davacıya malzeme vermekte sıkıntı çektiği, işin uzamasına neden olduğu, bazen de projedeki boru çaplarını büyüterek davacının kusuru olmaksızın farklı montajlara gidildiği, buna göre sözleşme konusu işin uzamasında davalı ve dava dışı iş sahibinin davranışlarının etkili olduğu, bu nedenle akdin feshinin haklı olmadığı, davalının TBK’nın 473/2. hükmüne göre sözleşmeyi feshedilmesi için davacıya ihtarda bulunması ve ihtarında ayıplı veya sözleşmeye aykırı yapılmış işlerin düzeltilmesi için süre vermesi gerekirken buna uygun davranmadığı, davalının sözleşmeyi haksız olarak feshettiği için, davacının fesih anına kadar yapmış olduğu işlerin bedelini ödemekle yükümlü olduğu, ancak davacının fesih anına kadar ne miktarda iş yaptığını ispata yönelik belgeleri dava dosyasına sunmadığından davacının ne miktarda iş yaptığı hususunun bilirkişilerce tespit edilemediği, davacının davalı adına 2 adet hak ediş bedeli faturası düzenlediği, bunların toplam tutarının 111.698,80 TL olup davalı tarafından davacıya toplam 160.081,42 TL ödeme yapıldığı, sonuçta davacının bakiye iş bedeli alacağı kanıtlanamadığı

15. Hukuk Dairesi         2016/3306 E.  ,  2017/2428 K.
“İçtihat Metni”

Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkin olup mahkemece davanın reddine dair verilen karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle dava dilekçesinin 3. sayfa 5. bendi ve davacının verdiği 27.05.2014 tarihli ıslah dilekçesi mahiyetindeki açıklamalara göre talep edilen ve harcı tamamlanan 265.520,98 TL’lik talebin tamamının yapılan iş karşılığı olarak fesih tarihine kadar hak edilmiş alacak olduğunun açıklanmış olmasına, davacının 20.01.2014 tarihli beyan dilekçesinin 2. bendinde belirttiği, açtıkları davanın 5.000,00 TL’lik kısmının diğer alacaklar için olduğunu belirtmiş olmasından müspet zararlarla ilgili olduğu sonucunun çıkarılmasının mümkün olmayacağının anlaşılmasına ve davacının varsa kâr kaybı alacağı için ayrı bir dava açmasının mümkün bulunmasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacı davasında davalı ile aralarında düzenlenen 13.02.2013 ve 01.03.2013 tarihli sözleşmelere göre dava dışı …. fabrikasında davalının taşeronu olarak boru montajı ve boru kaynağı işlerinin yapımını üstlendiklerini, işlerin bitme aşamasında davalının 17.05.2013 tarihinde, işlerin zamanında ve sözleşmeye uygun bir şekilde yapılmadığı ileri sürülerek tek taraflı olarak sözleşmeyi feshettiğini, yapılan işlerin başlangıcından itibaren hem davalı şirket hem de asıl işveren ….A.Ş. mühendis ve yetkililerinin kontrol ve denetimi altında sürdürüldüğünü, eksik veya hatalı olmadığını, uzlaşma görüşmelerinden sonuç alamayınca …. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2013/14 D. iş sayılı dosyası ile keşif yaptırarak yapılan imalâtları tespit ettirdiklerini, işi bırakana kadar tahakkuk etmiş alacaklarının 425.602,40 TL olduğunu, bunun 160.081,42 TL’sinin davalı şirket tarafından ödendiğini, ödenmeyen kısmın 265.520,98 TL olduğunu, belirterek fazlaya
./..
s.2

