Davacı şirket yüklenici; davalı ise iş sahibidir. Yüklenici şirket, davalıya ait hizmet binası yapım işini sözleşmedeki koşullarla ve 4.899.623,00 TL götürü bedelle yüklenmiştir. Sözleşme konusu işin, tamamlanmış şekilde iş sahibi davalı idareye teslim edilmiş olduğu çekişmesizdir

<![CDATA[

  1. Hukuk Dairesi         2013/1951 E.  ,  2013/4531 K.
  •  
“İçtihat Metni” Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat … …ile davalı vekili Avukat … geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü: – K A R A R – Dava, bakiye iş bedelinin tahsili istemiyle açılmış; mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ve verilen karar davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Yanlar arasında 22.04.2008 tarihli sözleşme yapılmıştır. Bu sözleşme, somut olayda uygulanması gereken 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 355. maddesi hükmünde tanımı yapılan bir eser sözleşmesidir. Davacı şirket yüklenici; davalı ise iş sahibidir. Yüklenici şirket, davalıya ait hizmet binası yapım işini sözleşmedeki koşullarla ve 4.899.623,00 TL götürü bedelle yüklenmiştir. Sözleşme konusu işin, tamamlanmış şekilde iş sahibi davalı idareye teslim edilmiş olduğu çekişmesizdir. Davada, idarece davacının hakedişinden haksız olarak kesilen 268.553,24 TL alacak ile davalı yanca verilmeyen ve 2008/14447 sayılı malzeme fiyat farkı kararnamesi uyarınca somut olayda inşaatta kulllanılan demir melzemesindeki gerçekleşen fiyat artışları sebebiyle verilmesi gereken 52.639,91 TL fiyat farkının davalıdan tahsili istenmektedir. Yanlar arasındaki sözleşme, 4735 Sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu kapsamındadır. 2008/14447 sayılı fiyat farkı kararnamesinde, 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu’na göre ihalesi yapılmış yapım işlerinde, iş kalemleri veya iş gruplarının imalatında fiilen kullanılan malzemelerden fiyatlarında beklenmeyen artış olanlara ilave fiyat farkı verilmesine ilişkin esas ve usuller düzenlenmiştir. Anılan Kararname’nin 2. maddesi uyarınca, 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu’na göre 31.05.2008 tarihinden önce ihalesi yapılan yapım işlerinde anılan sözleşmesinde fiyat farkı verilmesine ilişkin hüküm bulunup bulunmadığına bakılmaksızın, iş kalemleri veya iş gruplarının imalatında 01.01.2008 ile 30.09.2008 tarihleri arasında kullanılan malzemelerden fiyatlarında beklenmeyen bir artış olanlara fiyat farkı kural olarak verilebilir. Bakanlar Kurulu’nun kararname çıkarma yetkisi mevcut yasalardan kaynaklanmaktadır. Bir yasadan yetki almaksızın sözleşmelere müdahale eder şekilde kararname çıkarılması mümkün değildir. Çünkü, özel hukuka tabi sözleşmelere, kamu düzenine ilişkin sebepler bulunmadıkça idarece müdahale edilemez. Bakanlar Kurulu’nun yetkisi, sadece fiyat farkı verileceği kabul edilen sözleşmelere konu işlere uygulanacak fiyat farkları içindir. Asıl olan sözleşme serbestisidir ve sözleşme özgürlüğü Anayasa ile yasaların güvencesi altındadır. Bu sebeplerle, sözleşmede ileride çıkartılacak kararnamelerin uygulanmayacağı veya yüklenicinin fiyat farkı istenmeyeceği yönünde hüküm bulunan hallerde Bakanlar Kurulu’nun, bu sözleşmelere müdahale edecek nitelikte kararname çıkarma yetkisi bulunmamaktadır. 24.11.1986 gün, 1986/2 Esas ve 1986/2 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, her olayın özelliğine göre fiyat farkı kararnamesi’nin uygulanması koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğini, Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesi hükmü dikkate alınarak, hakim tarafından takdir edilmesi gerekmektedir. Yanlar arasındaki sözleşmenin 31. maddesi “Olağanüstü piyasa koşulları nedeniyle devlet tarafından fiyat farkı uygulanmasına ilişkin herhangi bir karar çıkması durumunda yüklenici tarafından idareden fiyat farkı verilmesi talep edilmeyecektir.” hükmünü içermektedir. Bu hükme göre, sözleşmenin imzalanmasından sonra fiyat farkı alamayacağını bilen yükleniciye, istemediği bir bedelin verilmesi yükleniciler arasında haksız rekabete yol açabileceği gibi davacı yüklenicinin anılan sözleşme hükmüne aykırı olarak, malzeme fiyat farkı isteminde bulunması, TMK’nın 2. maddesi hükmü gereğince “objektif iyiniyet kurallarına” aykırı olur. Açıklanan tüm bu sebeplerle, mahkemece fiyat farkı istemine ilişkin davanın reddine karar verilmesi gerekirken, hukuksal olmayan gerekçelerle 52.639,91 TL fiyat farkının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi doğru olmamış ve kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte belirtilen nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan sebeplerle diğer temyiz itirazlarının kabulüne ve kararın davalı yararına BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekil ile temsil olunduğundan 990,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, fazla ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 11.07.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.]]>