Şikayet davası, ihale gününe ilişkin tebligatın usulüne uygun yapılmadığı iddiası ile ihalenin feshine ilişkindir. Satış ilanı tebligatının şikayetçiye, tebligat zarfı üzerine “Mernis adresi” yazılmak suretiyle Tebligat Kanunu’nun hangi maddesine göre tebliğ edileceği şerh edilmeden tebliğe çıkarıldığı “Adres kapalı olup evrak üzerinde gösterilen muhatabın Mernis adresine TK’nın 21. maddesine göre mahalle muhtarına teslim edildi, 2 no’lu haber kağıdı adresin kapısına yapıştırıldı” şerhiyle tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Daha önce bu adrese çıkarılan tebligatın bila tebliğ döndüğüne ilişkin dairemize gönderilen dosya içerisinde bir tebligat parçasına rastlanmadığı, şikayetçiye çıkarılan satış ilanı tebligatının bu haliyle TK 10/2 maddesine ve Tebligat Yönetmeliği’nin 16/2 maddesine aykırı olduğu ve bu haliyle TK’nın 21/2 maddesine uygun bir tebligatın bulunmadığı görülmüştür. Ayrıca, muhatabın tevziat saatlerinden sonra adrese dönüp dönmeyeceği hususunun TK’nın 21/1 ve Tebligat Yönetmeliği’nin 30. maddesi gereğince araştırılmadığı, tebligatın muhtara teslim edildiğinin muhataba haber verilmek üzere komşuya yöneticiye veya kapıcıya bildirilmediği anlaşıldığından dolayı da tebligat TK’nın 21/1, 23/7. ve Tebligat Yönetmeliği’nin 30 ve 35/1-f maddelerine göre usulsüzdür. Dairemizin süreklilik arz eden içtihatlarına göre, borçluya satış ilanının usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğundan mahkemece ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddi isabetsizdir.
Devamı...

Davalı, dava konusu taşınmaza ilişkin yapılan icra takibinin tarafı (icra dosyasının borçlusu) olmakla yapılan işlemlerden baştan beri haberdar olduğu gözetildiğinde İİK'nın 135/2 maddesi uyarınca ihtarname keşide etmeye de gerek bulunmamaktadır. Bir başka deyişle, ihale ile mülkiyeti kaybeden davalının hukuken iyini yetinden söz etme olanağı kalmamıştır.
Devamı...

Somut olayda olduğu gibi, bedel olarak arsa payı devrinin kararlaştırıldığı iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde, yüklenicinin eseri fen ve sanat kurallarına, imar mevzuatına ve sözleşmesine uygun olarak yapması, bu şekilde arsa sahibine teslim etmesi gerekir. Eser bedeline bu anda hak kazanılır.
Devamı...

tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Davalılardan yüklenici ile diğer davalıların murisi arsa sahibi arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi mevcuttur. Bu sözleşmeye göre, on adet daire ve bir adet dükkanın yükleniciye ait olacağı, bu bağımsız bölümlerin, imalat aşamasına göre yükleniciye ferağının yapılacağı, en son aşamada, sözleşme şartları tamamen yerine getirildiğinde kalan iki adet daire ve bir dükkan olmak üzere üç adet bağımsız bölümün ferağının verileceği ve yüklenicinin ön iskân iznini alacağı düzenlenmiştir. Bu durumda, yüklenici, bu son üç adet bağımsız bölüme, ön iskan izni aldığında hak kazanacaktır. Yapılan yargılamada, bu son üç adet bağımsız bölümün devri koşulu olan ön iskân izninin henüz alınmadığı, bunun yanında, yüklenicinin aleyhine açılan davada, arsa sahibi lehine gecikme tazminatına hükmedildiği ve verilen kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır. sözleşme uyarınca şartları oluşmadığından son üç adet bağımsız bölüm için tescil talebinin reddi gerekirken, tüm bağımsız bölümlerin tapu kaydının iptali ve yüklenici adına tesciline karar verilmesi doğru olmamıştır.
Devamı...