ilişkin haklarını saklı tutarak 100.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Yargılama sırasında 27.05.2014 tarihli dilekçe ile dava değeri 265.520,98 TL üzerinden harçlandırılmıştır.
Davalı savunmasında, davacının yaptığı imalâtların ayıplı ve gecikmeli olarak yapıldığını, bunları ekstra ücretler ödeyerek tamamladıklarını, davacının işin başından itibaren eksik personel çalıştırdığını, bu nedenle ilave personel çalıştırmak zorunda kaldıklarını, dava dışı iş sahibinin hidrolik testler yapılmasını istemesi üzerine yaptırılan tespitlerde döküm hattındaki kaynakların bir çoğunda gaz kaçağı gözlendiğini, bu nedenle asıl işveren yetkililerinin işin mevcut taşeron tarafından yapılmasını kabul etmeyeceklerini yazılı olarak bildirmeleri üzerine davacıdan işi bırakmasının talep edildiğini, bundan sonra davacının yaptığı işlerdeki eksikliklerin kendileri tarafından giderildiğini, ayıplı ifayı kabul etmek zorunda olmadıklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, alınan bilirkişi raporlarına göre zaman zaman davalı firma ve onun bağlı olduğu Asaş’ın davacıya malzeme vermekte sıkıntı çektiği, işin uzamasına neden olduğu, bazen de projedeki boru çaplarını büyüterek davacının kusuru olmaksızın farklı montajlara gidildiği, buna göre sözleşme konusu işin uzamasında davalı ve dava dışı iş sahibinin davranışlarının etkili olduğu, bu nedenle akdin feshinin haklı olmadığı, davalının TBK’nın 473/2. hükmüne göre sözleşmeyi feshedilmesi için davacıya ihtarda bulunması ve ihtarında ayıplı veya sözleşmeye aykırı yapılmış işlerin düzeltilmesi için süre vermesi gerekirken buna uygun davranmadığı, davalının sözleşmeyi haksız olarak feshettiği için, davacının fesih anına kadar yapmış olduğu işlerin bedelini ödemekle yükümlü olduğu, ancak davacının fesih anına kadar ne miktarda iş yaptığını ispata yönelik belgeleri dava dosyasına sunmadığından davacının ne miktarda iş yaptığı hususunun bilirkişilerce tespit edilemediği, davacının davalı adına 2 adet hak ediş bedeli faturası düzenlediği, bunların toplam tutarının 111.698,80 TL olup davalı tarafından davacıya toplam 160.081,42 TL ödeme yapıldığı, sonuçta davacının bakiye iş bedeli alacağı kanıtlanamadığından davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamında davacının davanın açılmasından önce …. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2013/14 D. iş sayılı dosyasında tespit yaptırdığı, tespit bilirkişisinin raporunda yapılan imalâtların belirlendiği, yapılan kaynak imalâtlarında bazı hataların bulunduğu bunun tarafların ve dava dışı iş sahibinin gerekli hassasiyeti göstermemesinden kaynaklandığını belirttiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece alınan bilirkişi raporunda ise davacının işten el çektirildiği tarih itibariyle derhal bir delil tespiti yaptırarak o tarihe kadar yaptığı işlerin miktarını tespit ettirmesi gerekirken bunu yapmadığı, dava dosyası kapsamına göre fesih anına kadar yapılan işlerin miktarının tek belgesinin davacının düzenlediği fatura olduğu, bu faturada belirtilen alacağa karşılık ödeme miktarı dikkate alındığında davacının alacağının belirlenemediği açıklanmıştır.
Taraflar arasındaki akdi ilişki eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı taşeron davalı yüklenicidir. Yine taraflar arasında imzalanan 01.03.2013 tarihli sözleşmenin 7. maddesinde ödemelerin ne şekilde yapılacağı gösterilmiş olup davacının üstlendiği iş, boruların montaj ve kaynağın yapılmasıdır. Davacının 13.02.2013 tarihli teklif ve bu teklif
metninin altının her iki tarafça imzalanmasıyla yevmiye ücreti belirlenmiştir. Davacı bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde hak ettiği ücretin belirlenmesine esas olarak kendi çalışanlarının kayıtlarının davalı yüklenici ve dava dışı iş sahibinde bulunduğunu ileri sürmüştür. Taşeron alacağının varlığı ve bedele hak kazandığını ispatlaması için fatura düzenleme şartı olmadığından mahkemece davalıya ve dava dışı iş sahibine ait sözleşme konusu işlerle ilgili davacı ve bildirdiği elemanların şantiye giriş çıkış ve çalışma saatlerini gösteren kayıtlar getirildikten sonra bilirkişiden her iki sözleşme hükümleri, tespit dosyası göz önünde tutularak davacının itirazlarını da karşılar şekilde rapor alınarak davanın sonuçlandırılması gerekirken sadece davacı faturaları esas alınarak eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 06.06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.