Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili istemiyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptâli, takibin devamı istemlerine ilişkin olup, mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, taraf vekillerince temyiz olunmuştur. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir

  1. Hukuk Dairesi         2018/2433 E.  ,  2018/3459 K.
  •  

“İçtihat Metni”

Mahkemesi:Ticaret Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili istemiyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptâli, takibin devamı istemlerine ilişkin olup, mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, taraf vekillerince temyiz olunmuştur. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacı yüklenici, bakiye iş bedelinin tahsili istemiyle … 8. İcra Müdürlüğü’nün 2013/7749 E. sayılı icra dosyası ile takip başlattığını, davalının ödeme emri tebliğ edilmeden bakiye borcu banka aracılığıyla ve borçlu oldukları başka bir icra dosyasına yatırmak suretiyle ödediğini, ödeme emrinin tebliğinden sonra takibe itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiğini, icra vekâlet ücreti ve masraflarını ödemediğini, bu nedenle takibe bu alacaklar bakımından yapılan itirazın iptâli ile takibin devamını talep etmiş; davalı ise savunmasında ödeme emri tebliğ edilmeden takip konusu alacağın tamamının ödendiğini, takip masraflarından sorumlu tutulamayacağını belirtmiş; mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulü ile davacı lehine icra inkâr tazminatına, davalı lehine ise kötüniyet tazminatına hükmedildiği anlaşılmış ise de; incelenen dava dilekçesinde davacının icra inkâr tazminatı talebi bulunmadığı gibi alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden likit bir alacaktan söz edilemeyeceğinden icra inkâr tazminatına hükmedilmesi doğru olmadığı gibi davacının icra takibi başlatmasında haksız ve kötü niyetli olmadığı anlaşıldığından aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi de doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de; yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK’nın Geçici 3. maddesinin yollamasıyla uygulanması gereken mülga 1086 sayılı HUMK’nın 438/VII. maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile kararın hüküm fıkrasının 2. ve 3. bentlerinin karar metninden çıkartılarak, yerine 2. bent olarak “Davada talep edilmediğinden, koşulları da oluşmadığından icra inkâr tazminatına ilişkin karar verilmesine yer olmadığına”, 3. bent olarak da “Koşulları oluşmadığından davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin reddine” cümlesinin yazılmasına, kararın değiştirilmiş bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 27.09.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.