taraflar arasında, Noterlikçe  düzenlenen "Arsa Payı Karşılığında İnşaat Yapımı ve Satış Vaadi Sözleşmesi" imzalanmıştır. Sözleşmenin imzalanmasından sonra yer teslimi ile ilgili sorunlardan dolayı yüklenicinin uğradığı zararın tahkim yoluyla saptanması kararlaştırılmış; Hakem Heyetinin  kararı ile, yüklenicinin zararının 9,447,762,097.- TL. olduğu saptanmış; taraflar arasında imzalanan protokol ile de, Belediyenin %59 hissesine düşen işyerlerinden, .. tarihi itibariyle Bayındırlık Bakanlığı yapı yaklaşık maliyetlerine göre toplam değeri 9,447,762,097.- TL. olan bağımsız bölümün, Hakem kararı ile belirlenen tazminat olarak yükleniciye verilmesi hususunda anlaşmaya varılmış; bu protokol, Encümenin kararı ile onaylanmıştır. Sözkonusu tazmin yükümlülüğünün yerine getirilmesi amacıyla yapılan hesaplamaya göre, Belediyenin %59 hissesine düşen bağımsız bölümlerden 16.736 m2'lik yerin iş bitiminde yüklenici Şirkete verilmesi,  Encümence karar altına alınmış ise de; Encümenin oturumunda, önceki kararda hesaplamanın brüt alan üzerinden yapılması nedeniyle yükleniciye tazminat olarak verilmesi öngörülen bağımsız alanın hatalı saptandığından bahisle, net alan üzerinden yeniden yapılan hesaplama sonucunda yükleniciye tazminat olarak net 5.820 m2'lik bağımsız bölüm verilmesi ve Belediye hissesinin %52.38; Şirket hissesinin ise %47.62 olarak tashihine ve ayrıca, her iki encümen kararında da, 1170 m2'lik tarihi binanın hiçbir bölümünün bölüşüme ve pazarlığa tutulmaksızın Belediye uhdesinde bırakılmasına karar verilmiştir. 
Devamı...

 taşınmaz mal satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereği taşınmaz üzerine inşaat yaptıklarını, sözleşmeye göre müteahhitlerin, 1 nolu bağımsız bölüm depolu işyerini ince işleri bitmeden sattıklarını, dükkanların bedelini ödediğini ve tapuda adına tescil edildiğini, fakat dükkanı teslim alamadığını, diğer daire sahiplerinin teslim aldıklarını, işyerinin davalılar tarafından bitirilip teslim edilemediğini, taşınmazın iskan izni bulunmadığını ve iskana hazır duruma getirilmediğini, iskan izni bulunmayan yerlere iş yeri ruhsatı verilmediğinden teslim alıp kullanamadığını, müvekkiline ayıplı maldan ötürü mülkiyetin geçtiği …tarihinden dava tarihine kadar ki süre için mahkum kalmış olduğu elde edemediği kira bedeli alacağı olduğunu ileri sürerek , fazlaya ilişkin talepleri saklı kalmak kaydıyla, dükkanın satın alındığı tarihten dava tarihine kadar geçen süre için toplam 50.000,00 TL kira mahrumiyetinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınması istemiştir.
Devamı...

Kat KarşılığıSatış İhalesine katıldığını taşınmazın ihale şartlarına uygun olarak aldığını, ihale sonrası davalı Belediye Başkanlığı ile müvekkili arasında ..Noterliğinde  Gayrimenkul Kat Karşılığı Yapım Şartnamesi ve Sözleşmesi imza edildiğini, düzenlenen sözleşme gereği müvekkili şirketin proje ve inşaatla ilgili altyapı çalışmalarına başladığını ve bu sırada şirket yetkilisinin bazı önemli sağlık sorunları nedeniyle sözleşmenin 8. maddesinde belirlenen süre içerisinde artırma bedelinin ödenmesinin atlandığını, bunun üzerine davalı Belediye Başkanlığının  Encümen Kararı ile “İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün.. yazıları ile … tarihli noterden düzenlenen kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile taşınmaz . Ltd. Şti.’ne %28 daire karşılığı +25.000,-TL bedelle kat karşılığı verilmiştir. Yüklenici firma ihalede artırıma konu olan 25.000,-TL bedeli son ödeme tarihi olan 4.1.2012 tarihine kadar ödememiştir. Sözleşmenin 8. maddesi ile 17. maddeleri ihlal edildiğinden; bu sebepten dolayı sözleşmenin iptal edilerek yatırmış oldukları kati teminatın irat kaydedilmesine, sözleşmenin 17. maddesi gereğince 100.000,00-TL’lik tazminat davası açılmasına oybirliği ile karar verilmiştir” denildiğini, sözleşmenin feshine ilişkin işlemin davacı şirkete  tebliğ edildiğini öne sürerek, Belediye Encümeni kararının iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.
Devamı...

davalı (yüklenici) şirketin diğer davalı (arsa sahibi) … ile imzaladığı .. tarihli Proje, İnşaat ve Satış Sözleşmesinden doğan şahsi hakkını davacılara temlik etmesi nedeniyle geçerli bir satış sözleşmesine dayanmasına, bu hususun Yargıtay…Dairesi'nin …. gün,. … sayılı ilamı ile kesinleşmesine ve davalı (arsa sahibi) …'in … tarihli sözleşme ile tapuların alıcılara teslim edileceğini garanti ettiğinin anlaşılmasına göre usulün 440. Maddesinde sayılan nedenlerden hiç birisine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE aynı kanunun 442 maddesi hükmünce 250.00 (ikiyüzelli) Lira para cezası ile aşağıda dökümü yazılı 5,20 TL. kalan harcın karar düzeltme isteyene yükletilmesine,  oyçokluğuyla karar verildi.
Devamı...

