dava konusu davacı tarafından devredilecek olursa, devralmış olan kişi, görülmekte olan davada davacı yerine geçer ve dava kaldığı yerden itibaren devam eder” düzenlemesine yer verilmiştir. Bu hükme göre, davanın açılmasından sonra dava konusu mal ve haklar davacının mülkiyetinden çıkar ve malik değişirse davacının “davacı sıfatı ve dava takip yetkisi” devir tarihi itibariyle kendiliğinden sona erer, “davacı sıfatı ve dava takip yetkisi” dava konusunu devralmış olan üçüncü kişiye geçer. Dava konusu mal veya hakkın başkasına devredilmesi ile o mal veya hakka bağlı olan dava hakkı da birlikte devredilmiş sayılacağından dava konusu mal veya hakkın kamulaştırılma, ortaklığın giderilmesi yoluyla satılma, cebri icra yoluyla satılma, üçüncü kişi tarafından mahkeme kararıyla iktisap edilme, imar kanununa göre şüyulandırılma, şufa hakkının kullanılması gibi tarafların iradesi dışında üçüncü kişilerin eline geçmesi hallerinde de bu hükmün uygulanacağının kabulü gerekir.

<![CDATA[     

  1. Hukuk Dairesi         2012/1055 E.  ,  2013/3445 K.
  •  
“İçtihat Metni” Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: – K A R A R – Uyuşmazlık eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanmakta olup, davacı yüklenici, davalı iş sahibi sıfatını taşımaktadır. Davada, davalı iş sahibi tarafından teslim edilen malzemelerin teminatı olarak davacı yükleniciye ait 180 ve 1264 nolu taşınmazlar üzerine … Tapu Sicil Müdürlüğü’nün 20.05.1998 tarih ve 1040 yevmiye sayılı resmi senediyle davalı iş sahibi lehine 400.000,00 TL bedelli ikinci derecede ipotek tesis edildiği, sözleşme ve ipotek nedeniyle davacının davalıya herhangi bir borcu bulunmadığının … 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin Yargıtay’dan geçerek kesinleşen 27.05.2005 tarih 2001/851 E.-2005/315 K. sayılı ilamı ile sabit olduğu ve … 7. Noterliği’nin 18.09.2007 tarih 15588 sayılı ihtarnamesiyle talep edildiği halde ipoteğin terkin edilmediği ileri sürülerek ipoteğin fekki istenmiştir. Davalı cevabında, fekki istenen ipoteğin fason üretim için davacıya teslim edilen 8694 ton kütük demirin teminatı olduğunu, davacı yanca sözleşme ifa edilmediğinden ve borç ödenmediğinden davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, ipoteğin teminat amacıyla tesis edildiği, kesinleşen kararla davacının davalıya borcu bulunmadığı saptandığından ipoteğin karşılıksız kaldığı ve teminat işlevini yitirdiği kabul edilerek dava kabul edilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya kapsamından; dava konusu 180 ve 1264 parsel nolu taşınmazların dava dışı alacaklı Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından davacı borçlu aleyhine … 1. İcra Müdürlüğü’nün 2005/2792 sayılı dosyası ile girişilen icra takibinde açık artırma yoluyla satışa çıkarıldığı, dava tarihinden sonra 26.10.2007 tarihinde yapılan ihalede dava dışı… San. ve Tic. AŞ.’ye ihale edildiği ve ihalenin kesinleştiği anlaşılmaktadır. Davanın açılmasından sonra dava konusunun devri halinde nasıl bir yol izleneceği ve ne tür işlem yapılacağı 6100 Sayılı HMK’nın 125. maddesinde düzenlenmiştir. Anılan maddenin 2. bendinde aynen “Davanın açılmasından sonra, dava konusu davacı tarafından devredilecek olursa, devralmış olan kişi, görülmekte olan davada davacı yerine geçer ve dava kaldığı yerden itibaren devam eder” düzenlemesine yer verilmiştir. Bu hükme göre, davanın açılmasından sonra dava konusu mal ve haklar davacının mülkiyetinden çıkar ve malik değişirse davacının “davacı sıfatı ve dava takip yetkisi” devir tarihi itibariyle kendiliğinden sona erer, “davacı sıfatı ve dava takip yetkisi” dava konusunu devralmış olan üçüncü kişiye geçer. Dava konusu mal veya hakkın başkasına devredilmesi ile o mal veya hakka bağlı olan dava hakkı da birlikte devredilmiş sayılacağından dava konusu mal veya hakkın kamulaştırılma, ortaklığın giderilmesi yoluyla satılma, cebri icra yoluyla satılma, üçüncü kişi tarafından mahkeme kararıyla iktisap edilme, imar kanununa göre şüyulandırılma, şufa hakkının kullanılması gibi tarafların iradesi dışında üçüncü kişilerin eline geçmesi hallerinde de bu hükmün uygulanacağının kabulü gerekir. Bu durumda mahkemece yapılacak iş; dava konusunu devralmış olan üçüncü kişiye, açılmış olan davayı davacı sıfatıyla takip etmesi ve duruşmaya gelmesi için HMK’nın 147. maddesi uyarınca ihtarlı davetiye çıkarmak, duruşmaya gelip davayı takip ederse davanın esasını inceleyerek sonucuna göre karar vermek, usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmaya gelmezse HMK’nın 150. maddesine göre işlem yaparak şartların gerçekleşmesi halinde dosyanın işlemden kaldırılmasına, üç aylık yasal süre içinde yenilenmemesi halinde ise davanın açılmamış sayılmasına karar vermek olmalıdır. Mahkemece dava konusunun dava tarihinden sonra el değiştirdiği gözetilmeden davacı sıfatı ve dava takip yetkisi sona ermiş olan davacının huzuru ile davaya devam edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 28.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.  ]]>