Danıştay 13. Daire kararında belirtilen sebeplerle itirazen şikayet başvurusunun esastan değerlendirmeye alınması istemiyle yaptıkları başvurunun zımnen reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk görülmemiştir.” gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

Toplantı No : 2018/010
Gündem No : 28
Karar Tarihi : 21.02.2018
Karar No : 2018/MK-64

 

BAŞVURU SAHİBİ: 
YENİ YIL ÖZEL GÜVENLİK HİZMETLERİ LTD. ŞTİ. – BENGİ GRUP ÖZEL GÜVENLİK HİZMETLERİ A. Ş. İŞ ORTAKLIĞI
İHALEYİ YAPAN İDARE: 
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Destek Hizmetleri Dairesi Başkanlığı
BAŞVURUYA KONU İHALE: 
2009/43090 İhale Kayıt Numaralı “Özel Güvenlik Hizmeti alımı” İhalesi
KURUM TARAFINDAN YAPILAN İNCELEME: 
KARAR: 
Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanlığı Destek Hizmetleri Dairesi Başkanlığı tarafından yapılan 2009/43090 ihale kayıt numaralı “Özel güvenlik hizmeti alımı” ihalesine ilişkin olarak YeniYıl Özel Güvenlik Hizmetleri Ltd. Şti. – Bengi Grup Özel Güvenlik Hizmetleri A.Ş. İş Ortaklığı,  tarafından itirazen şikâyet başvurusunda bulunulmuş ve Kurulca alınan 28.09.2009 tarihli ve 2009/UH.III-2402 sayılı karar ile “Başvurunun reddine”karar verilmiştir.

 

Davacı Yeni Yıl Özel Güvenlik Hizmetleri Ltd. Şti. – Bengi Grup Özel Güvenlik Hizmetleri A. Ş. İş Ortaklığı tarafından anılan Kurul kararının iptali istemiyle açılan davada, Ankara 1. İdare Mahkemesi tarafından 21.09.2010 tarih ve E:2009/2043 K:2010/1310 sayılı sayılı kararında “…“Olayda, Kamu İhale Kurumu’nca, ihalenin iptal tarihinden önce ihaleyi yapan Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’ne herhangi bir şikayet başvurusu yapılıp yapılmadığının sorulması üzerine Kocaeli Belediye Başkanlığı’nca gönderilen yazıda, 7.7.2009 tarihinde başka bir istekli tarafından ihaleyle ilgili şikayet başvurusunda bulunulduğu ancak bu başvurunun reddedildiği, ihalenin Hizmet Alımları Uygulama Yönetmeliği’nin 67. maddesine göre iptal edilerek davacıların teminatlarının irad kaydedildiği görülmüştür.

Bu durumda, uyuşmazlık konusu ihalenin idarece re’sen iptal edildiği, dolayısıyla ihalenin iptaline ilişkin karara karşı davacıların 4734 Sayılı Yasa’nın 56/1. maddesine göre itirazen şikayette bulunma hakkı bulunmadığından, Kamu İhale Kurulu’na yapılan itirazen şikayet başvurusunun incelenmeksizin reddi gerekirken, davacıların süresinde itirazen şikayet yoluna başvurmadığı nedeniyle başvurunun reddine ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.” şeklinde gerekçe belirtilerek “dava konusu işlemin iptaline” karar verilmiştir.

 

Söz konusu mahkeme kararı gereğince Kurulca alınan 14.12.2010 tarihli ve 2010/MK-203 sayılı Kurul kararında  “…1-Kamu İhale Kurumunun 28.09.2009 tarih ve 2009/UH.III-2402 sayılı Kararının iptaline, 2- 4734 sayılı Kanunun 54 üncü maddesinin onuncu fıkrasının (c) bendi gereğince başvurunun görev yönünden reddine,” karar verilmiştir.

 

Davacı Yeni Yıl Özel Güvenlik Hizmetleri Ltd. Şti. – Bengi Grup Özel Güvenlik Hizmetleri A. Ş. İş Ortaklığının temyiz başvurusu üzerine Danıştay Onüçüncü Dairesinin 02.06.2017 tarihli ve E:2011/736, K:2017/1737 sayılı kararında “… Dava konusu işlemin iptali yolundaki temyize konu Ankara 1. İdare Mahkemesi’nin 21.09.2010 tarih ve E:2009/2043, K:2010/1310 sayılı kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. Maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, temyiz istemleri yerinde görülmeyerek anılan Mahkeme kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle onanmasına” karar verilmiştir.

