devletin hüküm ve tasarrufunda bulunan 2153 ada 6-7 parsel önü 218 metrekare yüzölçümlü taşınmazın davacı tarafından tek katlı ahşap yapı ve mobo yapılmak suretiyle  fuzulen işgal edildiği gerekçesi

İstanbul BİM, 9. İDD, E. 2017/2027 K. 2017/1991 T. 12.6.2017

İSTEMİN ÖZETİ:A1 Mahallesi mevkinde devletin hüküm ve tasarrufunda bulunan 2153 ada 6-7 parsel önü 218 metrekare yüzölçümlü taşınmazın davacı tarafından tek katlı ahşap yapı ve mobo yapılmak suretiyle 06.06.2008-20.02.2012 dönemlerinde fuzulen işgal edildiği gerekçesiyle düzenlenen 03.05.2016 tarih ve 57279 sayılı ecrimisil ihbarnamesine yapılan itirazın zımnen reddi üzerine, söz konusu taşınmazın bulunduğu alanın İstanbul Büyük Şehir Belediyesi’nden ihale kazanılması sonucu kiralandığı, her yıl için kira bedeli ödendiği, bu konuda davalı idareye başvuruda bulundukları ancak sonuç alınamadığı dolayısıyla ecrimisil ihbarnamesinin hukuka aykırı olduğu iddiasıyla açılan davada; dava konusu işlemin iptaline ilişkin İstanbul 2. İdare Mahkemesi’nin 16/03/2017 günlü ve E:2016/2012, K:2017/715 sayılı kararının; davalı idare tarafından hukuka ve mevzuata aykırı olduğu iddialarıyla; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesi uyarınca istinaf yoluyla incelenerek kaldırılması istenilmektedir.

 

SAVUNMANIN ÖZETİ: İstinaf başvurusunun reddi gerektiği savunulmaktadır.

 

Karar veren İstanbul Bölge İdare Mahkemesi Dokuzuncu İdare Dava Dairesince dava dosyası incelenerek işin gereği görüşüldü:

 

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun ”İstinaf” başlıklı 45. maddesinin 2. fıkrasında; istinafın temyizin şekil ve usullerine tabi olduğu belirtilmiş,anılan maddenin 3. fıkrasında ise, bölge idare mahkemesinin, yaptığı inceleme sonunda ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulursa istinaf başvurusunun reddine karar vereceği, kararda maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise, gerekli düzeltmeyi yaparak aynı kararı vereceği hükme bağlanmıştır.

 

Aynı kanunun ”Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar” başlıklı 49. maddesinin 2.fıkrasında ise; ”görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, hukuka aykırı karar verilmesi, usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksiklikler bulunması” bozma nedenleri olarak belirlenmiş bulunmaktadır.

 

Dava dosyasının incelenmesinden; istinaf yoluyla kaldırılması istenilen İdare Mahkemesi kararında kanunda sayılan kaldırma nedenlerinin bulunmadığı anlaşıldığından ve dilekçede ileri sürülen iddialar da sözkonusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediğinden başvurunun reddine, başvuru aşamasına ilişkin yargılama giderlerinin başvuran üzerinde bırakılmasına, başvuru sırasında tahsil edilen tebligat avansından artan kısmın hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine, kararın taraflara tebliğine, kararın tebliğ tarihinden itibaren otuz gün (30) içerisinde Danıştay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere, 12/06/2017 gününde oybirliği ile karar verildi.