davadan önce usulüne uygun ihtar veya yazı ile davalı temerrüde düşürülmediğinden, davalı yüklenicinin temerrüdü davada istenen tutar için dava tarihinde, ıslahla arttırılan kısım yönünden ise ıslah tarihinde gerçekleşmiştir. Mahkemece hüküm altına alınan tüm alacağa dava tarihinden faiz işletilmesi doğru olmamıştır. Karar, bu nedenle bozulmalıdır. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün HMK maddesi yollaması ile HUMK maddesi gereğince düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur

<![CDATA[      T.C. Yargıtay

  1. Hukuk Dairesi
  Esas No:2016/5300 Karar No:2018/604
  1. Tarihi:19.10.2015
  …. Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili gelmedi. Davalı vekili ….geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı avukatı dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:   – K A R A R –   Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemi ile açılmış olup, mahkemece ıslahla arttırılan tutar da gözetilerek davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Davacı taşeron davasında, davalı yükleniciden 06.06.2012 günlü iş devir sözleşmesi ile devraldığı . . … Merkezi Araştırma Laboratuvarı inşaatının yapımını gerçekleştirmesine rağmen, davalının hak ettiği iş bedelini ödemediği iddiası ile alacak davası açmış; davadaki talebini 19.10.2015 günü harçlandırdığı ıslah dilekçesiyle arttırmış; davalı, davanın reddini savunmuş, mahkemece ıslahla arttırılan tutar da nazara alınarak davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekilince temyiz olunmuştur. Yanlar arasında imzalanan sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 101. maddesinin 1. bendine göre (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 117. madde) sözleşme ilişkisinden kaynaklanan alacaklara temerrüt faizi yürütülebilmesi için alacağın muaccel olması yeterli olmayıp, borçlunun ihtarla temerrüde düşürülmesi gerekir. Ya da aynı maddenin II. bendi uyarınca taraflarca ödeme tarihinin kesin olarak belirlenmesi gerekir. Dairemiz’in 25.05.2015 günlü, 2014/7125 Esas, 2015/2786 Karar sayılı ilâmında da …Alacaklı tarafından gönderilen ihtarnamenin borçluyu temerrüde düşürücü etkisinin ….   olduğunun kabul edilebilmesi için, ihtarnamenin belirli bir süre içerisinde bir borcun ödenmesi ihtarını içermesinin zorunlu olduğu; bir bedel içermeyen ya da içeriğinden bedel belirlenemeyen ihtarnamelerin borçluyu temerrüde düşürücü nitelikte kabul edilemeyeceği belirtilmiştir. Somut olayda davadan önce usulüne uygun ihtar veya yazı ile davalı temerrüde düşürülmediğinden, davalı yüklenicinin temerrüdü davada istenen tutar için dava tarihinde, ıslahla arttırılan kısım yönünden ise ıslah tarihinde gerçekleşmiştir. Mahkemece hüküm altına alınan tüm alacağa dava tarihinden faiz işletilmesi doğru olmamıştır. Karar, bu nedenle bozulmalıdır. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK 438/VII. maddesi gereğince düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca hüküm fıkrasının 1 nolu bendinde yazılı ”425.887,37 TL’nin dava tarihi olan 19.04.2013 tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davacıya verilmesine,” cümlesinin karardan çıkartılarak yerine ”Toplam 425.887,37 TL’nin, 30.000,00 TL’sine dava tarihi 19.04.2013’den, kalan 395.887,37 TL’sine ıslah tarihi 19.10.2015 gününden itibaren ticari avans faizi uygulanarak davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine”, cümlesinin yazılmasına, kararın değiştirilmiş bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 1.630,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay’daki duruşmada vekille temsil olunan davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 15.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.]]>