Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, dava dilekçesinin içeriğine göre, davacıların vekil kıldığı R..’ye, vekaletin veriliş sebebinin kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapılmasına ilişkin olduğu halde vekilin yetkisini aşmak suretiyle vekalet görevini kötüye kullanarak söz konusu temlikleri gerçekleştirdiği, davalı Rıza ile de vekilin el ve işbirliği içinde olduğu, diğer davalılar R..ve V..’nin vekil R..’nin anne ve babası oldukları ve vekalet görevinin kötüye kullanıldığını bilen ve bilmesi gereken konumda bulundukları, kendilerine yapılan temlikin de muvazaalı olduğu görülmekle asıl iddia olan vekalet görevinin kötüye kullanılması hususu dosya kapsamına göre belirlendiğinden davanın kabul edilmiş olması bu gerekçe ile doğrudur. O halde, davalıların temyiz itirazları bu nedenle yerinde değildir. Reddine. Davalıların aleyhindeki hükmün ONANMASINA,… Davacıların temyiz itirazlarına gelince; dava konusu edilen taşınmazların yargılama sırasında keşfen belirlenen ve çekişmeye konu edilen pay değeri üzerinden harcın hüküm altına alınması gerekirken yüksek miktarda harcın tahsiline karar verilmiş olması doğru değildir. Öte yandan, aynı şekilde belirlenen dava değeri üzerinden yargılama sırasında eksik harcın da ikmal edildiği gözetilerek davacılar yararına avukatlık parasına hükmedilmesi gerekirken eksik vekalet ücreti takdiri isabetsiz olduğu gibi, davalıların harç, vekalet ücretinden ve yargılama giderinden sorumluluğunun müşterek ve müteselsilen olacağının karar yerinde belirtilmemiş olması da doğru değildir. …

T.C.
Yargıtay
1. Hukuk Dairesi

Esas No:2010/7435
Karar No:2010/11815
K. Tarihi:9.11.2010

MAHKEMESİ : ÜMRANİYE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ,
TARİHİ : 26/02/2010
NUMARASI : 2007/611-2010/102

Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, miras bırakanın kayden maliki olduğu 1067 ada 6 parsel sayılı taşınmazda bina yapımı için davalı R..’nin mirasçılara vekaleten dava dışı yüklenici ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptığını, tevhit suretiyle oluşan 1067 ada 28 parsel sayılı taşınmazdaki 4 parça taşınmazı aynı vekilin vekalet görevini kötüye kullanarak davalı R..’ya, onunda 10 nolu bağımsız bölümü davalı Vehbiye’ye, 11 nolu bağımsız bölümü ise davalı R..’e satış suretiyle temlik ettiğini, satışlardan haberleri olmadığını, satış bedellerinin düşük olup kendilerine bir bedel ödenmediğini ileri sürüp, tapu kayıtlarının iptali ile mirasçılar adına payları oranında tesciline, olmadığı taktirde dairelerin belirlenecek rayiç değerinin payları oranında tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar, dava konusu taşınmazların geçerli vekaletnameye istinaden satışlarının bedeli karşılığı yapıldığını, iddiaların doğru olmadığını, vekilin davacılara satış bedelini ödediğini belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, çekişme konusu taşınmazların davalılara temlikinin mal kaçırma amaçlı olup, muvazaalı bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, taraflarca süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 09.11.2010 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden R.. k..vd. Vekili Avukat H.. A.. ile yine temyiz eden M.. K.. vekili Avukat A.. Ö.. geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz eden R..a Ç.. vekili avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, dava dilekçesinin içeriğine göre, davacıların vekil kıldığı R..’ye, vekaletin veriliş sebebinin kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapılmasına ilişkin olduğu halde vekilin yetkisini aşmak suretiyle vekalet görevini kötüye kullanarak söz konusu temlikleri gerçekleştirdiği, davalı Rıza ile de vekilin el ve işbirliği içinde olduğu, diğer davalılar R..ve V..’nin vekil R..’nin anne ve babası oldukları ve vekalet görevinin kötüye kullanıldığını bilen ve bilmesi gereken konumda bulundukları, kendilerine yapılan temlikin de muvazaalı olduğu görülmekle asıl iddia olan vekalet görevinin kötüye kullanılması hususu dosya kapsamına göre belirlendiğinden davanın kabul edilmiş olması bu gerekçe ile doğrudur. O halde, davalıların temyiz itirazları bu nedenle yerinde değildir. Reddine. Davalıların aleyhindeki hükmün ONANMASINA,
Davacıların temyiz itirazlarına gelince; dava konusu edilen taşınmazların yargılama sırasında keşfen belirlenen ve çekişmeye konu edilen pay değeri üzerinden harcın hüküm altına alınması gerekirken yüksek miktarda harcın tahsiline karar verilmiş olması doğru değildir. Öte yandan, aynı şekilde belirlenen dava değeri üzerinden yargılama sırasında eksik harcın da ikmal edildiği gözetilerek davacılar yararına avukatlık parasına hükmedilmesi gerekirken eksik vekalet ücreti takdiri isabetsiz olduğu gibi, davalıların harç, vekalet ücretinden ve yargılama giderinden sorumluluğunun müşterek ve müteselsilen olacağının karar yerinde belirtilmemiş olması da doğru değildir.
Davacıların, bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.12.2009 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden taraflardan davacılar vekili için 750.00.-TL. duruşma avukatlık parasının karşı taraftan alınmasına, 09.11.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.