dava dosyasında ise taşeron, iş bedelinden kaynaklanan alacağını talep etmiş, mahkemenin davanın kabulüne dair kararı Dairemizin * Esas ve Karar sayılı ilamıyla her iki davanın da birleştirilerek görülmesi gerektiği gerekçesiyle bozulduğu anlaşılmıştır. Gerçekten de her iki dava da aynı sözleşmeden kaynaklandığından ve birisi hakkında verilecek karar diğerini de etkileyeceğinden aralarındaki fiili ve hukuki irtibat nedeniyle bu davaların birlikte görülmesi gerekmektedir. Bu nedenle, her iki davanın da tefrik edilerek ayrı ayrı sonuçlandırılması doğru olmamıştır. Bu durumda, HMK'nın * maddesinde düzenlenen  tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal yürürlüğe girer prensibi uyarınca, HMK'nın  maddesi uyarınca tefrik edilen bu dosyanın aynı mahkemenin * Esas (bozma kararından sonra aldığı yeni esas numarası araştırılarak) sayılı dava dosyası ile birleştirilerek görülmesi gerektiğinden kararın bozulması uygun bulunmuştur

<![CDATA[  Özet: Somut uyuşmazlıkda davacı yüklenici, davalı taşerondan SSK piriminden kaynaklanan ve ayıplı ifa nedeniyle uğranılan zararın tahsilini istemiş, daha önce Dairemize intikal eden aynı mahkemenin 2009/245 Esas ve 2012/347 Karar sayılı dava dosyasında ise taşeron, iş bedelinden kaynaklanan alacağını talep etmiş, mahkemenin davanın kabulüne dair kararı Dairemizin 24.12.2014 gün 2014/5223-7538 Esas ve Karar sayılı ilamıyla her iki davanın da birleştirilerek görülmesi gerektiği gerekçesiyle bozulduğu anlaşılmıştır. Gerçekten de her iki dava da aynı sözleşmeden kaynaklandığından ve birisi hakkında verilecek karar diğerini de etkileyeceğinden aralarındaki fiili ve hukuki irtibat nedeniyle bu davaların birlikte görülmesi gerekmektedir. Bu nedenle, her iki davanın da tefrik edilerek ayrı ayrı sonuçlandırılması doğru olmamıştır. Bu durumda, HMK'nın 448. maddesinde düzenlenen "tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal yürürlüğe girer" prensibi uyarınca, HMK'nın 166. maddesi uyarınca tefrik edilen bu dosyanın aynı mahkemenin 200/245 Esas (bozma kararından sonra aldığı yeni esas numarası araştırılarak) sayılı dava dosyası ile birleştirilerek görülmesi gerektiğinden kararın bozulması uygun bulunmuştur. ...               T.C. Yargıtay

  1. Hukuk Dairesi
  Esas No:2015/1546 Karar No:2016/489
  1. Tarihi:28.1.2016
    Mahkemesi         :Türkoğlu Asliye Hukuk Mahkemesi Tarihi     :23/10/2014 Numarası            :2012/420-2014/921 Davacı   :.. .. .. .. .. .. ..San. Tic. A.Ş. Vek.Av… .. Davalı    :.. .. Vek.Av… ..   Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat .. .. geldi. Davalı vekili gelmedi. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı avukatı dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:   – K A R A R –   Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasıdır. Davacı, taşeron olan davalının yağmur suyu tahliye kanalını tamamlamadan işini terkettiğini, işlerin aksamaması için hasarları başka firmalara yaptırdıklarını, davalının yaptığı kanalın kullanılamaz hale geldiğini, bu iş nedeniyle SSK’ya ödenmesi gereken prim ve vergilerin kendileri tarafından ödendiğini, uğramış oldukları 8.000,00 TL zararın davalı-birleşen dosya davacısından tahsiline karar verilmesini istemiş, ıslah dilekçesiyle talebini SSK primi, ayıp ve eksik işler nedeniyle 35.456,00 TL’ye artırmış, daha önce bu dosyayla birlikte görülen aynı mahkemenin 2009/245 Esas sayılı davasında ise, davacı taşeron, davalıya ait fabrika binasının ve müştemilâtının inşaat işlerini yaptığını, bu işlerin yaklaşık 9 ay kadar sürdü??ünü, bu kez davalının müvekkiline ait fabrika binasının etrafına elektrik ve su kanallarının açılması ve kapatılması işini teklif ettiğini, bu teklifi kabul ettiğini, işin 1 m2’sinin bedelinin malzemenin davalıya ait olmak kaydıyla 50,00 TL olarak belirlendiğini, yapılan iş bedelinin ödenmediğini, bu nedenle 17.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, 25.12.2009 tarihinde birleştirme kararı verilmesine karşın, 06.11.2012 tarihli celsede tefrik kararı verilmiş ve eldeki davanın reddine dair verilen karar davacı yüklenici tarafından temyiz edilmiştir Dava tarihinde yürürlükte bulunan HUMK’nın 45. maddesinin 1. fıkrasında, “Aynı mahkemede görülmekte olan davalar, aralarında bağlantı bulunması halinde, davanın her safhasında, istek üzerine veya kendiliğinden mahkemece birleştirilebilir.” düzenlemesi bulunmaktadır. Yine yargılama devam ederken yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nın 166. maddesinde de, “(1) Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir.” (4) Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda bağlantı var sayılır.” hükmü vazedilmiştir.   Somut uyuşmazlıkda davacı yüklenici, davalı taşerondan SSK piriminden kaynaklanan ve ayıplı ifa nedeniyle uğranılan zararın tahsilini istemiş, daha önce Dairemize intikal eden aynı mahkemenin 2009/245 Esas ve 2012/347 Karar sayılı dava dosyasında ise taşeron, iş bedelinden kaynaklanan alacağını talep etmiş, mahkemenin davanın kabulüne dair kararı Dairemizin 24.12.2014 gün 2014/5223-7538 Esas ve Karar sayılı ilamıyla her iki davanın da birleştirilerek görülmesi gerektiği gerekçesiyle bozulduğu anlaşılmıştır. Gerçekten de her iki dava da aynı sözleşmeden kaynaklandığından ve birisi hakkında verilecek karar diğerini de etkileyeceğinden aralarındaki fiili ve hukuki irtibat nedeniyle bu davaların birlikte görülmesi gerekmektedir. Bu nedenle, her iki davanın da tefrik edilerek ayrı ayrı sonuçlandırılması doğru olmamıştır. Bu durumda, HMK’nın 448. maddesinde düzenlenen “tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal yürürlüğe girer” prensibi uyarınca, HMK’nın 166. maddesi uyarınca tefrik edilen bu dosyanın aynı mahkemenin 200/245 Esas (bozma kararından sonra aldığı yeni esas numarası araştırılarak) sayılı dava dosyası ile birleştirilerek görülmesi gerektiğinden kararın bozulması uygun bulunmuştur. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, bozma sebebine göre davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 1.350,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalıdan alınarak Yargıtay’daki duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 28.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.       İlgili Maddeler HMK 166 Madde HMK 448 Madde HMK 166 Madde]]>