davacı alacaklının reddedilen miktar yönünden takip yapmakta haksız olsa da, kötüniyetli takip yaptığına ilişkin delil bulunmamaktadır. Kararın bu nedenle bozulması gerekmişse de düşülen bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılması gerektirmediğinden, hükmün HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK'nın 438/VII. maddesi uyarınca düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur

<![CDATA[Özet: ilâmsız takip yapıldığı, ödeme emrinin borçlulara 26.02.2009 tarihinde usulüne uygun tebliğ edildiği ve borçlu davalıların 05.03.2009 tarihli dilekçeleri ile borca itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durdurulduğu ve 1 yıllık yasal süresi içerisinde itirazın iptâli davasının açıldığı anlaşılmıştır. ... T.C. Yargıtay

  1. Hukuk Dairesi
  Esas No:2015/2140 Karar No:2016/694
  1. Tarihi:4.2.2016
      Mahkemesi       :Ticaret Mahkemesi       Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat … geldi. Davalılar ve vekilleri gelmedi. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı avukatı dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:   – K A R A R –   Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedelinden doğan alacağın tahsili amacıyla yürütülen icra takibine itirazın iptâli davasıdır. Davacı şirket taşeron, davalılar ise yüklenicidir. Davacı taşeron vekili, davalının yükleniminde olan … Projesinin ince işlerinin yapımı konusunda davacı müvekkili ile davalıların 05.03.2008 tarihli protokol düzenlendiğini ve davacı müvekkili şirketin üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirdiğini ancak 40.000 USD’lik alacağını ödenmediğinden bahisle iş bedelinin tahsili amacıyla … İcra Müdürlüğü’nün 2009/717 esas sayılı icra dosyası ile takibe geçtiklerini, davalı borçlunun haksız ve yersiz şekilde takibe itiraz ettiğini iddia ederek itirazın iptâlini ve % 40’dan aşağı olmamak üzere inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiş, davalı yükleniciler vekili ise, davanın reddini ve % 40’dan aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini savunmuş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın reddine ve % 40 oranında kötüniyet tazminatına karar verilmiş, verilen karar davacı vekilince yasal süresinde temyiz edilmiştir. Beykoz İcra Müdürlüğü’nün 2009/717 Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; alacaklı davacı tarafından borçlu davalı aleyhine hakediş alacağına istinaden 40.000 USD asıl alacak ve 2.169,86 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 42.169.86 USD üzerinden ilâmsız takip yapıldığı, ödeme emrinin borçlulara 26.02.2009 tarihinde usulüne uygun tebliğ edildiği ve borçlu davalıların 05.03.2009 tarihli dilekçeleri ile borca itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durdurulduğu ve 1 yıllık yasal süresi içerisinde itirazın iptâli davasının açıldığı anlaşılmıştır. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Mahkemece, asıl alacağın %40’ı kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalılara verilmesine, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faizi yürütülmesine karar verilmiştir. İİK 67/II. maddesi uyarınca alacaklının kötüniyet tazminatına mahkum edilebilmesi için, takibinde haksız ve kötüniyetli olması gerekir. Oysa ki, davacı alacaklının reddedilen miktar yönünden takip yapmakta haksız olsa da, kötüniyetli takip yaptığına ilişkin delil bulunmamaktadır. Kararın bu nedenle bozulması gerekmişse de düşülen bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılması gerektirmediğinden, hükmün HMK’nın geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK’nın 438/VII. maddesi uyarınca düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, hükmün birinci bendinin ikinci satırında yer alan “Reddedilen 40.000 USD’nin takip tarihindeki TL karşılığı olan 70.840,00 TL miktar üzerinden % 40 oranında takdir edilen 28.336,00 TL kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalılara verilmesine cümlesinin karardan çıkarılmasına, davalıların ispatlanamayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine cümlesinin karara eklenmesine, kararın değişik bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 1.350,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalılardan alınarak Yargıtay’daki duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 04.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.       İlgili Maddeler HUMK 438/VII Madde]]>