Dava, davacının eser sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi zararlarının tazmini istemlerine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine karar

  1. Hukuk Dairesi         2018/2036 E.  ,  2018/3025 K.
  •  

“İçtihat Metni”

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, davacının eser sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi zararlarının tazmini istemlerine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Mahkemece, hekime izafe edilebilecek bir kusur bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Taraflar arasında sözleşmenin kurulduğu tarih itibariyle yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı BK’nın 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen estetik amaçlı eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu uyuşmazlık konusu değildir.
Davacı, gerçekleştirilen birinci ameliyatın usulüne uygun yapılmadığı ve ameliyata dair yeterince aydınlatılmaması nedeniyle maddi ve manevi zararlarının tazmini talebinde bulunmuş olup, Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu’nun 12.06.2015 tarihli raporunda “…bu tür ameliyatlardan sonra söz konusu klinik şikayetlere neden olan bulgularda tam düzelme olamayabileceği, bunun yanı sıra ameliyat sonrasında ortaya çıkan orantısızlık, depresyon, skar dokusu irregülaritenin bu tür ameliyatlardan sonra ortaya çıkabilen herhangi bir tıbbi kusur ya da ihmale izafe edilemeyen komplikasyon olarak nitelendirildiği, söz konusu klinik tabloyu gidermeye yönelik müteaddit operasyonlar yapılabileceği, mevcut olguda da yapılan revizyon ameliyatından sonra sorunların büyük ölçüde giderildiği, ancak hastanın tedavisini başka bir hekim tarafından devam ettirmeyi tercih ettiği, dolayısıyla ilgili hekime atfı-kabil kusur tespit edilmediği, revizyon ameliyatı için alınan ilave ücretin ve hastanın usulüne uygun bilgilendirilip bilgilendirilmediği konusunun hukuksal değerlendirmelerle açıklığa kavuşturulmasının mahkemenizin taktirinde bulunduğu oy birliği ile mütalaa olunur.” bildirilmiştir.
Eser sözleşmesi niteliği gereği tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme türüdür. Eserde iş sahibinin borcu bedelin yükleniciye ödenmesi, yüklenicinin borcu ise, iş sahibinin amacına uygun, fen ve sanata uygun imal ve teslim yükümlülüğü bulunmaktadır. Estetik operasyonlarda da yüklenici yani estetik operasyonu yerine getiren doktorun edimini, iş sahibinin yani hastanın amacına ve isteğine uygun şekilde yerine getirmesi zorunludur.
Somut olayda davacının estetik operasyona dair taleplerinin eser sözleşmesinin niteliği gereği yüklenici doktor tarafından sonucun garanti edilmesi nedeniyle tam olarak yerine getirilmediği, davacının ikinci bir operasyona maruz kalarak şikayetine konu hususların büyük ölçüde düzeltildiği dosyada bulunan bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.
Bu kapsamda, mahkemece yapılması gereken iş 6100 sayılı HMK 266 ve devamı maddelerine uygun olarak, üniversitelerden seçilecek konusunda uzman 3 kişilik bilirkişi heyetine dosya tevdi edilerek davalının kusuru ve maddi tazminat miktarının tespitine yönelik inceleme yaptırmak ve sonucuna göre gerektiğinde uygun bir manevi tazminata hükmedilmesinden ibaret iken yazılı şekilde davanın reddi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 11.07.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.