2886 Sayılı Devlet İhale Kanunu uyarınca ihalesinin yapıldığını, akabinde ihale üzerinde kalan kiracı müvekkili şirket ile davalı arasında tamamen özel hukuk hükümlerine tabi bir kira sözleşmesi düzenlendiğini; 2886 Sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 1.maddesi uyarınca davalı idarenin kira işlerinin, anılan Kanuna göre yapılmasının zorunlu olduğunu, ancak özellikle hazine ve belediye dışındaki diğer kamu kuruluşlarının 2886 sayılı Kanun hükümlerine göre yaptıkları kira akitlerine, yine bu kanun hükümlerine göre son vereceklerine ilişkin adı geçen kanunda bir düzenleme bulunmadığını; 2886 sayılı Kanunun 75.maddesi hükmünden, sadece hazine, belediyeler ve vakıfların yararlanabileceğini; bunlar dışındaki diğer kamu kuruluşlarının, taşınmazlarını 2886 sayılı yasa uyarınca kiraya vermiş olsalar bile, kanunun 75.maddesine dayanarak kiralananın tahliyesini sağlayamayacaklarını; zira kiralananın 2886 sayılı kanun hükümlerine göre ihale sonucu kiralanmasının, 6570 sayılı Yasanın uygulanmasına engel teşkil etmediğini; gayrimenkul kiraları hakkındaki 6570 sayılı Yasanın, belediye hudutları dahilindeki musakkaf nitelikteki taşınmazlar hakkındaki kira sözleşmelerine uygulanmakta olduğunu, 2886 sayılı yasa yönünden ayrık bir hüküm taşımadığını; esasen 6570 sayılı Yasanın 14.maddesinin, “2490 sayılı İhale Kanunu’na tabi olarak kiraya verilen gayrimenkuller hakkında da bu kanun hükümleri tatbik olunur” hükmünü taşıdığı
Devamı...

 lojmanın 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu uyarınca yapılan satışına katılan ve ihale üzerinde kalan davacı tarafından, ihale bedelini .. tarihine kadar yatırmadığından bahisle geçici teminatın irat kaydedilmesine ilişkin .. Büyükşehir Belediye Başkanlığı Mali Hizmetler Dairesi Başkanlığı'nın ..sayılı işleminin iptali ve şartname bedeli, geçici teminat bedeli ve noter masrafından oluşan zararının yasal faizi ile birlikte ödenmesi istemiyle açılan dava
Devamı...

Varlık Satış Sözleşmesini imzalamak üzere idarede hazır bulunmasının istenildiği, davacı tarafından taşınmazın kullanım amacını belirleyen 1/5000 ölçeli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliklerine karşı  Belediye Başkanlığı tarafından ..Mahkemesinde dava açılmış olduğunun ve taşınmazın üzerinde … adlı şahsa ait yapı bulunduğunun sonradan öğrenildiği ileri sürülerek sözleşmenin imzalanmadığı, davalı idarece, davacıya gerekli bildirimlerin yapıldığı, ancak verilen süreler içerisinde davacının yükümlülüklerini yerine getirmeyerek sözleşmeyi imzalamaktan imtina ettiğinden bahisle ….-TL geçici teminatın irat kaydedilmesi üzerine de, bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.Mahkeme dosyasında dava açılmış olduğu hususunda bir açıklamaya yer verilmediğinin anlaşılması ve ihale üzerinde kalan davacı şirketin ihale sonrasında öğrendiği bu hususu ileri sürerek sözleşmeyi imzalamaktan vazgeçmesi nedeniyle geçici teminatın davacıya iadesi gerekirken, teminatın irat kaydedilmesine ilişkin işlemde hukuka uygunluk bulunmamakta olup irat kaydedilen …-TL geçici teminatın idareye başvuru  tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte iadesi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemin İPTALİNE, ….-TL geçici teminatın idareye başvuru  tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya ÖDENMESİNE,
Devamı...

118,48m² yüzölçümlü davalı idareye taşınmazın davacı belediye tarafından fuzulen işgal edildiğinin saptandığından bahisle…dönemi için 16.800,00 TL ecrimisil istenilmesine ilişkin…sayılı işlemin iptali istemiyle açılan dava
Devamı...

 mülkiyeti Hazineye ait 4.790 metrekare yüzölçümlü arsa vasıflı taşınmazın 1.197,50 metrekaresinin davacı tarafından, bahçe amaçlı kullanılmak suretiyle fuzulen işgal edildiğinden bahisle …tarihleri arasındaki dönem için 5.193,54-TL ecrimisil tahakkukuna yapılan itirazın …sayılı yazısı ile reddi üzerine …Kaymakamlığı Malmüdürlüğü işlemi olan Ecrimisil İhbarnamesinin iptali istemiyle açılan dava
Devamı...

