Davacı idare tarafından ihale tenzilatının düşük tutulduğu, yeni birim fiyatların sözleşmeye göre belirlenmediği iddiasıyla dava açılmış ise de, ahde vefa kuralı gereği davacı idarenin sözleşme ile bağlı olduğu açıktır

<![CDATA[

  1. Hukuk Dairesi         2012/7829 E.  ,  2013/1241 K.
  •  
“İçtihat Metni” Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, davalı vekili tarafından duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat … geldi. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmal edilerek gelmiş dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü: – K A R A R – Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan fazla ödemenin iadesi talebine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davalının temyizine gelince; Davacı … davasında davalının 26.01.1998 tarihli sözleşme ile Sirkeci Başmüdürlük Binasının iki ve üçüncü katlarında kirlenme, kabarma ve dökülme nedeniyle ihtiyaç duyulan boya, badana yapımı işini 1997 yılı birim fiyatlarıyla %18,50 tenzilatla üstlendiğini sonradan ilave işlerle ilgili 02.10.1998 tarihli ek sözleşmenin düzenlendiğini, ancak bu sözleşmede %18,50 oranında tenzilat uygulanması gerekirken %6 tenzilat uygulandığını ayrıca bazı imalât kalemlerinde belirlenen yeni birim fiyatların sözleşmedeki esaslar dikkate alınarak belirlenmediğini bu suretle yapılan fazla ödemenin teftiş sırasında ortaya çıktığını belirterek 15.489,70 TL fazla ödemenin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, mahkemece bilirkişi raporu esas alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasında 03.03.1998 tarihli asıl ve 02.10.1998 tarihli ek sözleşmenin düzenlendiği hususu ihtilâflı değildir. Davaya konu olan ihtilâfla ilgili 02.10.1998 tarihli ek sözleşmede ihale bedelinin %6 tenzilatla 33.774,20 TL olarak kararlaştırıldığı, ek sözleşmede belirtilmeyen hususlar için ana mukavele hükümlerinin geçerli olduğu kararlaştırılmıştır. Sözleşmenin eki olan İnşaat Özel Şartlaşması’nın 3. maddesinde birim fiyatı bulunmayan işlerin fiyatlarının tespitinde temel alınacak esaslar belirlenmiş, aynı maddenin C/c maddesinde bu usullerden hiçbiriyle yeni birim fiyatı tespiti mümkün olmuyorsa o iş kalemine ait Ticaret ve Sanayi Odası’nca onaylanmış, fatura bedelleri esas alınarak yeni birim fiyatın tespit edilebileceği kabul edilmiştir. Davacı idare tarafından ihale tenzilatının düşük tutulduğu, yeni birim fiyatların sözleşmeye göre belirlenmediği iddiasıyla dava açılmış ise de, ahde vefa kuralı gereği davacı idarenin sözleşme ile bağlı olduğu açıktır. Diğer taraftan mahkemece hükme esas alınan bilirkişilerin asıl raporlarında yapılan imalâtın özel uzmanlık ve nitelikli uygulamayı gerektirdiği sözleşmede belirlenen birim fiyatların fahiş olmadığı açıklanmıştır. Diğer taraftan aynı iş yerinde başka bir yüklenicinin aynı nitelikteki imalâtlarıyla ilgili olup Dairemizin de denetiminden geçerek kesinleşen … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2000/906 Esas, 2003/553 Karar sayılı dosyasında da aynı usullerle ek sözleşme düzenlendiği, bilirkişi raporunda yapılan işlerin özellik taşıdığı İnşaat Özel Şartlaşması’nın 3/C-c maddesi de dikkate alındığında belirlenen fiyatların piyasa rayiçlerine uygun olup, fahiş olmadığı açıklanmıştır. Diğer taraftan eldeki davada yüklenici hakkında açılmış bir ceza davası bulunmayıp sözleşmede imzası bulunan idare elemanlarının ceza davasındaki yargılamada beraat ettikleri görülmektedir. Tüm bu hususlar dikkate alındığında özellikle yukarıda belirtilen ahde vefa kuralı gereğince davacı idarenin sözleşme ile bağlı olduğu imalâtın niteliği ve sözleşmenin eki İnşaat İşleri Şartlaşması’nın 3/C-c maddesi dikkate alındığında belirlenen fiyatların fahiş olduğunun kabul edilemeyeceği sonuçta davanın reddinin gerektiği halde kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, 900,00 TL duruşma vekâlet üceritinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davalıya verilmesine, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 21.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.]]>