Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan sözleşmenin haksız feshi nedeniyle kâr kaybının tahsili istemine ilişkindir. Davacı alt yüklenici, davalı ise yüklenicidir. Davacı şirket vekili taraflar arasında imzalanan sözleşme gereğince davacının toplam 216 adet dairenin mutfak dolaplarının yapımını üstlendiğini, ödeme koşullarının sözleşmede kararlaştırıldığını, müvekkili davacı şirketin 1 adet dairenin mutfak dolapların tamamen, 10 adet dairenin mutfak dolapların ise büyük ölçüde tamamladığını ve bu arada davalının başka şirket ile anlaştığını, bu durumun kendilerine sözlü olarak bildirildiğini ve ….. Hukuk Mahkemesi'nin …..iş sayılı dosyası ile tespit yaptırdıklarını, sözleşmenin ifa edilmemesi nedeniyle zarara uğradıklarını idida ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla *TL'nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticarî faizi ile tahsilini talep etmiş, davalı şirket vekili ise taraflar arasında sözleşmenin imzalandığını, davacının yaptığı mutfak dolaplarının numuneye uygun olmadığı için sözleşmenin feshedildiğini, başka bir şirket ile daha yüksek bir fiyata anlaşma yapıldığını savunarak davanın reddini istemiş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar

<![CDATA[T.C. Yargıtay

  1. Hukuk Dairesi
  Esas No:2015/5188 Karar No:2016/1842
  1. Tarihi:24.3.2016
      Mahkemesi         :Ticaret Mahkemesi :Tic. Ltd. Şti. Vek. Av. …   Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde taraf vekilleri yapılan tebligata rağmen gelmediklerinden incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:   – K A R A R –   Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan sözleşmenin haksız feshi nedeniyle kâr kaybının tahsili istemine ilişkindir. Davacı alt yüklenici, davalı ise yüklenicidir. Davacı şirket vekili taraflar arasında imzalanan 11.10.2010 tarihli sözleşme gereğince davacının toplam 216 adet dairenin mutfak dolaplarının yapımını üstlendiğini, ödeme koşullarının sözleşmede kararlaştırıldığını, müvekkili davacı şirketin 1 adet dairenin mutfak dolapların tamamen, 10 adet dairenin mutfak dolapların ise büyük ölçüde tamamladığını ve bu arada davalının başka şirket ile anlaştığını, bu durumun kendilerine sözlü olarak bildirildiğini ve ….. Hukuk Mahkemesi’nin …..iş sayılı dosyası ile tespit yaptırdıklarını, sözleşmenin ifa edilmemesi nedeniyle zarara uğradıklarını idida ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticarî faizi ile tahsilini talep etmiş, davalı şirket vekili ise taraflar arasında sözleşmenin imzalandığını, davacının yaptığı mutfak dolaplarının numuneye uygun olmadığı için sözleşmenin feshedildiğini, başka bir şirket ile daha yüksek bir fiyata anlaşma yapıldığını savunarak davanın reddini istemiş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş, verilen karar, davalı vekilince yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı şirketin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; Davacı alt taşeron şirket ile davalı taşeron şirket arasında 11.10.2010 tarihinde mutfak yapımı işine ilişkin “…..” başlıklı KDV dahil 1.000,00, 1.200,00 ve 1.400,00 TL götürü bedel üzerinden sözleşme imzalandığı konusunda taraflar arasında çekişme bulunmamaktadır. Taraflar arasında çekişme konusu olan husus; Okundu. ….   … s.2 … sözleşmenin davalı taşeron tarafından feshedilmesinin haksız olup olmadığı ve varılacak sonucu göre davacı alt taşeronun kâr kaybı isteyip isteyemeyeceği noktalarında toplanmaktadır. Mahkemece toplanan delillerin değerlendirilmesi sonucu davalı yüklenici şirketin sözleşmenin eylemli olarak feshedilmiş olmasında haksız olduğunun kabulü isabetli olmuştur. Dairemizin yerleşik içtihat ve uygulamalarına göre eser sözleşmesinin karşı tarafın kusuru ile feshi halinde kâr kaybının hesabında sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte olan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 356. maddesinin yollamasıyla aynı Yasa’nın 325. maddesi hükmünde öngörülen yöntemin uygulanması gerekir. Sözü edilen bu yöntem “kesinti yöntemi” dir. Kesinti yöntemine göre davacı taşeronun yapılmayan sözleşme konusu işlerden ötürü mahrum kaldığı kârın hesaplanabilmesi için yapılmayan işin sözleşmesinin feshi tarihindeki bedeli saptandıktan sonra, bu bedelden yüklenicinin işi tamamlamaması nedeniyle tasarruf ettiği malzeme ve işçilik bedelleri ile genel giderleri, bu süre içinde başka bir iş bulup çalışmışsa elde ettiği kâr, başka bir iş bulmaktan kasten kaçınmışsa elde etmekten kaçındığı kâr tespit ettirilip, yapılmayan iş bedelinden çıkarmak suretiyle bulunan miktarın kâr kaybı olduğunun kabulüyle davalı yüklenici şirketten tahsiline karar vermek gerekir. Yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda kâr kaybı hesabı yapmayan bilirkişi raporunun hükme esas alınması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca hükmün davalı yararına BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilmediğinden taraflar yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 24.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.    ]]>