Dava, eser sözleşmesinden kaynaklandığı iddia edilen alacak ile ilgili olarak davalılar tarafından yapılan icra takibinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti ve manevi tazminat talebine ilişkin

  1. Hukuk Dairesi         2018/2110 E.  ,  2018/2839 K.
  •  

“İçtihat Metni”

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklandığı iddia edilen alacak ile ilgili olarak davalılar tarafından yapılan icra takibinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti ve manevi tazminat talebine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacı davasında aleyhine davalılar tarafından haksız olarak … 13. İcra Müdürlüğü’nün 2014/36701 Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, icra takibinde borcun sebebi olarak 01.12.2014 tarihli fatura alacağının gösterildiğini, faturanın konusunun dış cephe mantolama ve işçilik olduğu ve KDV dahil toplam 6.586,00 TL tutarlı olduğunu takip talebinde ismi geçen davalı … Ltd. Şti. isimli firma ile hiçbir ilişkisinin bulunmadığını, bu firmadan hiçbir mal-hizmet satın alma sözleşmesinin de bulunmadığını, ayrıca davalı firma tarafından düzenlenen fatura konusu mantolama ve işçilik hizmetlerinin ifa edildiği gayrimenkulün de kendisine ait olmadığını, bu adreste malik veya kiracı sıfatının bulunmadığını, belirterek davalılara … 13. İcra Müdürlüğü’nün 2014/36701 Esas sayılı dosyasına konu 6.586,00 TL borcu olmadığının tespitine, haksız yere borçlu gösterilerek itibarının zedelenmesi ve çevresinde kötü tanınmasına sebep olmaları nedeni ile 3.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar savunmalarında davacı aleyhine gerçekte maliki bulunduğu taşınmazının dış cephe ve mantolama işçilik bedeli borcunu ödemediğinden bahisle yasal takibe girişildiğini açıklayarak davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Mahkemece takibe konu alacağın davacının oğlu …’ın maliki olduğu 5. kat 23 bağımsız bölüm numaralı taşınmazın da içinde bulunduğu sitenin mantolama işçilik bedelinin kat malikinden tahsiline ilişkin olduğu söz konusu bağımsız bölümün bulunduğu … Yönetim Kurulu tarafından yapılan 20.07.2014 tarihli genel kurulda tüm binalara dış cephe mantolama ve yalıtımı yapılması konusunun toplantı gündeminde görüşülerek toplantıya katılan malikler tarafından oybirliği ile karar altına alındığı, yapılan genel kurula; o tarihe kadar kendisini kat maliki olarak tanıtan davacının iadeli taahhütlü olarak gönderilen tebligat yoluyla davet edildiğini, ancak tebligatın yapılamadığı ve davacının toplantıya katılmadığı, oğlu …’dan aldığı genel vekâletname ile taşınmazın mülkiyetine dair tüm hak ve yetkilerinin kendisi tarafından kullanılmakta olduğu gerekçesiyle menfi tespit ve manevi tazminat davasının reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamına göre davalılar tarafından davacı aleyhine 01.12.2014 tarihli faturanın dayanak gösterilerek takibe geçildiği, faturanın davalı yüklenici şirket olan… Ltd. Şti. tarafından diğer davalı site yönetimi ile aralarında düzenlendiği anlaşılan sözleşme ile yapılan dış cephe mantolama işi nedeniyle düzenlendiği, davacının site de malik sıfatının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının aralarında akdî ilişki bulunmaması nedeniyle davalı şirket tarafından kendisine husumet yöneltilemeyeceği, diğer davalı site yönetimi açısından ise davacının kat maliki olmadığı, mantolama giderinin kat maliki olmayan davacıdan istenemeyeceği sonuçta davacının her iki davalıya borçlu olmadığından davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken hatalı hukuki yorum ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kararının temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 03.07.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.