Davacı dava dilekçesi ile yargılama sürecinde vermiş olduğu ıslah dilekçesinde esas itibariyle talebinin itirazın iptâli davası olduğunu belirtmiştir. Davasını da bu kapsamda Asliye Ticaret Mahkemesi'nde açmıştır. Yerel mahkemece bu yönde nitelendirilme ve değerlendirme yapılıp işin esasının icelenerek sonuca gidilmesi gerekirken, tarafların dayandıkları yasa hükümleri ve onların tavsifinde yanılgıya düşülerek İcra İflas Yasası'nın 68. maddesi uyarınca İcra Tetkik Mercii Mahkemesi'nin görevli olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi isabetli olmamıştır

<![CDATA[T.C. Yargıtay

  1. Hukuk Dairesi
  Esas No:2014/581 Karar No:2014/1067
  1. Tarihi:
  Mahkemesi       :Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi Tarihi     :24.10.2013 Numarası :2012/77-2013/545   Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:   – K A R A R –   Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptâli, takibin devamı ve %40 icra inkâr giderimi tayini istemine ilişkindir. Yerel mahkemede görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda davanın usulden reddine, karar kesinleştiğinde dosyanın görevli ve yetkili Ankara İcra Tetkik Mercii’ne gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. 1086 Sayılı Hukuk Usulü Muhakemesi Yasası’nın 74 ve 75. maddeleriyle HMK’nın 26. maddesi uyarınca yargıç bir davada sadece tarafların ileri sürdükleri maddi vakıalar ve netice-i talepler ile bağlı olup, dayandıkları yasa hükümleri ile ve onların tavsifleriyle bağlı değildir. Yargıç, yasaları re’sen tatbik ederek iddia ve savunmadaki netice-i talepleri karara bağlamakla mükelleftir. Bir davada, olayları anlatmak taraflara, olayların hukuki yorumunu ve tavsifini yapmak görev ve yetkisi mahkemeye aittir. Dava konusu somut olayda davacı taşeron iş bedeli alacağının tahsili için Ankara 23. İcra Müdürlüğü’nün 2012/760 E. sayılı dosyasında davalı yüklenici şirket hakkında yaptığı icra takibinde 56.153,84 TL asıl alacak, 438,46 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 56.592,30 TL talep etmiş, davalı yüklenici borçlunun itirazı üzerine takip durmuştur. Eldeki davada dava dilekçesinde giriş bölümünde itirazın iptâli, takibin devamı, icra inkâr giderimi tayini, sonuç kısmında ise itirazın kaldırılması isteminde bulunulmuştur. Yerel mahkemece de dava dilekçesinin sonuç bölümündeki itirazın kaldırılması ibaresi dikkate alınarak görevli mahkemenin Ankara İcra Tetkik Mercii olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiştir. Karar usul, yasaya ve yönteme uygun değildir. Şöyle ki; Davacı dava dilekçesi ile yargılama sürecinde vermiş olduğu ıslah dilekçesinde esas itibariyle talebinin itirazın iptâli davası olduğunu belirtmiştir. Davasını da bu kapsamda Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açmıştır. Yerel mahkemece bu yönde nitelendirilme ve değerlendirme yapılıp işin esasının icelenerek sonuca gidilmesi gerekirken, tarafların dayandıkları yasa hükümleri ve onların tavsifinde yanılgıya düşülerek İcra İflas Yasası’nın 68. maddesi uyarınca İcra Tetkik Mercii Mahkemesi’nin görevli olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi isabetli olmamıştır. Tüm bu nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 18.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.]]>