Davacı, davalı ile sözlü olarak yapıldığını iddia ettiği kat karşılığı inşaat sözleşmesi nedeniyle davalı adına tapuda kayıtlı olan… 1996 ada 23 parsel sayılı 1353 m2 yüzölçümlü arsanın 272 m2’sinin tapu kaydının iptâli ile adına tapuya kayıt ve tescilini, bunun mümkün olmaması halinde yapılan inşaatın dava tarihindeki rayiç bedelinin tespiti ile faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiş; … tarihli dilekçesi ile davasını ıslah ederek; davalının vermiş olduğu vekâletnamelere dayanarak dava konusu parsel üzerine inşaatı davalının vekili olarak yaptırdığını, bunun için harcamalar yaptığını belirterek, vekil sıfatıyla inşaata harcadığı paranın, harcandığı tarih itibariyle belirlenmesini ve işlemiş faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

13. Hukuk Dairesi         2016/21348 E.  ,  2017/7398 K.
“İçtihat Metni”


MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalılar avukatınca duruşmalı, davacı avukatınca duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalılar vekili avukat … ile davacı Asil … ve vekili avukat …’in gelmeleriyle duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R

Davacı, davalı ile sözlü olarak yapıldığını iddia ettiği kat karşılığı inşaat sözleşmesi nedeniyle davalı adına tapuda kayıtlı olan… 1996 ada 23 parsel sayılı 1353 m2 yüzölçümlü arsanın 272 m2’sinin tapu kaydının iptâli ile adına tapuya kayıt ve tescilini, bunun mümkün olmaması halinde yapılan inşaatın dava tarihindeki rayiç bedelinin tespiti ile faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiş; 02.02.2005 tarihli dilekçesi ile davasını ıslah ederek; davalının vermiş olduğu vekâletnamelere dayanarak dava konusu parsel üzerine inşaatı davalının vekili olarak yaptırdığını, bunun için harcamalar yaptığını belirterek, vekil sıfatıyla inşaata harcadığı paranın, harcandığı tarih itibariyle belirlenmesini ve işlemiş faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacının tapu iptali ve tescil isteği ıslah ile alacağa dönüşmüş olmakla, alacak isteğinin kısmen kabulü ile; 5.000,00 TL’sinin dava tarihinden, 94.463,20 TL’sinin eksik ıslah harcının yatırıldığı 13/04/2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-6100 sayılı Hukuk Muhakemekemeleri Kanunu’nun 297/son (HUMK’nun 388/son, 389.md) maddesinde, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği belirilmiştir. Açıklanan bu yasa hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; mahkemece verilen kararın gerekçe kısmı ile hüküm kısmının da birbiriyle uyumlu olması gerektiği anlaşılmaktadır. Somut uyuşmazlıkta, mahkemece, 99.463,20 TL alacak yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; gerekçeli kararda tüm bedele dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiği belirtilmesine rağmen, hükümde, kabul edilen bedelin 5.000,00 TL’sine dava tarihinden, 94.463,20 TL’sine ıslah harcının yatırıldığı tarihten itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiği belirtilmiştir. Açıklanan şekilde gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluşturulmuştur. Mahkemece değinilen bu yön göz ardı edilerek, gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluşturacak şekilde karar vermiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre, tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, 2. bent gereğince tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 1480,00 TL duruşma avukatlık parasının karşılıklı alınarak birbirlerine ödenmesine, peşin alınan 1.699,00 TL harcın istek halinde taraflara iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.