<![CDATA[Özet:
Sözleşmenin 6. maddesinde nakdi teminat kesintisi yapılacağı kararlaştırılmıştır. İş tamamlandığı ve eldeki davada sözleşme konusu işin tasfiyesi de yapılacağından nakdi teminat kesintisinin hakedilen bedele dahil edilmesi mümkün olmadığı gibi yüklenicinin ödemesine de ilave edilmesi mümkün değildir....
Davacı taşeron altındaki imza ve içeriğine itiraz etmediği 02.12.2009 tarihli hesap detayı başlıklı belgede KDV tevkifatı, çimento ve mazot, yatırılan SSK, eksik işçilik, ortak şantiye gideri ve avans ödemesinin yapıldığını ve 480.000,00 TL bedelli çeklerin ödemeye mahsuben alındığını kabul etmiştir. Davacının, yapılan ödeme ve diğer kesinti kalemleriyle ilgili beyanı en az kabul ettiği miktar kadar olmak üzere kendisini bağlar. Davacı yanca bu belgenin irade fesatı nedeniyle geçersizliği ileri sürmediği gibi bu belgenin düzenlenmesinden sonra iş yapıldığını ileri sürmüş ise de bu iddiasını yasal delillerle kanıtlayamamıştır. 01.02.2013 tarihli ikinci bilirkişi kurulu raporunda, hakedilen bedelden 13.416,71 TL KDV tevkifat kesintisi, 488.500,00 TL çek ve senet ödemesi, 8.551,54 TL SSK ödemesi ve 130,00 TL nakit ödeme yapıldığı belirtilmiş, mahkemece çek ve senetle yapılan ödemeler KDV tevkifat kesintisi ve davalının yaptığı SSK ödemesi mahsup edilerek hesaplama yapılmıştır. Az yukarıda da belirtildiği gibi, davacı taşeron 02.12.2009 tarihli hesap detayında çimento ve mazot ile ilgili 690,00 TL eksik işçilik sebebiyle 4.497,00 TL ortak şantiye giderlerinden de, 3.198,00 TL'nin hakedişinden mahsubunu kabul ettiği ve bu beyanı kendisini bağlayacağından davacının kabul ettiği bu miktarların da ödeme + kesinti miktarına ilave edilmesi gerekmektedir. Buna göre yapılması gereken kesinti ve ödeme miktarı 488,500,00 TL çek ve senetle ödeme, 13.416,71 TL KDV tevkiftatı, 8.551,54 TL SSK ödemeler, 690,00 TL çimento ve mazot, 4.497,00 TL eksik işçilik ve 3.198,00 TL ortak şantiye gideri olmak üzere 518,983,25 TL olmaktadır....
Bu durumda mahkemece davacının hakettiği toplam 529.723,73 TL'den, yapılan ödemeler ve davalının yapmakta haklı olduğu kesintiler toplamı 518.983,25 TL mahsup edildikten sonra kalan 10.740,48 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken hesaplamada ödemeye katılmayan teminat kesintisinin ilave edilmesi suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bozulması uygun görülmüştür....
T.C.
Yargıtay
- Hukuk Dairesi
Esas No:2013/5890
Karar No:2014/4496
- Tarihi:26.6.2014
Mahkemesi :Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi :25.06.2013
Numarası :2011/895-2013/333
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, eser sözleşmesinden doğan bakiye iş bedeli alacağının tahsili için yapılan ilâmsız icra takibine itirazın iptâli ve takibin devamı istemlerine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davacı taşeron, davalı yüklenici ile imzaladığı 18.05.2009 tarihli sözleşme ile, davalının yapımını üstlendiği inşaatın kilit taşı parke döşenmesi, beton bordür döşenmesi ve yağmur oluğu döşemesi işlerinin yapımını malzeme + işçilik, montaj, nakliye dahil yapımını üstlenmiştir. Davacı taşeronun alınan bilirkişi raporları ve mahkemenin kabulüne göre iki adet fatura bedeli KDV dahil 527.723,73 TL imalât yaptığı ve 1.652,00 TL malzeme faturası dahil toplam 529.375,73 TL iş bedeline hak kazandığ?? anlaşılmaktadır.
Sözleşmenin 6. maddesinde nakdi teminat kesintisi yapılacağı kararlaştırılmıştır. İş tamamlandığı ve eldeki davada sözleşme konusu işin tasfiyesi de yapılacağından nakdi teminat kesintisinin hakedilen bedele dahil edilmesi mümkün olmadığı gibi yüklenicinin ödemesine de ilave edilmesi mümkün değildir.
Davacı taşeron altındaki imza ve içeriğine itiraz etmediği 02.12.2009 tarihli hesap detayı başlıklı belgede KDV tevkifatı, çimento ve mazot, yatırılan SSK, eksik işçilik, ortak şantiye gideri ve avans ödemesinin yapıldığını ve 480.000,00 TL bedelli çeklerin ödemeye mahsuben alındığını kabul etmiştir. Davacının, yapılan ödeme ve diğer kesinti kalemleriyle ilgili beyanı en az kabul ettiği miktar kadar olmak üzere kendisini bağlar. Davacı yanca bu belgenin irade fesatı nedeniyle geçersizliği ileri sürmediği gibi bu belgenin düzenlenmesinden sonra iş yapıldığını ileri sürmüş ise de bu iddiasını yasal delillerle kanıtlayamamıştır. 01.02.2013 tarihli ikinci bilirkişi kurulu raporunda, hakedilen bedelden 13.416,71 TL KDV tevkifat kesintisi, 488.500,00 TL çek ve senet ödemesi, 8.551,54 TL SSK ödemesi ve 130,00 TL nakit ödeme yapıldığı belirtilmiş, mahkemece çek ve senetle yapılan ödemeler KDV tevkifat kesintisi ve davalının yaptığı SSK ödemesi mahsup edilerek hesaplama yapılmıştır. Az yukarıda da belirtildiği gibi, davacı taşeron 02.12.2009 tarihli hesap detayında çimento ve mazot ile ilgili 690,00 TL eksik işçilik sebebiyle 4.497,00 TL ortak şantiye giderlerinden de, 3.198,00 TL’nin hakedişinden mahsubunu kabul ettiği ve bu beyanı kendisini bağlayacağından davacının kabul ettiği bu miktarların da ödeme + kesinti miktarına ilave edilmesi gerekmektedir. Buna göre yapılması gereken kesinti ve ödeme miktarı 488,500,00 TL çek ve senetle ödeme, 13.416,71 TL KDV tevkiftatı, 8.551,54 TL SSK ödemeler, 690,00 TL çimento ve mazot, 4.497,00 TL eksik işçilik ve 3.198,00 TL ortak şantiye gideri olmak üzere 518,983,25 TL olmaktadır.
Bu durumda mahkemece davacının hakettiği toplam 529.723,73 TL’den, yapılan ödemeler ve davalının yapmakta haklı olduğu kesintiler toplamı 518.983,25 TL mahsup edildikten sonra kalan 10.740,48 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken hesaplamada ödemeye katılmayan teminat kesintisinin ilave edilmesi suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bozulması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddiyle, 2. bent gereğince kabulüyle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 26.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.]]>