düzenlenen eser sözleşmelerinin bir türü olan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri karşılıklı edimler içerip, kendi edimini yerine getirmeyen taraf, karşı taraftan ediminin ifasını isteyemez (BK madde 81). Arsa sahibinin edimi, inşaat yapılacak arsayı, inşaat yapımına uygun biçimde (ayıpsız) teslim etmektir. Somut olayda, arsaya komşu parselin tecavüzü nedeniyle inşaat yapımına uygun bulunmadığı görülmüştür. Arsadaki bu ayıp giderilmeden yüklenicinin inşaata başlaması beklenemeyeceği gibi yasal olarak da mümkün olmadığından gecikmede kusurun varlığından söz edilemez. İnşaat yapım süresi ancak arsadaki kusurun giderilmesiyle başlar. Nitekim, komşu parsel tecavüzü önlendikten sonra makul sürede ruhsat alınarak inşaata başlanmış ve yargılama aşamasında inşaat büyük oranda tamamlanmıştır. Kaldı ki, fesih davası devam ettiği sürece yüklenicinin inşaata devam zorunluluğu da yoktur. Buna rağmen inşaata devam edilmiş bulunması ve inşaatın yasaya aykırılığı da iddia edilmediğine göre, yüklenininin kusurlu olduğu kabul edilemez. O halde açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmelidir

  1. Hukuk Dairesi         2013/2750 E.  ,  2013/3905 K.

    *

    İçtihat Metni

    Mahkemesi:Asliye Hukuk Hakimliği

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacılar vekili Avukat …. ile davalı vekili Avukat …. geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmal edilerek gelmiş olmakla vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:

    – K A R A R –

    Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshine, davalıya devredilen tapu kaydının iptaline karar verilmesi istemiyle açılmıştır. Davalı, gecikmede kusuru bulunmadığını, arsanın tecavüzünün giderilmesi için zaman kaybı olduğunu belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.

    Taraflar arasında düzenlenen 28.07.2006 tarihli arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinde, 15 daireden ibaret inşaatın ruhsat tarihinden itibaren 15 aylık sürede tamamlanacağı, çevre düzenlemesi için 1 aylık ek süre tanınacağı kararlaştırılmıştır. Davalı, inşaata başlamak üzere ruhsat başvurusunda bulunduğunda arsanın komşu parsele tecavüzlü bulunduğu anlaşılmış, … Kadastro Müdürlüğü nce düzenlenen aplikasyon krokisinde bu tecavüz 15.03.2010 tarihinde giderilebilmiştir. Bilirkişi raporuna göre bu tarihten itibaren ruhsat alımı için 3 aylık süre gerektiği saptanmış olduğundan inşaatın başlama tarihi 15.06.2010 olmaktadır. Eldeki dava, 23.06.2010 günü açıldığına göre, inşaat süresinin henüz başlangıcında davanın açılmış olduğu görülmektedir. 818 Sayılı Borçlar Yasası nın 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerinin bir türü olan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri karşılıklı edimler içerip, kendi edimini yerine getirmeyen taraf, karşı taraftan ediminin ifasını isteyemez (BK madde 81). Arsa sahibinin edimi, inşaat yapılacak arsayı, inşaat yapımına uygun biçimde (ayıpsız) teslim etmektir. Somut olayda, arsaya komşu parselin tecavüzü nedeniyle inşaat yapımına uygun bulunmadığı görülmüştür. Arsadaki bu ayıp giderilmeden yüklenicinin inşaata başlaması beklenemeyeceği gibi yasal olarak da mümkün olmadığından gecikmede kusurun varlığından söz edilemez. İnşaat yapım süresi ancak arsadaki kusurun giderilmesiyle başlar. Nitekim, komşu parsel tecavüzü önlendikten sonra makul sürede ruhsat alınarak inşaata başlanmış ve yargılama aşamasında inşaat büyük oranda tamamlanmıştır. Kaldı ki, fesih davası devam ettiği sürece yüklenicinin inşaata devam zorunluluğu da yoktur. Buna rağmen inşaata devam edilmiş bulunması ve inşaatın yasaya aykırılığı da iddia edilmediğine göre, yüklenininin kusurlu olduğu kabul edilemez. O halde açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmelidir.

    Bu hususlar üzerinde durulmadan ve hukuki değerlendirme de hataya düşülerek davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olmuş, bozulması uygun görülmüştür.

    SONUÇ: Açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 990,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınarak Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 17.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.