davacı şirket ile sermayesinin yarısından fazlasına sahip ortağı olan A.. şahsının bir yıl süreyle ihalelere katılmaktan yasaklanmasına ilişkin dava konusu işlemin tesis edildiği, dava dilekçesinde davacı olarak gösterilen şirket müdürü S… şahsı hakkında aynı işlem nedeniyle verilen bir yasaklama kararı bulunmadığı, şirket müdürü tarafından şirketi temsilen, şirket davacı konumunda olmak üzere dava açılması mümkün olduğundan, bu sıfata sahip olsalar dahi şirket müdürünün, şirkete ve şirket ortağına yönelik verilen yasaklama kararına karşı kendi adlarına dava açma ehliyetleri bulunmamaktadır. Bu durumda şirket müdürü hakkında dava açma ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle ehliyet yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek davacıların tamamı yönünden esastan karar verilmesinde hukukî isabet bulunmamaktadır

 

Ehliyetsizlik nedeniyle reddedilen davanın yenilenmesi mümkün değildir. Ancak, idari dava açma süresi dolmamışsa, davacının kanuni temsilcisi veya avukatı tarafından ayrıca dava

açılabilir.

 

4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nda yer alan idari yaptırım kararlarına karşı

açılan davalarda ise, dava açma ehliyetine haiz kişiler, haklarında yaptırım kararları

tesis edilen gerçek veya tüzel kişilerdir.

 

Bu kişiler tarafından idari yargıda dava açılabilmesi için, Türk Medeni Kanunu ile Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nda aranan özelliklere sahip olması ve idari yargıdaki dava türlerine göre aranan sübjektif şartların taşınması gerekir.

 

Bu kişiler öncelikle hak ve fiil ehliyetine sahip gerçek ve tüzel kişilerdir. Aynı zamanda bu kişilerin menfaat ihlalinin mevcut olması gerekir.

 

Konu ile ilgili bir uyuşmazlıkta; Kanalizasyon İnşaatı ihalesine katılan tüzel kişi isteklinin 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 17/e maddesini ihlâl ettiğinden bahisle şirket ve ortağının bir yıl süreyle ihalelere katılmaktan yasaklanmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle, şirketin yarıdan fazla hissesine sahip ortağı, şirket müdürü ve şirket tarafından açılan iptal davasında, İdare Mahkemesi’nce uyuşmazlığın esasına girilerek ret kararı verilmiş, bu kararın temyizi sonucu, Danıştay;

 

“… davacı şirket ile sermayesinin yarısından fazlasına sahip ortağı olan A.. şahsının bir yıl süreyle ihalelere katılmaktan yasaklanmasına ilişkin dava konusu işlemin tesis edildiği, dava dilekçesinde davacı olarak gösterilen şirket müdürü S… şahsı hakkında aynı işlem nedeniyle verilen bir yasaklama kararı bulunmadığı, şirket müdürü tarafından şirketi temsilen, şirket davacı konumunda olmak üzere dava açılması mümkün olduğundan, bu sıfata sahip olsalar dahi şirket müdürünün, şirkete ve şirket ortağına yönelik verilen yasaklama kararına karşı kendi adlarına dava açma ehliyetleri bulunmamaktadır.

 

Bu durumda şirket müdürü hakkında dava açma ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle ehliyet yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek davacıların tamamı yönünden esastan karar verilmesinde hukukî isabet

bulunmamaktadır…” şeklinde ifade edilmiştir (Danıştay, 13. D., 08.12.2010,

E:2009/2761, K:2010/8357).