 taşınmazda bulunan X1 Parkındaki toplam 546,50 m²'lik alanda yer alan tesislerin fuzulen işgal edildiğinden bahisle 2886 sayılı Kanunun 75. maddesi gereğince tahliyesine ilişkin davalı idarenin..sayılı işleminin iptali istemiyle açılan davada; Devlet İhale Kanunu ve Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca, devletin özel mülkiyetinde veya hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmaz malların işgal edildiğinden bahsedilebilmesi için, idarenin rızası ve muvafakatı dışında bir kullanımın gerçekleşmesi gerektiği, taşınmazı kira sözleşmesine dayalı olarak kullananların, kiracılık sıfatı devam ettiği müddetçe fuzuli şagil olarak nitelendirilemiyeceği, bu kişilerin fuzuli şagil olarak nitelendirilebilmesi için ise, sözleşme süresi bitmeden önce usulüne uygun olarak fesih bildiriminde bulunulması ya da özel hukuk hükümleri doğrultusunda adli yargıda kira sözleşmenin feshi ya da tahliye dava açılması
Devamı...

 taşınmazın 19 yıllığına 400.500,00 TL muhammen bedelle kiraya verilmesine ilişkin ..sayılı ..Belediye Encümen kararının, .. sayılı ..Belediye Encümen kararıyla iptal edildiği ve bu işleme karşı açılan dava
Devamı...

mülkiyeti Hazineye ait 33.908,42-m² yüzölçümlü taşınmazın, 2.000,00-m²'si üzerinde depo (İnşaat Malzemeleri Deposu) yapılmak suretiyle fuzulen işgal ettiğinden bahisle, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'nun 75.maddesi uyarınca, .. dönemi için, davacı adına 20.860,93-TL ecrimisil tahakkuk ettirilmesine ilişkin … tarihli ecrimisil ihbarnamesi ve…dönemi için 31.316,10-TL ecrimisil tahakkuk ettirilmesine ilişkin … tarihli ecrimisil ihbarnamesi ile bu ihbarnamelere yapılan itiraz
Devamı...

 Mahkeme kararı ile verilen 18.690,00 TL para cezasının Kabahatler Kanunun 17.maddesi gereği tahsili için davalı idareye gönderilen müzekkere yazısı uyarınca tanzim edilen 18.690,00-TL bedelli,idari para cezasının iptali istemiyle açılan davada; dava konusu ödeme emrinin  Veraset ve Harçlar Vergisi Dairesi Müdürlüğünde, yayınlanan Haber Vaktim isimli günlük gazetede ilan edildiği ve en geç gazetede ilan edildiği tarih esas alınarak hesaplanan bir aylık sürenin sonu  tebliğ edilmiş sayılması gerektiğinden, bu tarihi izleyen günden itibaren işlemeye başlayan dava açma süresi
Devamı...

 taşınmazın .. Belediye Encümeni'nin … tarih ve 2346 sayılı kararı ile 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu uyarınca Kat Karşılığı olarak ihale edildiği davacı kurum tarafından, ihale edilen taşınmazda yapılacak olan işyerlerinden davalı … Belediye Başkanlığına kalacak olan bağımsız bölümlerin teslim tarihi olan … tarihinde teslim edilmediği gerekçesiyle, Noter huzurunda imzalanan sözleşmenin Gecikme Cezası başlıklı 18. maddesinde yer alan; ''Belediyeye vermeyi taahhüt ettiği bağımsız bölümleri ortak alanlar ile birlikte süresi içerisinde teslim etmez ise belediyeye vermeyi taahhüt ettiği her bağımsız bölüm için o bölgede belediye encümenince tespit edilecek kira tazminatını her ay belediyeye yatıracaktır'' hükmü konulu dava
Devamı...

Özelleştirme Yöntemleri, Değer Tespiti, İhale Yöntemleri" başlıklı 18. maddesinin 1. fıkrasının (A) bendinde özelleştirme yöntemleri, (B) bendinde değer tespiti, (C) bendinde ihale komisyonlarının oluşumu ile ihale usul ve işlemleri açıklanmıştır. Buna göre, özelleştirme programına alınan kuruluşların değer tespiti çalışmalarının bu Kanun'a göre idarece oluşturulan değer tespit komisyonları tarafından yürütüleceği; değer tespit komisyonunun değer tespit çalışmalarını, özelleştirilecek kuruluşun niteliği, gördüğü hizmetin özelliği, gelecekteki nakit akımı potansiyeli, faaliyette bulunduğu sektör ve pazarın özellikleri, sahip olduğu sınaî, ticarî ve sosyal tesisler, makine araç ve gereçler, teçhizat, malzeme ve hammadde ile yarı mamul ve mamul madde stokları, her türlü taşınır ve taşınmaz malları, vasıfları ve hâlihazır durumları, senetli ve senetsiz bütün alacak ve borçları ile bilumum hak ve yükümlülükleri ve özelleştirilecek kuruluşa uygulanacak özelleştirme yöntemini de dikkate alarak uluslararası kabul görmüş olan; indirgenmiş nakit akımları (net bugünkü değer), defter değeri, net aktif değeri, amortize edilmiş yenileme değeri, tasfiye değeri, fiyat/kazanç oranı, piyasa kapitalizasyon değeri, piyasa değeri/defter değeri, ekspertiz değeri, fiyat/nakit akım oranı metodlarından en az ikisini uygulamak suretiyle yürüteceği; bu maddenin (A) bendinde yer alan özelleştirme yöntemlerinin uygulanmasına ilişkin ihale işlemlerinin bu Kanun'a göre oluşturulan ihale komisyonları tarafından yürütüleceği
Devamı...

arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili olarak feshine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, mahkeme veznesine depo edilen 234.256,99 TL'nin karar kesinleştiğinde davalıya ödenmesine ve nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsiline dair verilen karar, davalı vekilinin temyiz istemi üzerine, Dairemizin …. tarih ve … E., …. K. sayılı ilamıyla, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, davalı vekilinin, hükme esas alınan bilirkişi raporunda imalat bedelinin hesap şekli ile teknik nitelikteki itirazları konusunda, bilirkişiden açıklama ve ek rapor alınmadığı gibi, gerekçeli kararda da bu itirazların karşılanmadığı, bu durumda, davalı vekilinin itirazlarını karşılayacak açıklamalı, denetime elverişli ek rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulmuş, kabul şekli itibariyle de, depo ettirilen meblağın karar kesinleştiğinde davalıya ödenmesi koşulu ile tescile hükmedilmesi gerekirken bu hususun göz ardı edilmesinin doğru olmadığı, öte yandan, taşınmaz üzerine yapılan inşaat imalat bedelinin borçlusu davacı olmasına ve fesih kararının depo kararının yerine getirilmesine bağlı olmasına göre, depo edilen tutar üzerinden hesaplanacak nispi karar ve ilam harcının hüküm fıkrasında davacıdan alınmasına karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesinin de hatalı olduğu belirtilmiştir. …
Devamı...

Yüklenicinin eseri meydana getirmesinde emek ve becerisinin yanında onun yeterli mali kaynağa sahip olmasının önemi büyüktür. Zira, her eserin ortaya çıkartılması az veya çok sermayeyi gerektirir. Yeterli mali kaynağı olmayan yüklenici eser yapımını üstlenmiş, fakat bu yüzden eseri meydana getirememişse özen borcunu ihlal etmiş olacağından sonuçlarından sorumludur. Günümüz inşaatlarının büyük boyutlu oluşu, hatta bir bina yapımında bile araç ve gereç temini, makine parkı, şantiye binası gibi bazı tesisler önceden yatırım yapılmasını gerekli kılmaktadır. Araç ve gereç sağlama borcu -aksine sözleşme yoksa- yükleniciye aittir. Kısacası yüklenici hem başlangıçta, yatırım yapacak, hem de inşaat malzemesi sağlayarak eseri meydana getirecektir. Bütün bunlar ücret ödeme (arsa payı devir) borcunun önemini ortaya çıkarmaktadır. Gerçekten, aksine sözleşme varsa yükleniciye yapılacak avans ödemelerinin süresinde gerçekleştirilmesi eserin meydana çıkarılmasında son derece önem arz eder. Esasen eser yapımına talip olan yüklenicinin eserin boyutuna uygun bir sermayesi olduğu peşinen varsayıldığından ücret ödemelerindeki makul sayılacak gecikmeler yükleniciye (temerrüt koşulları varsa faiz alacağı dışında) bir hak sağlamazsa da, yüklenicinin tahammül gücünü aşacak ödeme aksamlarının ona hak behşetmesi gerekir. Arsa sahiplerinin tapuyu devretmemesi halinde, devredilmeyen bağımsız bölüm değeri işin bütününe göre yüklenicinin tahammül gücünü aşmışsa, yükleniciden işe devam etmesi istenemez (BK. md. 81). Böyle bir durumda yüklenicinin iki türlü seçeneği bulunmaktadır. Yüklenici ya arsa sahibinin zararına neden olmayacak makul bir süre işi durdurabilir ve arsa sahiplerinin edimini yerine getirmesini bekleyip, işe devam eder ya da BK'nın 106. maddesinden yararlanarak sözleşmenin feshi hakkını kullanabilir.
Devamı...

sözleşmede kararlaştırılmasına rağmen kat irtifakı tesis etmemiş, hala yapı kullanma izni almamıştır. Bu durumda, yüklenici açıkça borçlu temerrüdü içerisinde bulunduğu halde, eldeki davayı açarak, sözleşmede kararlaştırılan tüm edimlerini yerine getirdiğini ileri sürerek, sözleşme tam olarak ifa edilseydi talep edebileceği tüm arsa paylarının adına tescilini talep etmiştir…. Şu halde, mahkemece, öncelikle yargılama sırasında davalılarca imara aykırılık savunması ileri sürüldüğünden bu hususun denetlenmesi ve imara aykırılık varsa bunların giderilebilir olup olmadığının ve yapı kullanma izni alınıp alınamayacağının tespit edilmesi, bu iznin alınabilecek olması mümkün ise yükleniciye gereken yetki ve sürenin verilerek izni almasının sağlanması,  sayılı ve eldeki davada arsa sahiplerince eksik ve kusurlu işler bedeli ile gecikme tazminatı talep edildiği dikkate alınarak, tescil talebinin kabul edilebilmesi için arsa sahiplerinin alacak ve tazminat haklarının belirlenip, bunların ödenmesinin birlikte ifa kuralı gereğince zorunlu olması karşısında, halen derdest ise anılan dosya ile eldeki dosyanın birleştirilmesi, arsa sahiplerinin herhangi bir alacak ve tazminat hakları o dosyada hüküm altına alındığı takdirde ödenmesi koşuluyla tescil talebinin kabulünün düşünülmesi; keza yapı kullanma izin belgesinin alınmasının mümkün olmaması halinde ise talebin reddine karar verilmesi gerekirken anılan hususlar değerlendirilmeden yüklenicinin temerrüde düştüğü de dikkate alınmadan hatalı yorum ve eksik inceleme ile hüküm kurulması hatalı olmuştuır….
Devamı...

