Davacı ile davalı şirket arasında davalının yapımını üstlendiği hasarlı muhtelif binaların güçlendirme işleri ile yıkım işlerinin yapılması konusunda eser sözleşmesi imzalanmıştır. Davacı ve davalı şirket yetkilisi D.. S.. imzasını taşıyan teslim tutanağı ile davacının davalı yüklenici şirketten sözleşme konusu işe mukabil aldığı

<![CDATA[  T.C. Yargıtay

  1. Hukuk Dairesi
  Esas No:2014/1419 Karar No:2014/3808
  1. Tarihi:4.6.2014
  Mahkemesi         :İstanbul 33. Asliye Ticaret Mahkemesi Tarihi     :09.05.2013 Numarası            :2011/9-2013/115   Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:   – K A R A R –   Dava, taşeron tarafından yüklenici şirket ve yetkilisi aleyhine açılmış olup, eser sözleşmesi ilişkisi nedeni ile ilgili alacak istemine ilişkindir. Mahkemece, ispatlanamayan davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı ile davalı şirket arasında davalının yapımını üstlendiği Karakaya HES’te hasarlı muhtelif binaların güçlendirme işleri ile B41-42 Blok yıkım işlerinin yapılması konusunda eser sözleşmesi imzalanmıştır. Davacı ve davalı şirket yetkilisi D.. S.. imzasını taşıyan 20.02.2008 tarihli teslim tutanağı ile davacının davalı yüklenici şirketten sözleşme konusu işe mukabil aldığı 20.000,00 TL bedelli çekin cirolanarak Karakaya şantiyesindeki çalışmalar sırasında iş kazası geçiren A. G. adlı davacı işçisine verilmek üzere davalı şirket yetkilisi D.. S..’na verildiği, çek kendisine verilecek olan işçi ile sulh yoluna gidilemediğinden çekin adı geçen işçiye teslim edilmediği gibi davacıya da iade edilmediği konularında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalılar vekili aşamalardaki savunmalarında Abdültalip Güneş’e verilmeyen çekin davacı taşeronun borçlarına mahsup edilmek üzere alıkonulduğu ve hapis hakkını kullandıklarını ileri sürerek davanın reddini istemiştir. Gerçekten de 20.02.2008 tarihli “ibraname” başlıklı davacının imzasını taşıyan belgede davacının sözleşme konusu iş ile ilgili imalât bedelinin tümünü aldığı ve yüklenici şirketi ibra ettiği anlaşılmakta ise de; az yukarıda içeriği açıklanan 20.02.2008 tarihli, davanın dayanağı olan çek teslim tutanağının da aynı tarihte düzenlenmiş olması karşısında ve hangisinin daha önce düzenlendiğine dair tutanaklarda açıklık bulunmadığından çek teslimi tutanağında belirtilen çekin iş bedeline mahsuben davacı taşerona verilerek ibralaşıldığının kabulünde de zorunluluk vardır. Bu halde davacı taşeron, iş bedeline karşılık aldığı ve kaza geçiren işçisine teslim edilmeyen çekin ya da bedelinin iadesini davalılardan istemekte haklı olduğundan davalılar hapis hakkını kullanma ve çek bedelini kendi alacaklarına mahsup etmekte haklı olduklarını yasal delillerle kanıtlamak zorundadır. Başka bir anlatımla ispat külfeti, tutanaklar ve davalıların savunmaları karşısında davalılara geçmiştir. Bu durumda mahkemece davalının bildirdiği deliller, bunların toplanması ile ilgili masraflar davalılara yükletilmek sureti ile toplanıp değerlendirilerek sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken ispat külfetinin aidiyeti konusunda yanılgıya düşülerek davanın reddi doğru olmamış, kararın bozulması uygun görülmüştür. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 04.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.]]>