diş hastanesi ile sözleşme akdettikleri ve bu sözleşme ile .. tarihine kadar kron köprü ve iskelet protez döküm iş ve işlemlerinin imalini üstlendikleri, bu nedenle yatırımlar yaptıkları, Yönerge ile kamu hizmetinin kaliteli, ekonomik ve kamu sağlığına en uygun şekilde temin edilmesinin amaçlandığı ve bu amaca ulaşmayı sağlamak için en elverişli ortam ve imkanın yaratıldığı, bu nedenle Yönerge’yi iptal eden düzenleyici işlemlerde hukuka uyarlık bulunmadığı, akdedilen sözleşmenin altı ay öncesinden haksız olarak feshi sonucunun doğacağı, bu durumun kendilerini maddi zarara uğratacağı

 

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2013/2971 E.  ,  2018/2252 K.

 

“İçtihat Metni”

T.C.

D A N I Ş T A Y

ON BEŞİNCİ DAİRE

Esas       No : 2013/2971

Karar     No : 2018/2252

 

 

Davacı   :

Vekili     :

Davalılar              : 1-

Vekili : Av.

2-

Vekili :

Davanın Özeti   : ‘nın 13.05.2008 tarih ve 17273 sayılı Bakanlık onayı ile yürürlüğe giren “Bakanlığımıza bağlı Sağlık Kurumlarında Yapılamayan Kron-Köprü ve İskelet Protez Döküm İş ve İşlemlerinin Özel Diş Protez Laboratuvarlarında Yapılmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönerge”nin iptal edilmesine ilişkin 14.04.2010 tarih ve 15497 sayılı işlemi ile 15.04.2010 tarih ve 15673 sayılı yazısının ve İzmir Eğitim Diş Hastanesi Başhekimliği’nin 29.04.2010 tarih ve 1021 sayılı işleminin; 02.02.2010 tarihinde mevzuata uygun olarak diş hastanesi ile sözleşme akdettikleri ve bu sözleşme ile .. tarihine kadar kron köprü ve iskelet protez döküm iş ve işlemlerinin imalini üstlendikleri, bu nedenle yatırımlar yaptıkları, Yönerge ile kamu hizmetinin kaliteli, ekonomik ve kamu sağlığına en uygun şekilde temin edilmesinin amaçlandığı ve bu amaca ulaşmayı sağlamak için en elverişli ortam ve imkanın yaratıldığı, bu nedenle Yönerge’yi iptal eden düzenleyici işlemlerde hukuka uyarlık bulunmadığı, akdedilen sözleşmenin altı ay öncesinden haksız olarak feshi sonucunun doğacağı, bu durumun kendilerini maddi zarara uğratacağı ileri sürülerek iptali istenilmektedir.

Davalı ‘nin Savunmasının Özeti: Tebliğ’de yapılan değişiklik sonrası 04.06.2010 tarihli Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü yazısı ile iptal edilen Yönerge kapsamında artık yeni sözleşme yapılmaması gerektiği, ancak iptal tarihinden önce söz konusu Yönerge kapsamında yapılmış sözleşmelerin 01.01.2011 tarihine dek uygulanmasının mümkün olduğunun bildirildiği, oluşan bu yeni durumun 09.06.2010 tarihinde davacı şirkete bildirildiği ve şirketle yapılan sözleşmenin uygulanmasına devam edildiği, sözleşmenin uygulanmasında bir kesinti olmadığı, bu nedenle davacı şirketin herhangi bir hak kaybı olmadığı, telafi edilecek bir zarar söz konusu olmadığı, davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

Davalı ‘nın Savunmasının Özeti:                Kendilerine ulaşan şifahi ve yazılı başvurularda 13.05.2008 tarihli Yönerge’nin uygulanmasında güçlükler yaşandığının bildirildiği, 2008 Yılı Sağlık Uygulama Tebliği’nde Kamu İhale Kanunu kapsamında işlemler yapılacağına ilişkin düzenleme bulunmadığından 25.03.2010 tarihli Tebliğ’de yeni düzenlemeler yapıldığı ve söz konusu Yönerge’nin uygulanamaz hale geldiği, bu nedenle 14.04.2010 tarihli makam onayı ile iptal edildiği, davacının hizmet alımı ihalelerine katılmasına engel bulunmadığı, dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı, davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi:

Düşüncesi           : İptal davalarında; her ne kadar husumet kural olarak işlemi tesis eden makama yöneltiliyor olsa da esasen yargılanan idare değil işlemin bizatihi kendisi olduğundan objektif bir uyuşmazlık söz konusudur ve re’sen araştırma ilkesi çerçevesinde yargı yeri işleme ilişkin gerekli incelemeleri yapmaktadır.

