Dosya kapsamından davacı tarafından yapılan çatıda yağan yağmur nedeniyle sızmaların oluştuğu durumun * tarihinde ihtarla davacıya ihbar edildiği anlaşılmaktadır. Davacının sözleşme gereği garanti taahhüdü bulunduğuna göre Dairemizin mevcut uygulamalarına göre davacıya ayrıca ihbarda bulunulmasına gerek olmadığı açıktır. Buna rağmen davalı tarafından ayrıca ihbarda da bulunulduğu anlaşıldığından, mahkemenin usulüne uygun ayıp ihbarında bulunulmadığına ilişkin gerekçesi yerinde değildir. Yapılması gereken iş; konusunda uzman bilirkişiden alınacak rapor ile yapılan imalâtta ayıp bulunup bulunmadığı var ise bunun giderilme bedelinin hesaplattırılıp davacı alacağından mahsubu ile sonucuna göre karar verilmesi, belirlenen alacağa davacının * tarihli ihtarı dikkate alınarak bu ihtarnamenin tebliğ tarihi ve ödeme süresi eklenerek * tarihinden takip tarihine kadar faizin hesaplattırılıp birikmiş faizin de bu miktar üzerinden kabul edilmesi ve alacak yargılama ile belirleneceğinden likid olmaması nedeniyle icra inkâr tazminatı talebinin reddine karar verilmesinden ibarettir. Açıklanan bu gerekçeyle kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir

<![CDATA[T.C. Yargıtay

  1. Hukuk Dairesi
  Esas No:2015/589 Karar No:2015/4983
  1. Tarihi:13.10.2015
    Mahkemesi       :İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi Tarihi     :28.10.2014 Numarası            :2014/862-2014/378   Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:   – K A R A R –   Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak ile ilgili yapılan icra takibine itirazın iptâli talebine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı yüklenici davasında 21.03.2011 tarihli sözleşmeyle davalının üstlendiği inşaatta polikarbonat çatı ışıklığı işini üstlendiğini ve tamamladığını bakiye 8.522,42 TL alacağının ödenmediğini bu nedenle birikmiş faizi ile birlikte 10.411,77 TL üzerinden icra takibine geçtiğini ancak takibe de itiraz edildiğini belirterek itirazın iptâline karar verilmesini istemiş, davalı savunmasında davacı tarafından yapılan imalâtın ayıplı olduğunu bu nedenle bakiye alacağın ödenmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiş, mahkemece işin ayıplı yapıldığına ve usulüne uygun ayıp ihbarında bulunulduğuna dair delil sunulmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasında düzenlendiği ihtilafsız olan 21.03.2011 tarihli sözleşmenin 8. maddesinde taşeron firma yani davacının malzemeler için 10 yıl, imalâtlar için 2 yıl firma garantisi verdiği anlaşılmakta olup, garanti taahhüdü ile ilgili olarak ayrıca 23.03.2011 tarihinde noterde düzenlenen taahhütname ile de malzeme ve işçilik için garanti taahhüdünde bulunduğu görülmektedir. Dosya kapsamından davacı tarafından yapılan çatıda yağan yağmur nedeniyle sızmaların oluştuğu durumun 04.11.2011 tarihinde ihtarla davacıya ihbar edildiği anlaşılmaktadır. Davacının sözleşme gereği garanti taahhüdü bulunduğuna göre Dairemizin mevcut uygulamalarına göre davacıya ayrıca ihbarda bulunulmasına gerek olmadığı açıktır. Buna rağmen davalı tarafından ayrıca ihbarda da bulunulduğu anlaşıldığından, mahkemenin usulüne uygun ayıp ihbarında bulunulmadığına ilişkin gerekçesi yerinde değildir. Yapılması gereken iş; konusunda uzman bilirkişiden alınacak rapor ile yapılan imalâtta ayıp bulunup bulunmadığı var ise bunun giderilme bedelinin hesaplattırılıp davacı alacağından mahsubu ile sonucuna göre karar verilmesi, belirlenen alacağa davacının 27.10.2011 tarihli ihtarı dikkate alınarak bu ihtarnamenin tebliğ tarihi ve ödeme süresi eklenerek 10.11.2011 tarihinden takip tarihine kadar faizin hesaplattırılıp birikmiş faizin de bu miktar üzerinden kabul edilmesi ve alacak yargılama ile belirleneceğinden likid olmaması nedeniyle icra inkâr tazminatı talebinin reddine karar verilmesinden ibarettir. Açıklanan bu gerekçeyle kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 13.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.]]>