Mahkemece, tapu iptali tescil isteminin reddine birleştirilen davada tazminatın tahsili isteminin kabulüne dair verilen karar Dairemizin 2012/1861-4899 sayılı ilamıyla''…. binadaki ortak kullanım alanlarının % 98.80 seviyesine getirildiği anlaşıldığından mahkemenin ayın isteğinin reddi gerekçesi doğru değildir. Ne var ki; dosya kapsamından, yüklenici tarafından arsa sahiplerine karşı tapu iptali ve tescil istemiyle 2008/ 36 Esas sayılı davanın açıldığı, arsa sahipleri tarafından da yüklenici aleyhine 30.06.1995 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi, müspet ve menfi zararın tazmini istemiyle dava açıldığı ve bu davaların halen derdest olduğu anlaşılmaktadır. Yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda, yüklenicinin edimlerini yerine getirip getirmediği ve davacılara yaptığı temliklerin sonuç doğurup doğurmayacağı bu davaların neticesine göre belirlenecektir. Hal böyle olunca, mahkemece arsa malikleri ile yüklenici arasındaki davaların neticesi beklenerek hâsıl olacak sonuca göre bir karar vermek gerektiği…….'' gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir….
Devamı...

İhtiyati tedbir isteyen vekili,müvekkileri ile davalı arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince müvekkiline ait arsa üzerine iki blok yapılacağı, her iki blokun da ön- ana caddeye cepheli olacağının kararlaştırıldığını, ancak davalının sözleşmeye aykırı olarak 2 bloktan birini arka tarafa ve kör bölgeye yaptığını, her iki bloğun arasına C blok diye adlandırdığı yeni ve dev bir dükkan yaparak bu dükkanı da kendi adına tapuya tescil ettikten sonra üçüncü bir şahısa satmış gibi gösterdiğini, kat karşılığı inşaat sözleşmesine aykırı olarak yapılan inşaat nedeniyle arsa sahibi müvekkillerinin zarara uğratıldığını ve yüklenici tarafından haksız menfaat temin edildiğini ileri sürerek , davacıların eksik aldığı pay miktarının , B bloğun ön caddeye yapılmaması ve verilmesi kararlaştırılan dükkanların m2 nin eksik olması nedeniyle uğranılan zararın tespiti ile belirlenecek değere göre yüklenicinin arsa paylarının davacılara devri ve tapuda adlarına tesciline, bu mümkün olmadığı takdirde 80.000,00 TL alacağın tahsiline ve davalının elinde bulunan daireleri satması halinde tazminatın tahsil imkanı kalmayacağından davalı adına kayıtlı bulunan
Devamı...

Dava, İİK'nın 94/2. maddesine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Davalılardan yüklenici ile diğer davalıların murisi arsa sahibi arasında 12.03.2008 günlü arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi mevcuttur. Bu sözleşmeye göre, on adet daire ve bir adet dükkanın yükleniciye ait olacağı, bu bağımsız bölümlerin, imalat aşamasına göre yükleniciye ferağının yapılacağı, en son aşamada, sözleşme şartları tamamen yerine getirildiğinde kalan iki adet daire ve bir dükkan olmak üzere üç adet bağımsız bölümün ferağının verileceği ve yüklenicinin ön iskân iznini alacağı düzenlenmiştir. Bu durumda, yüklenici, bu son üç adet bağımsız bölüme, ön iskan izni aldığında hak kazanacaktır. Yapılan yargılamada, bu son üç adet bağımsız bölümün devri koşulu olan ön iskân izninin henüz alınmadığı, bunun yanında, yüklenicinin aleyhine açılan Alanya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/695 esas sayılı davada, arsa sahibi lehine gecikme tazminatına hükmedildiği ve verilen kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır. Şu halde, 12.03.2008 günlü sözleşme uyarınca şartları oluşmadığından son üç adet bağımsız bölüm için tescil talebinin reddi gerekirken, tüm bağımsız bölümlerin tapu kaydının iptali ve yüklenici adına tesciline karar verilmesi doğru olmamıştır.
Devamı...

