BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ OLAN İLLERİN MÜCAVİR ALANLARI DA DAHİL, SINIRLARI İÇİNDE HER TÜRLÜ EMTİA TİCARETİ YAPAN MÜKELLEFLERİN BASİT USULDE VERGİLENDİRİLMELERİNE OLANAK BULUNMADIĞI HAKKINDA.

<![CDATA[

DANIŞTAY

10. Daire 2003/1021 E.N , 2004/2867 K.N

İlgili Kavramlar

KAMU BORÇLUSU MÜTEAHHİT KOOPERATİF NEZDİNDE HER TÜRLÜ HAKEDİŞ VE ALACAKLARA HACİZ KONULMASI MÜTEAHHİDİN VERGİ BORCU

Özet

BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ OLAN İLLERİN MÜCAVİR ALANLARI DA DAHİL, SINIRLARI İÇİNDE HER TÜRLÜ EMTİA TİCARETİ YAPAN MÜKELLEFLERİN BASİT USULDE VERGİLENDİRİLMELERİNE OLANAK BULUNMADIĞI HAKKINDA.

İçtihat Metni

İstemin Özeti : Davacı kooperatifin müteahhitliğini üstlenen ve üyesi olan …’in vadesinde ödenmeyen vergi borcu nedeniyle kooperatiften olan her türlü alacağına haciz konulduğuna dair tebliğ edilen bildirime karşın davacı kooperatif tarafından tahsil dairesine başvurulmaması üzerine borç zimmetinde kabul edilerek toplam 22.125.000.000 lira vergi zamları ile birlikte vergi dairesine ödenmesi istenen 27.5.2002 gün ve 6948 sayılı yazı ile kurulan işleme karşı açılan davada; olayda, müteahhit …’İn 1998 yılı itibariyle 22.125.000.000 lira borcunun tahsili amacıyla kooperatif nezdinde her türlü hakediş ve alacaklarına 6.1.2000 tarihinde haciz konulmasına karşın haczin tebliğinden itibaren yedi gün içinde 6183 sayılı Kanunun 79’uncu maddesinde sayılan sebeplerle yazılı beyanda bulunulmadığı anlaşıldığından, müteahhit …’in kooperatiften olan alacaklarının kooperatif zimmetinde sayılacağı ancak, …’in davacı kooperatif nezdinde yargı kararı ile kesinleşmiş 1.262.500.000 lira ve bu tutara ilişkin yasal faiz dışında hakediş ve alacağı olduğu yolunda bir tespit bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin 1.262.500.000 lira ve buna bağlı yasal faizi içeren kısmı yönünden davayı reddeden, dava konusu işlemin geri kalan kısmını iptal eden Aydın Vergi Mahkemesinin 3.2.2003 gün ve E:2002/452, K:2003/91 sayılı kararının; müteahhit …’in davacı kooperatif ile ilişkisi sadece kooperatifteki ortaklık ilişkisinden ibaret olmayıp, verdiği müteahhitlik hizmeti nedeniyle kooperatiften hakediş alacağı olduğu ileri sürülerek bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti: Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuş

Tetkik Hakimi:Pelin Akça

Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar Vergi Mahkemesi kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

Savcı :Sefer Yıldırım

Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirine uymayıp Vergi Mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.

Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile Vergi Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince işin gereği görüşülüp düşünüldü:

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanunun 79’uncu maddesinde, borçlunun üçüncü şahıslardaki menkul malları, alacak ve haklarının haczedildiğinin, bu mal, alacak veya hakların borçlusu olan üçüncü şahıslara bildirilmesi öngörülmüş, bu bildirim üzerine üçüncü şahsın; borcunun olmadığı, haczin kendisine bildirilmesinden önce ödendiği ya da borçluya veya emrettiği yere verildiği gibi bir iddiası varsa bu durumu, haczin tebliğinden başlayarak yedi gün içinde tahsil bildirmeye zorunlu olduğu, bildirilmediği takdirde borcun zimmetinde kabul edileceği ve hakkında 6183 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı kurala bağlanmıştır.

