Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, davacı taşeron bakiye iş bedelinin tahsilini istemiş, birleşen davada ise şirket yetkilisi gerçek kişi tarafından başlatılan icra takibinden dolayı menfi tespit-istirdat talebinde bulunulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucu, asıl davada davanın kısmen kabulüne dair verilen hüküm asıl dosya davalısı vekilince temyiz olunmuştur

<![CDATA[  T.C. Yargıtay

  1. Hukuk Dairesi
  Esas No:2017/2302 Karar No:2018/1376
  1. Tarihi:5.4.2018
  Mahkemesi:Asliye Hukuk Mahkemesi     Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki asıl dosya davalısı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı …-…Kimya İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili ile birleşen dosya davacısı … vekili ve asıl dosya davalısı ile birleşen dosya davalısı vekili gelmedi. Asıl dosya davalısı şirket yetkilisi ve birleşen dosya davalısı asil geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan asıl dosya davalısı şirket yetkilisi ve birleşen dosya davalısı asil dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü: – K A R A R – Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, davacı taşeron bakiye iş bedelinin tahsilini istemiş, birleşen davada ise şirket yetkilisi gerçek kişi tarafından başlatılan icra takibinden dolayı menfi tespit-istirdat talebinde bulunulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucu, asıl davada davanın kısmen kabulüne dair verilen hüküm asıl dosya davalısı vekilince temyiz olunmuştur.Dairemizin hükmüne uyulan bozma ilamında, asıl dava yönünden, “…2-Hükme esas alınan 29.11.2011 tarihli bilirkişi kurulu raporunda davacı taşeron şirketin havuz yapımından kaynaklanan iş bedeli alacağını 54.797,42 TL olarak belirlemiş, mahkemece de asıl davada bu miktar alacağa hükmedilmiştir. Mahkemenin davacı alacağının 54.797,42 TL olduğuna dair kabulünde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, davalı şirket davaya cevabında davacıya nakit olarak 72.350,00 TL malzeme bedeli ile kalan işlerin nam ve hesaba tamamlatılması için de 102.457,00 TL olmak üzere toplam 172.807,00 TL ödeme yaptığını savunmuş, ödemelere ilişkin belgelerini de ibraz etmiştir. 8.10.2012 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda davalı şirket tarafından 16 kalemde toplam 119.553,00 TL ödeme yapıldığı belirlenmiş, ancak bu ödemelerin ne miktarının doğrudan davacıya, ne miktarının malzeme bedeli ile nam ve hesaba tamamlanan işler bedeline ilişkin olduğu açıklanmamıştır. Davacı şirket 3.12.2012 tarihli dilekçesiyle ek rapora itiraz ederek raporda belirtilen ödemelerin dava konusu işler ve davacı şirketle bir ilgisinin olmadığını, bu nedenle alacağından mahsup edilemeyeceğini bildirmiştir. Dava konusu işle ilgili olmayan ya da doğrudan davacıya yapılmayan, diğer bir ifade ile üçüncü kişilere yapılan malzeme ve işçilik ödemelerinin davacı alacağından mahsubu mümkün olmadığından, davacının itirazlarının bilirkişi kurulundan ek rapor alınmak suretiyle karşılanması, 16 kalem ödemenin tek tek incelenerek davacı alacağından mahsup edilip edilmeyeceğinin açıklığa kavuşturulması ve mahsup edilecek ödeme varsa tutarının belirlenmesi gerekir… denilmiş, mahkemece de bozma ilamına uyularak alınan 05.09.2016 tarihli ek bilirkişi raporunda, davalı tarafından havale, çek ve elden ödeme şeklinde toplam 85.450,00 TL ödeme yaptığı açıklandığına göre, davacı alacağından dava fazla ödeme bulunması karşısında, usuli kazanılmış hak ilkesi de gözetilerek asıl davanın tümden reddi gerekirken, ne şekilde hesaplandığı anlaşılmadan davanın kısmen kabulü ile 31.705,35 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesi hatalı olmuş, kararın bu sebeple asıl dava yönünden bozulması uygun bulunmuştur. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün asıl dosya davalısı yararına BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilmediğinden davalı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden asıl dosya davalısına geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 05.04.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.      ]]>