Dava, eser sözleşmesi kapsamından davacı taşeron tarafından davalı yükleniciye verilen bono bedelinin tahsili için davalı tarafından davacı aleyhine başlatılan kambiyo takibinden dolayı borçlu bulunmadığının tespitine ilişkin olup mahkemece davanın kabulüyle kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiline dair verilen karar

<![CDATA[    T.C. Yargıtay

  1. Hukuk Dairesi
  Esas No:2016/782 Karar No:2016/5153
  1. Tarihi:14.12.2016
    Mahkemesi         :Ticaret Mahkemesi   Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:   – K A R A R –   Dava, eser sözleşmesi kapsamından davacı taşeron tarafından davalı yükleniciye verilen bono bedelinin tahsili için davalı tarafından davacı aleyhine başlatılan kambiyo takibinden dolayı borçlu bulunmadığının tespitine ilişkin olup mahkemece davanın kabulüyle kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiline dair verilen karar, davalı vekili tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; takip tarihinde yürürlükte olan İcra ve İflas Kanunu’nun 72/5. fıkrasında “… takibinin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararının da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz hükmü yer almaktadır. Bu hüküm gereğince menfi tespit davasının kabulü halinde alacaklının kötü niyet tazminatı ile sorumlu tutulabilmesi için takipte haksızlığının yanında kötüniyetli olması ve diğer tarafın da tazminat talebinde bulunması zorunludur. Eldeki davada davacı taşeron, davalının kötüniyet tazminatı ile sorumlu tutulması talebinde bulunmuş ise de alacaklının takipte kötü niyetli olduğu dosya kapsamına göre kanıtlanamamıştır. Bu halde mahkemece koşulları oluşmadığından kötü niyet tazminatına hükmedilmemesi gerekirken yanlış değerlendirme ile davalının kötü niyet tazminatı ile sorumlu tutulması usul ve yasaya aykırı olmuştur. Kararın bu nedenle bozulması gerekirse de yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK’nın 438/VII. maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile kararın hüküm kısmının 1. bendindeki %20 oranında kötü niyet tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, ifadesinin karardan çıkartılarak yerine “Koşulları oluşmadığından davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine, cümlesinin eklenmesine, kararın değiştirilmiş bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 14.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.     İlgili Maddeler HUMK 438/VII Madde  ]]>