Dava konusu Tebliğ gibi düzenleyici işlemler; genel ve soyut nitelikte olup belli kişiler için değil düzenleme içinde yer alan herkes için geçerli olduğundan bu işlemlerin hukuka aykırılığı iddiası ile açılan iptal davası da objektif niteliği haizdir.

Bu nedenle 24.03.2013 tarih ve 28597 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği’nin 6.4 maddesi ile dava konusu düzenlemelerin de yer aldığı Tebliğ yürürlükten kaldırılmış ise de idari yargı yerlerince dava konusu düzenlemelerin hukuka uygunluğu denetlenerek işin esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı                :

Düşüncesi           : Dava; nın14.4.2010 gün ve 15497 sayılı, 15.04.2010 gün ve 15673 sayılı işlemi ile İzmir Eğitim Diş Hastanesi Başhekimliğinin29. 04.2010 gün ve 1021 sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.

Dosyanın incelenmesinden, 3.06.2010 gün ve 27600 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan SUT değişikliğinden bahsedilerek, dava konusu olayla ilgili nın 4.06.2010 gün ve 22809 sayılı Genelgesi ve buna dayalı olarak İzmir Eğitim Diş Hastanesi Başhekimliğinin 9.06.2010 gün ve 1364 sayılı işlemi ile dava konusu işlemlerin yürürlükten kaldırıldığı anlaşılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği, düşünülmektedir.

 

TÜRK MİLLETİ ADINA

 

Hüküm veren Danıştay Kanunu Ek 1. maddesi uyarınca Danıştay Onbeşinci Dairesi ile Danıştay Onüçüncü Daire’since oluşturulan Müşterek Kurulca, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

 

Dava, ‘nın 14.04.2010 tarih ve 15497 sayılı işlemi ile 15.04.2010 tarih ve 15673 sayılı yazısının ve İzmir Eğitim Diş Hastanesi Başhekimliği’nin 29.04.2010 tarih ve 1021 sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.

Dava konusu işlemler, 25.03.2010 tarih ve 27532 Mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği’nin 4.5.1.A maddesi ile eki EK-7 Listesinin ”4. PROTEZ” kısmı uyarınca tesis edilmiş, dava konusu işlemlere dayanak olan anılan Tebliğ, 24.03.2013 tarih ve 28597 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği’nin 6.4 maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.

İptal davasına konu işlemlerin tesis edildikleri tarihteki durumları itibariyle hukuksal değerlendirmeye tabi tutulacakları, İdare Hukukunun ve İdari Yargılama Usulünün bilinen ilkelerinden olmakla birlikte, dava aşamasında iken idari işlemin usulüne uygun olarak geri alındığı veya yürürlükten kaldırıldığı durumlarda, iptal hükmüne konu olabilecek idari işlemin varlığından söz etmek olanaklı değilse de özellikle belli süreyle de olsa uygulama işlemlerine dayanak alınan düzenleyici işlemler yönünden hukuka uygunluk denetiminin yapılması, iptal davasının “Hukuk Düzeni”nin korunması yolundaki gerçek amacına uygun olandır.

 

 

Ancak, dava konusu işlemlere dayanak olan 25.03.2010 tarih ve 27532 Mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği’nin yürürlükten kaldırılması, anılan Tebliğ’in dava konusu 4.5.1.A maddesinin 3. fıkrasının ve bu fıkra uyarınca tesis edilen dava konusu işlemlerin uygulanma olanağı kalmaması ayrıca İzmir Diş Hastanesi Başhekimliği’nin 09.06.2010 tarih ve 1364 sayılı yazısı ile davacı şirketin protokolünün geçerlilik süresi boyunca uygulanmaya devam edeceğinin belirtildiği, bu haliyle dava konusu düzenlemeler yürürlükte bulunduğu süre içinde davacı yönünden gerçekleşmiş bir menfaat ihlalinden söz edilemeyeceği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, konusu kalmayan dava hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, davanın açılmasına sebebiyet vermiş olması nedeniyle kararın verildiği tarihte yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 1.980,00 TL avukatlık ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, aşağıda dökümü gösterilen 214,65-TL yargılama giderinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, artan posta ücretinin istemi halinde davacıya iadesine, bu karara karşı tebliğ tarihini izleyen otuz (30) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na temyiz yolu açık olmak üzere, 07/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.