 

Davacı Yeni Yıl Özel Güvenlik Hizmetleri Ltd. Şti. – Bengi Grup Özel Güvenlik Hizmetleri A. Ş. İş Ortaklığı tarafından açılan davada, Ankara 15. İdare Mahkemesinin 31.01.2018 tarihli E:2017/3303 K:2018/148 sayılı kararında “…Dava, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından 15.06.2009 tarihinde açık ihale usulü ile gerçekleştirilen “Özel Güvenlik Hizmeti Alımı” ihalesine ilişkin olarak itirazen şikâyet başvurusunda bulunan davacılar tarafından Danıştay 13. Dairesince temyiz incelemesi neticesi verilen 01.06.2017 tarihli ve E.2011/736 K:2017/1737 sayılı karar uyarınca itirazen şikâyet başvurusunun esastan değerlendirmeye alınması istemiyle yapılan başvurunun zımnen reddine dair işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

Anayasa’nın 138 inci maddesinin dördüncü fıkrasında, “Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.” hükmüne yer verilmiş, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28 inci maddesinde de “Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez.” hükmüne yer verilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden; davacı Şirketlerin, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Destek Hizmetleri Dairesi Başkanlığı tarafından 15.6.2009 tarihinde açık ihale İle yapılan “Özel Güvenlik Hizmeti Alımı” ihalesine iş ortaklığı şeklinde katılarak ihaleyi kazandıkları, ancak ihaleyi yapan Kocaeli Büyükşehir Belediyesince ihalenin iptal edildiğini öğrenmeleri üzerine ilgili idareye şikâyet başvurusunda bulunulduğu, şikâyet başvurusunun reddi üzerine de Kamu İhale Kuruluna itirazen şikâyet başvurusunda bulunulduğu Kamu İhale Kurulu’nun 28.09.2009 tarihli ve 2009/UH.III-2402 sayılı kararıyla; başvurunun süre yönünden reddine karar verildiği, bu kararın iptali istemiyle açılan davada, Ankara 1. İdare Mahkemesinin 21.09.2010 tarihli ve E:2009/2043 K:2010/1310 sayılı kararı ile, “uyuşmazlık konusu ihalenin idarece resen iptal edildiği, davacıların itirazen şikayet hakkı bulunmadığı, itirazen şikayet başvurusunun incelenmeksizin reddi gerekirken davacıların süresinde itirazen şikayet yoluna başvurmadığı nedeniyle başvurunun reddine ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı” gerekçesiyle işlemin iptaline karar verildiği, taraflarca kararın temyiz edildiği, Danıştay 13. Dairesi’nin 01.06.2017 tarihli ve E:2011/736 K:2017/1737 sayılı Kararı ile; “Davalı idare tarafından ihaleyi yapan İdareye gönderilen 16.09.2009 tarih ve 1162 sayılı yazı ile ihalenin iptal tarihinden önce idareye herhangi bir şikâyet başvurusu olup olmadığının sorulması üzerine, idarece gönderilen 16.09.2009 tarih ve 44581 sayılı yazıda ihalenin iptal edilmesinden önce idareye 07.07.2009 tarihinde bir başka istekli tarafından şikâyet başvurusunda bulunulduğu belirtilmiş olup; anılan mevzuat hükümleri dikkate alındığında, davacıların itirazen şikâyet başvurusunda bulunmasında hukuka aykırılık olmadığı, … ihaleyi yapan idare tarafından ihalenin iptaline ilişkin işlemin davacı şirketlere bildirilmediği, hangi kanun yolları ve mercilere başvurulacağının ve sürelerinin belirtilmediği; Anayasa’nın 40. maddesindeki düzenleme ile, son derece dağınık mevzuat karşısında idarelere, ilgililerin kaç gün içinde, hangi mercilere başvurabileceklerini bildirme yükümlülüğünün getirildiği ve bu durumun hak arama, hak ve hürriyetlerin korunması ve idarenin denetlenmesi yönünden zorunlu olduğu; başvuru süresinin kısa olması veya olağan başvuru yollarına istisna getirilmesi hâlinin ilgili kişilerin mağduriyetlerine yol açabileceği; ihalenin iptaline ilişkin işlemlere karşı yapılacak itirazen şikâyet başvuru süresi beş gün olarak belirlenerek, Kanun’un 55. maddesinde belirlenen on günlük şikâyet ve itirazen şikâyet başvuru süresinden daha kısa düzenlendiği göz önünde tutulduğunda, ihaleyi yapan idarece bildirim yükümlülüğü yerine getirilmediğinden, davacı şirketin itirazen şikâyet başvurusunun 5 günlük süre içerisinde yapılmadığı gerekçesiyle başvurusunun süre yönünden reddine ilişkin dava konusu Kamu İhale Kurulu’nun 28.09.2009 tarih ve 2009/UH.III- 2402 sayılı kararında hukuka uygunluk, bu işlemin iptali yönündeki temyize konu Mahkeme kararında sonucu itibarıyla hukuki isabetsizlik görülmediği” gerekçesiyle iptal kararının onandığı, davacılar tarafından Danıştay kararında belirtilen sebeplerle itirazen şikayet başvurularının esastan değerlendirmeye alınması istemiyle yapılan 14.08.2017 tarihli başvurunun zımnen reddi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Yukarıda aktarımı yapılan Anayasa ve Kanun hükmü gereği, mahkeme kararlarının icaplarına göre gecikmesizin işlem tesis edilmesi veya eylemde bulunulması gerektiği izahtan varestedir.