Kamu borçlusu müteahhit …’in davacı kooperatiften olan her türlü hakediş ve diğer alacaklarının haczedildiğini duyuran 6.1.2000 tarihli haciz bildirisinin 25.1.2000 tarihinde tebliği üzerine davacı kooperatif tarafından yedi gün içinde alacaklı vergi dairesine borcunun olmadığı veya ödendiği yolunda bildirimde bulunulmadığı ya da borcu varsa miktarının esasen ne kadar olduğu ve ne şekilde ödenebilir hale geleceği hususlarında bilgi verilmediği tartışmasız olduğundan, 6183 sayılı Kanunun 79’uncu maddesinin kendisine yüklediği yasal zorunluluğu yerine getirmeyen davacı kooperatifin, 6183 sayılı Kanuna göre 79’uncu madde gereği ise de sadece kooperatifin uhdesinde bulunan borç miktarı oranında sorumlu tutulabilecektir.

Vergi Mahkemesince, Aydın Birinci Asliye Hukuk Mahkemesinin kararı ile kesinleşen, davalı idarenin 6.1.2000 tarihli haciz bildirisinde de belirttiği müteahhitin kooperatif üyeliğinden istifa etmesi nedeniyle oluşan yasal faiziyle birlikte 1.262.500.000 dışında başka bir alacağı olduğu yolunda tespit bulunmadığı gerekçesiyle 22.125.000.000 lira hacze konu kamu alacağının gecikme zammıyla birlikte ödenmesi gerektiğini davacı kooperatife duyuran yazı ile kurulan işlemin sadece sözü edilen tutara isabet eden kısmı yasaya uygun görülerek hüküm kurulmuş ise de davalı idarenin yürütmenin durdurulması istemi hakkında 19.9.2002 tarihinde verilen mahkeme kararına itiraz dilekçesinde; …’in kooperatifin üyesi olmasının yanı sıra kooperatifin müteahhidi de olduğu, … tarafından verilen mal bildiriminde, kooperatiften hakediş alacağı olduğu, bu sebeple kooperatif aleyhine dava açtığı, davanın henüz sonuçlanmadığının beyan edildiği ileri sürülmüş olup ayrıca dosyadaki belgelerden, borçlusu davacı kooperatif, alacam olduğu, alacaklısı ise … olduğu anlaşılan Aydın Birinci İcra Müdürlüğünün 2001/1533 sayılı dosyaya ödeme yapılmamasına, 6.1.2000 tarihli haczin sebep gösterildiği anlaşılmıştır. Kooperatife verdiği müteahhitlik hizmeti nedeniyle …’e hakedişlerin ödenip ödenmediği, ne kadar kalındığı, davalı idare dilekçelerinde sözü edilen alacak davasının mahiyeti ve ne şekilde sonuçlandığı ve Aydın Birinci İcra Müdürlüğü’ndeki takibe konu alacağın ne olduğu hususları araştırılarak, kamu borçlusu …’in davacı kooperatifteki alacak miktarı belirlendikten sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, bu yolda bir araştırma yapılmadan yazılı gerekçeyle verilen karar hukuka uygun düşmemiştir.

Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile Aydın Vergi Mahkemesinin 3.2.2003 gün ve E:2002/452, K:2003/91 sayılı kararının, temyize konu olan, dava konusu işlemin 1.262.500.000 lira ve buna bağlı yasal faiz dışında kalan kısmının iptali yolundaki hüküm fıkrasının bozulmasına; 492 sayılı Harçlar Kanununun 13’üncü maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 11.11.2004 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar temyize konu vergi mahkemesi kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından, istemin reddine karar verilmesi gerektiği görüşüyle karara katılmıyorum.

 

 

Mahkeme tarafından ödenmesine karar verilen temerrüt faizine KDV hesaplanması ve belge düzenlenmesi hk.

]]>