Davacı taşeron ile davalı yüklenici şirket arasında imzalanan sözleşme, sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan Borçlar Kanunu'nun maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi niteliğindedir. Kural olarak yapılan işin miktar ve değerini ispat yükü yüklenicide, iş bedelinin ödendiğini ispat yükü ise iş sahibindedir. Bir başka deyişle yüklenici yaptığı işin tutarını, iş sahibi de iş bedelini ödediğini kanıtlamak zorundadır.taraflar arasında işin eksik bırakıldığı konusunda bir uyuşmazlık yoktur. Davacı yaptığı imalât tutarını kanıtlamak zorunda olup, düzenlenmiş ise hakediş belgeleri ve tanık anlatımları ile davacının yaptığı imalât bedeli sözleşme fiyatları ile belirlenmeli, bu konuda mahkemenin ve Yargıtay'ın denetimine elverişli şekilde ek rapor alınmalı ve bundan sonra da davalı tarafından kanıtlanan ve davacı tarafından kabul edilen ödemelerin mahsup edilerek bulunan iş bedeline hükmedilmesi gerekirken eksik inceleme ve değerlendirme ile hüküm kurulması doğru olmamış, hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir

<![CDATA[T.C. Yargıtay

  1. Hukuk Dairesi
  Esas No:2013/6122 Karar No:2014/4164
  1. Tarihi:17.6.2014
  Mahkemesi         :Ankara 21. Asliye Hukuk Hakimliği Tarihi     :15.05.2013 Numarası            :2011/147-2013/201   Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:   – K A R A R –   Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan hak ediş bedelinin tahsili talebiyle açılan alacak davasıdır. Davacı taşeron, davalı ise yüklenicidir. Davacı taşeron vekili; eser sözleşmesinden kaynaklanan hak edişinin ödenmediğinden bahisle davalı yükleniciden hak ediş alacağını talep etmiş, davalı yüklenici vekili;müvekkili yüklenicinin teklif mektubunda davacı ile birlikte imzası bulunan aynı zamanda davacının kendilerine ortağı olarak tanıttığı F. G. isimli şahsa ödemede bulunduğunu, davacının işi yarım bırakarak gittiğini, kalan işi davacının işçilerine kendisi para vermek sureti ile yaptırarak işi tamamlattığını, karşılığında işçilerden ibranameler aldığını, davacının kendilerinden alacağı bulunmadığını savunmuştur. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, verilen karar davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı taşeron ile davalı yüklenici şirket arasında imzalanan 22.11.2010 tarihli sözleşme, sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi niteliğindedir. Kural olarak yapılan işin miktar ve değerini ispat yükü yüklenicide, iş bedelinin ödendiğini ispat yükü ise iş sahibindedir. Bir başka deyişle yüklenici yaptığı işin tutarını, iş sahibi de iş bedelini ödediğini kanıtlamak zorundadır. Somut olayımıza gelince; taraflar arasında işin eksik bırakıldığı konusunda bir uyuşmazlık yoktur. Davacı yaptığı imalât tutarını kanıtlamak zorunda olup, düzenlenmiş ise hakediş belgeleri ve tanık anlatımları ile davacının yaptığı imalât bedeli sözleşme fiyatları ile belirlenmeli, bu konuda mahkemenin ve Yargıtay’ın denetimine elverişli şekilde ek rapor alınmalı ve bundan sonra da davalı tarafından kanıtlanan ve davacı tarafından kabul edilen ödemelerin mahsup edilerek bulunan iş bedeline hükmedilmesi gerekirken eksik inceleme ve değerlendirme ile hüküm kurulması doğru olmamış, hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 17.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.          ]]>