Taraflar arasındaki Kat Karşılığı Sözleşmesi'nin geriye etkili olarak feshine karar verildiğine göre, tarafların sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre birbirlerine verdiklerini geri almaları gerekir. Sözleşmenin feshi davasında tapu iptali tescil kararı verilmekle arsa sahibi yükleniciye verdiği taşınmazını geri almıştır. Davacı yüklenici bu davada dava dilekçesinde açıklandığı şekilde arsa sahibine ödemeler yaptığını belirterek bu konularda istemde bulunduğuna göre, yüklenicinin bu istemlerinin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre değerlendirilip bir sonuca varılması gerekirken, yüklenicinin bu yönlere ilişkin isteminin de reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
Devamı...

Mahkemece, iddia, savunma, tanık anlatımları, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacılar murisi …nin davaya konu bağımsız bölümün torunu…a vermeyi sözlü olarak birçok kez dile getirdiği, devir işlemi için arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine parmak bastığı, her ne kadar sözleşme noterde yapılmamış ise de, yüklenicinin binayı yapıp teslim etmesi ve imalat aşamasında rıza gösterilmesi nazara alındığında sözleşmenin geçerli olduğu, davalı … bağımsız bölüm maliki olmadığından husumet yöneltilemeyeceği, devir ve teslim işlemlerinin tamamlanmasından sonra sözleşmenin hukuka aykırı olduğundan bahisle istemde bulunmanın, davacılar murisinin verdiği vekaletnameye uygun devir yapılmış olduğu da nazara alındığında iyiniyetle bağdaşmadığı, bu nedenle de davalı … yönünden ispatlanamayan davanın reddi gerektiği belirtilerek, davalılardan Kemal bakımından husumetten, Kenan bakımından esastan davanın reddine karar verilmiştir. … Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere, görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu'nun 213) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler. … Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle mirasbırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır…. Diğer yandan; dava dışı …arsalarda (dava dışı…eye konu… ili, Merkez ilçesi, …Mahallesinde bulunan 165 Ada, 9,10,11 ve 12 numaralı parsellerde) hissedar olmadığına göre, bu kişiye neden 12 numaralı bağımsız bölümün tapusunun verildiği de araştırılmalıdır. … Bu durumda, mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar ışığında taraf delilleri toplanarak, muris muvazaasının bulunup bulunmadığı değerlendirilmek suretiyle davacılar istemi hakkında bir karar verilmesi gerekir iken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır. …
Devamı...

