Davacı vekili, müvekkili şirketine ait 5 adet aracın yol süpürme aracı ekipmanları ile yol süpürme aracı haline getirilmesi için davalı yüklenici ile sözleşme imzalandığını, araçların dava tarihi itibariyle dahi henüz teslim edilmediğini, araçlar üzerinde yapılan tespit sonucu alınan tespit raporuna göre araçlarda %30 seviyesinde bir imalat yapıldığı ve imalat bedeliin belirlendiğini belirterek ve fazlaya ilişkin haklarını da saklı tutarak davalının temerrüdü nedeniyle sözleşmenin feshi

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/834
KARAR NO : 2018/767
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/03/2017
NUMARASI : 2015/272 Esas, 2017/233 Karar,
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 05/06/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, HMK m. 353 hükmü gereğince duruşmasız olarak dosya üzerinde HMK m. 355 hükmü gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, sair taleplerinin reddi ile;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili, müvekkili şirketine ait 5 adet aracın yol süpürme aracı ekipmanları ile yol süpürme aracı haline getirilmesi için davalı yüklenici ile sözleşme imzalandığını, araçların dava tarihi itibariyle dahi henüz teslim edilmediğini, araçlar üzerinde yapılan tespit sonucu alınan tespit raporuna göre araçlarda %30 seviyesinde bir imalat yapıldığı ve imalat bedeliin belirlendiğini belirterek ve fazlaya ilişkin haklarını da saklı tutarak davalının temerrüdü nedeniyle sözleşmenin feshi, araçların mevcut haliyle davacıya iadesi, henüz vadesi gelmeyen 20/06/2014 tarihli ve 96.760,00-TL bedelli çek nedeniyle borçlu olmadığının tespiti, vadesi gelen ve ödenen 4 adet çek nedeniyle 387.040,00-TL’den şimdili 50.000,00-TL’sinin ödeme tarihi olan 20/02/2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte iadesi, dava tarihine kadar işlemiş ve teslim tarihine kadar işleyecek olan araç başına aylık 7.000,00-TL’den 5 araç için aylık toplam 35.000,00-TL olan cezai şart bedelinden şimdilik 10.000,00-TL’sinin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte tahsili, 652,00-TL tespit masrafı, 300,00-TL ek bilirkişi ücreti, davacı şirket çalışanlarının davalı ile görüşmeleri amacıyla yapılan İstanbul-İzmir arası gidiş-dönüş yol masrafları için şimdilik 1.000,00-TL, davalı edimini zamanında yerine getirmiş olsaydı 5 adet temizlik aracının ihale kapsamında çalışacak olmasından kaynaklı araçların çalışmamasından dolayı şimdilik 1.000,00-TL’lik kısmının dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesi vermemiştir.
Mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda sözleşmenin feshi nedeniyle davacının davalıya ödenen 483.800,00-TL’yi isteyebileceği, davalının yaptığı işin hurda değerinin bile bulunmadığından indirime gidilmediğini, tespit giderlerinin yargılama gideri olarak dikkate alındığını, sözleşmenin feshi ile müspet zararların istenemeyeceği belirterek davanın kısmen kabulü ile 483.800,00-TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline fazlaya ilişkin taleplerin reddine dair verilen karar davacı vekilince süresinde ve usulünce istinaf edilmiştir.
Davacı vekili istinaf talep dilekçesinde özetle, menfi zarar kapsamındaki yol masrafları ile araçların çalışmaması nedeniyle oluşan zarar taleplerinin hatalı olarak reddedildiğini, cezai şart taleplerinin de müspet zarar kapsamında reddedilmesinin de hatalı olduğunu zira sözleşmenin 4. maddesinde istenebileceği yönünde aksi bir düzenlemenin bulunduğunu, cezai şartın istenebileceği bilirkişi raporunda belirtilmiş ve davalı tarafça da bu görüşe itiraz edilmediğinden cezai şartın talep edilebileceği ve miktarının da davalının kabulünde olduğunu, davalı vekilince dosyaya vekaletname sunulmuş ise de her hangi bir yargılama işlemi yapılmadığından ve duruşmaya da katılmadığından lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılarak davanın tümden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf talep dilekçesinde özetle, tespit raporunda davalı tarafça %30 seviyesinde bir imalat yapıldığı ve yapılan işin bedeli de belirlendiği halde bunun sözleşme bedelinden düşülmediğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiş ise de, mahkemece, 30/05/2017 tarihli muhtıra ile masrafların ve yatırılması gereken harçların eksik yatırıldığından bahisle ikmali istenmiş ancak davalı vekili belirlenen sürede muhtıra gereği eksik masraf ve harçları yatırmadığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki dava, temerrüt nedeniyle sözleşmenin feshi, yapılan ödemenin iadesi, cezai şart alacağının tahsili, tespit giderlerinin tahsili, davacı çalışanları tarafından sözleşme kapsamındaki yolculukları nedeniyle yaptıkları yol masrafı ve araçların zamanında teslim edilmemesi nedeniyle çalışamamalarından dolayı kazanç kayıplarının tahsili talebine ilişkin olup; davacı şirket iş sahibi, davalı şirket ise yüklenicidir.
Eser sözleşmesinin feshi halinde taraflar verdiklerini geri alır ve varsa menfi zararlarını talep edebilirler. Olumsuz (menfi) zarar, sözleşmeden haklı olarak dönen tarafın isteyebileceği zarar olup, malvarlığındaki fiili bir azalmayı ifade eder. Başka bir ifade ile sözleşme nedeniyle alacaklının malvarlığından çıkan ve yasal olarak harcanan paradır.
Mahkemece, davacı iş sahibi tarafından ödenen bedelin iadesine ve tespit giderlerinin yargılama giderleri içerisinde değerlendirilip hükmedilmesinde ve diğer kalem alacak talepleri yönünden ise, bu taleplerin ancak müspet zarar kapsamında istenebilecek nitelikteki zarar kalemleri olması nedeniyle talep edilemeyeceğinden bahisle reddedilmiş olması usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olmakla davacı vekilinin istinaf talebinin reddi gerektiği, davalı vekilinin istinaf talebi yönünden ise, 6100 sayılı HMK’nın 344/1 maddesi gereğince davalı tarafın istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/03/2017 tarih ve 2015/272 Esas, 2017/233 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,
2-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 344/1 maddesi gereğince YAPILMAMIŞ SAYILMASINA,
3-Davacı tarafça yatırılması gereken 35,90-TL istinaf karar harcından peşin alınan 31,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 4,50-TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davalı tarafça yatırılan 31,40-TL istinaf karar harcının hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana iadesine,
5-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 05/06/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.