplı iş bedeli olarak hesaplanan 7.270,22 TL’ye KDV’nin de eklenip düşülmesi sonucu kalan tutara hükmedilmesi gerekirken, KDV’siz tutarın düşülerek fazlaya hükmedilmesi doğru olmamış, kararın bu yönden bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca davalının temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, 1.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay’daki duruşmada vekille temsil olunan davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 16.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.]]>