Dava, davacının arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili için giriştiği takibe davalının itirazı üzerine vakî itirazın iptâli, takibin devamı taleplerine ilişkin olup, mahkemece davanın reddi ile davalı lehine asıl alacak üzerinden %20 oranında tazminata hükmedilmesine dair verilen hüküm

  1. Hukuk Dairesi         2018/1806 E.  ,  2018/3169 K.
  •  

“İçtihat Metni”

Mahkemesi:Asliye Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, davacının arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili için giriştiği takibe davalının itirazı üzerine vakî itirazın iptâli, takibin devamı taleplerine ilişkin olup, mahkemece davanın reddi ile davalı lehine asıl alacak üzerinden %20 oranında tazminata hükmedilmesine dair verilen hüküm, davacı vekilince temyiz olunmuştur.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacı tarafın diğer temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece, yargılama sonucunda davanın reddi ile davalı lehine asıl alacak üzerinden %20 oranında tazminata hükmedilmesine karar verilmiştir. İcra İflas Kanunu’nun 67/II. maddesi uyarınca davalı borçlu yararına tazminata hükmedilebilmesi için alacaklının icra takibinde haksız olması yanında, kötü niyetli olduğunun da kanıtlanması gerekir. Somut olayda her ne kadar davacı alacaklı icra takibinde haksız ise de adi yazılı şekilde de olsa bir sözleşmeye dayalı olarak icra takibinde bulunmuş olup, kötüniyetli olduğu kanıtlanamadığı ve İcra İflas Kanunu’nun 67/II. maddesindeki borçlu yararına kötüniyet tazminatına hükmedilmesi koşulları oluşmadığından mahkemece davalının kötüniyet tazminatı isteminin reddine karar verilmesi yerine kabulü doğru olmamıştır. Hüküm bu yönden bozulmalıdır. Ancak yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nın 438/VII. maddesi uyarınca düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca diğer temyiz itirazlarının kabulü ile gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 1. bendinde yer alan ” davalı lehine asıl alacak üzerinden %20 oranında tazminata hükmedilmesine” cümlesinin hükümden çıkartılarak yerine “Şartları oluşmadığından davalının kötüniyet tazminatı isteminin reddine” cümlesinin yazılmasına, kararın değiştirilmiş bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 11.09.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.