Davacı imalâtları kanıtladığına göre, imalâtların yapıldığı yıldaki piyasa rayiçleri konusunda bilirkişilerden ek rapor alınmak suretiyle davacının alacağı belirlenmeli ve davalının kanıtlayabildiği ödemelerin mahsubundan sonra bakiye alacak üzerinden itirazın iptâline karar verilmelidir. Mahkemece, eksik araştırmayla ve yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.

<![CDATA[Özet: 2-Taraflar arasındaki ilişki kararlaştırıldığı tarihte yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı BK'nın 355. ve devamı maddelerinde öngörülen eser sözleşmesi niteliğindedir. Eser sözleşmesinde bedel kararlaştırılmamış ise, BK'nın 366. maddesine göre uyuşmazlığın çözümü gerekmektedir. Gerçekten de, davacı taşeron ile davalının yüklenicisi olduğu dava dışı iş sahibine ait ofisin tadilatı konusunda anlaştıkları belirlenmiş, ancak sözleşmenin bedeli konusunda bir kararlaştırma bulunmadığı saptanmıştır. Bu durumda taşeronun alacağının hesaplanabilmesi için BK'nın 366. maddesi uyarınca yapılan imalâtın yapıldığı tarihteki piyasa rayiçlerinden yararlanılması gerekir. Davacı imalâtları kanıtladığına göre, imalâtların yapıldığı yıldaki piyasa rayiçleri konusunda bilirkişilerden ek rapor alınmak suretiyle davacının alacağı belirlenmeli ve davalının kanıtlayabildiği ödemelerin mahsubundan sonra bakiye alacak üzerinden itirazın iptâline karar verilmelidir. Mahkemece, eksik araştırmayla ve yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur. ...               T.C. Yargıtay

  1. Hukuk Dairesi
  Esas No:2015/968 Karar No:2015/4913
  1. Tarihi:9.10.2015
  Mahkemesi         :İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi Tarihi     :06.11.2014 Numarası            :2012/214-2014/388   Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:   – K A R A R –   Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe yönelik itirazın iptâli istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, müvekkili taşeron ile davalı şirket arasında dava dışı İBM şirketine ait ofisin tamirine ilişkin 09.08.2011 tarihinde teklif verildiğini, akabinde anlaşma yapıldığını 19.08.2011 tarihinde de işin yapımına başlanıp işlerin noksansız olarak teslim edildiğini, işi takibini yapan mimar Akgün’den de teslim konusunda imza alındığını, yapılan işler karşılığı toplamda 46.730,00 TL’lik fatura kesildiğini, davalının iş bedelinden 11.850,00 TL’lik bakiyeyi ise ödemediğini, hakkında başlatılan takibe de itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptâli ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatına hükmedilmesini istemiş, davalı yüklenici vekili ise, taraflar arasında sözleşme bulunmadığını, davacının 20.06.2011 tarihli ve 20.000,00 TL tutarlı faturasına istinaden ödeme yapıldığını, dava dilekçesinde sözü geçen mimar Akgün isimli şahsın müvekkili ile ilişkisi bulunmadığını, kesilen faturaların da müvekkili ile ilgisi olmadığını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davacının yapmış olduğu imalatların piyasa koşullarına uygun olduğundan bahisle davanın kabulüne karar verilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Taraflar arasındaki ilişki kararlaştırıldığı tarihte yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı BK’nın 355. ve devamı maddelerinde öngörülen eser sözleşmesi niteliğindedir. Eser sözleşmesinde bedel kararlaştırılmamış ise, BK’nın 366. maddesine göre uyuşmazlığın çözümü gerekmektedir. Gerçekten de, davacı taşeron ile davalının yüklenicisi olduğu dava dışı iş sahibine ait ofisin tadilatı konusunda anlaştıkları belirlenmiş, ancak sözleşmenin bedeli konusunda bir kararlaştırma bulunmadığı saptanmıştır. Bu durumda taşeronun alacağının hesaplanabilmesi için BK’nın 366. maddesi uyarınca yapılan imalâtın yapıldığı tarihteki piyasa rayiçlerinden yararlanılması gerekir. Davacı imalâtları kanıtladığına göre, imalâtların yapıldığı yıldaki piyasa rayiçleri konusunda bilirkişilerden ek rapor alınmak suretiyle davacının alacağı belirlenmeli ve davalının kanıtlayabildiği ödemelerin mahsubundan sonra bakiye alacak üzerinden itirazın iptâline karar verilmelidir. Mahkemece, eksik araştırmayla ve yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 09.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.  ]]>