Uyuşmazlıkta, Danıştay 13. Dairesinin 01.06.2017 tarihli ve E:2011/736 K:2017/1737 sayılı kararı ile, ilk derece Mahkemesinin iptal kararının gerekçesinin tamamen değiştirildiği, davacıların itirazen şikâyet başvurusunda bulunmasında hukuka aykırılık olmadığı ve başvurusunun süre yönünden reddine ilişkin Kamu İhale Kurulu’nun 28.09.2009 tarih ve 2009/UH.III-2402 sayılı kararında hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçeleriyle iptal kararının onandığı nazara alındığında, davalı idare tarafından kararda belirtilen gerekçeler çerçevesinde davacıların itirazen şikâyet başvurusunun esastan incelenerek bir karar verilmesi gerektiği açıktır.

Öte yandan, davalı idarenin savunmasında, 14.12.2010 tarihli ve 2010/MK-203 sayılı Kurul kararı ile ilk derece mahkemesinin iptal kararı gereği işlem tesis edilerek başvurunun görev yönünden reddine karar verildiği, Danıştay 13. Dairesinin söz konusu kararı ile ilk derece mahkemesi kararı onandığından bahisle yeniden işlem tesisine gerek bulunmadığı iddia edilmekte ise de, ilk derece mahkemesinin iptal gerekçesi ortadan kaldırıldığı ve yeni bir gerekçe ile onama kararı verildiğinden iddialara itibar edilmemiştir.

Bu durumda, davacıların Danıştay 13. Daire kararında belirtilen sebeplerle itirazen şikayet başvurusunun esastan değerlendirmeye alınması istemiyle yaptıkları başvurunun zımnen reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk görülmemiştir.” gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

 

Anayasa’nın 138’inci maddesinin dördüncü fıkrasında, yasama ve yürütme organları ile idarenin mahkeme kararlarına uymak zorunda olduğu, bu organlar ve idarenin mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremeyeceği ve bunların yerine getirilmesini geciktiremeyeceği hükme bağlanmıştır.

 

Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28’inci maddesinin birinci fıkrasında, mahkemelerin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idarenin gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecbur olduğu, bu sürenin hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemeyeceği hüküm altına alınmıştır.

 

Anılan kararın icaplarına göre Kamu İhale Kurulunca işlem tesis edilmesi gerekmektedir.

 

Açıklanan nedenlerle;

 

1- Kamu İhale Kurulunun 28.09.2009 tarihli ve 2009/UH.III-2402 sayılı kararının ve 14.12.2010 tarihli ve 2010/MK-203 sayılı kararının iptaline,

 

2- Anılan Mahkeme kararında belirtilen gerekçeler doğrultusunda, işin esasının incelenmesine,

 

Oybirliği ile karar verildi.