Asıl davada davacı vekili, taraflar arasında 24.08.2004 tarihinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, müvekkili yüklenicinin, sözleşmede kararlaştırılan imalatlar dışında taraflar arasındaki sözlü anlaşmaya dayalı olarak fazladan bir takım imalatlar yaptığını, bu imalatların bedelinin davalı tarafça ödenmediğini, yapılan fazla imalatların bedelinin delil tespiti dosyasında alınan bilirkişi raporunda 7.919,00 TL olarak belirlendiğini ileri sürerek, anılan bu meblağın tespitin yapıldığı 29.12.2008 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir…. a) Birleşen davada davacı yüklenici, kendisine düşen 2, 6, 9 ve 11 no'lu bağımsız bölümlerin tapu ferağlarının zamanında verilmediğinden bahisle, anılan bağımsız bölümlerin satılamadığını, bu nedenle ticari hayatının olumsuz etkilendiğini, tapu ferağları zamanında verilmiş olsa idi, bu taşınmazları satarak paraya çevireceğini ve bedelleri ile yeni inşaat projeleri yapabileceğini ileri sürerek, maddi tazminat isteminde bulunmuş ise de, dosya kapsamından, anılan bağımsız bölümlerin fiilen kendi kullanımda olduğu ve bağımsız bölümlerin satışı için hazırlık yapıldığı, ancak tapu ferağlarının yapılmaması nedeniyle satılamadığı yönünde herhangi bir delil ve belge de sunulmadığı anlaşılmış olup, mahkemece, bu sebebe dayalı tazminat isteminin reddine karar verilmesi doğru olmuştur. … Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 96-108. maddelerinde borçların ödenmemesinin şartları ve sonuçları düzenlenmiştir. Vadesinde yerine getirilmeyen edimler için ifa mümkün ise temerrüt hükümleri uygulanacak, ifanın mümkün olmaması halinde imkânsızlık hükümleri devreye girecektir. 818 sayılı BK'nın 96. maddesindeki, “Alacaklı hakkını kısmen veya tamamen istifa edemediği takdirde borçlu kendisine hiçbir kusur isnat edilemeyeceğini ispat etmedikçe bundan mütevellit zararı tazmine mecburdur.” hükmü uyarınca alacaklının zararının tazmini gerekir. Borcun ifa edilmemesi borçlunun sözleşmenin kendisine yüklediği ifa yüküne karşı bir davranış içinde olmasını ifade eder. Bu durumda borçlu ya borcu ifa imkânını kendi kusuru sonucu kaybetmiştir ya da borcu ifa imkânına sahip olduğu halde, haklı bir sebep bulunmaksızın, ifadan tüm olarak kaçınmaktadır veya ifa etmiştir ama bu ifası noksandır, ayıplıdır ya da borçlu ifada kusurlu olarak gecikmiştir. Kural olarak, borcun ifa edilmemesinin borçlunun sorumluluğu sonucunu meydana getirir ve borcun ifa edilmemesinde borçlu “kusurlu” kabul edilir. Borçlar Kanunu'nun 96-100. maddeleri, muaccel borcun ifa edilmemesinin sonuçlarını düzenlemektedir. Borçlu bu sorumluluktan ancak kendisine bir kusur isnat edilemeyeceğini kanıtlarsa kurtulabilir. Anılan 96. madde hükmünde öngörülen tazminatın nedeni borçlunun taahhüdünü ihlâl etmesidir. Borçlunun taahhüdü genellikle bir akde dayanır. Onun için buna akdi tazminat, borçlunun sorumluluğuna da akdi sorumluluk denilmektedir. Akdi sorumluluğun sözkonusu olabilmesi için, a) Geçerli bir borç ilişkisinin varlığı, b) Bir borcun ya hiç ifa edilmemiş ya da kısmen ifa edilmiş bulunması, c) Borçlunun ademi ifasından alacaklının bir zarar görmesi, d) Zarar ile borcun ifa edilmemesi arasında bir illiyet bağı olması, e) Borçlunun ifa etmemede kusurlu olması, şartlarının olayda varlığı aranmalıdır. Borcun ifası imkânsız ve bunda borçlunun kusuru yok ise, borçlu BK'nın 117. maddesine göre borcundan kurtulacaktır. Karşılıklı taahhütleri ihtiva eden akitlerde ifa imkânsızlığı halinde borçlu aldıklarını sebepsiz iktisap kurallarına göre iade etmekle yükümlüdür. (BK'nın 117/2 md.)… Bu durumda, mahkemece, ilgili belediye başkanlığından, tüm imar işlem dosyası getirtilerek, sözleşmeye ve 30.12.2004 tarihli onaylı tarihli projeye göre yapılan inşaata iskân ruhsatı alınıp alınamayacağı, bu projeye göre yapılan inşaata iskân ruhsatı verilmemesinin nedeni, aradan geçen sürede imar uygulamasında herhangi bir değişiklik olup olmadığı sorularak, bilirkişi kurulundan, sözleşmeye ve ilk onaylı projeye göre yapılan inşaata iskân ruhsatı alınamamasında, yüklenicinin bir kusurunun bulunup bulunmadığı, ilk projeye göre yapılan inşaata iskân ruhsatı verilmemesinin, tarafların kusuru dışında, imar mevzuatında yer alan bir zorunluluktan ya da imar uygulamalarındaki bir değişiklikten veyahut ilgili belediyenin bir hatasından kaynaklanıp kaynaklanmadığı hususlarında ek rapor alınıp, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye ve yanılgılı gerekçeye dayalı olarak hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. … Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, arsa sahibine ait bağımsız bölümlerde yapılan fazla ve farklı imalatların yükleniciye ait bağımsız bölümlerde de yapılıp yapılmadığı denetime elverişli bir şekilde belirlenmemiş, sadece arsa sahibi ve yükleniciye ait bağımsız bölümlerdeki fazla ve farklı imalatlar parasal olarak karşılaştırılmış ve ayrıca inşaatın ortak yerlerindeki fazla ve farklı imalatların davacı yüklenicinin de yararına olduğu hususu gözardı edilerek, bu imalatların sözleşmedeki paylaşım oranına göre bedeli hesaplanmıştır…. göre bir hüküm kurulması gerekirken, yanılgılı gerekçeyle, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır….
Devamı...

at karşılığı inşaat sözleşmesinin düzenlendiği, yüklenici B.U.'nın kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca T.K.mirasçıları olan davacılar aleyhine açtığı tapu iptal ve tescil davasının, yüklenici tarafından inşa edilen binanın imara aykırı olduğu, kaçak yapı inşa eden yüklenicinin sözleşmeye uygun olarak edimini yerine getirmediği gerekçesiyle Bakırköy 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/ 354 esas, 2005/420 sayılı kararıyla reddedildiği ve 31.5.2006 tarihinde kesinleştiği; davalının ise, çekişmeye konu daireyi 11.5.1994 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile yüklenici B.U.'dan satın aldığı ve daireye yerleştiği, o tarihten beri çekişmeli daireyi kullanmaya devam ettiği, aynı binada oturan davacıların, eldeki davayı 12.5.2008 tarihinde açtıkları; davacıların, davalının çekişmeli daireyi kullanmaya başladığı 1994 yılından dava tarihine kadar olan süre zarfında davalının kullanımına ses çıkarmadıkları, dava tarihine kadar da uyarı mahiyetinde bir ihtarda göndermedikleri anlaşılmaktadır…. Bu durumda, davalının, dava tarihine kadar taşınmazı davacıların izni ile kullandığı ve dava açılmakla muvafakatin geri alındığı kabul edilmelidir. Öyleyse, davalının ecrimisilden sorumlu tutulmasına olanak yoktur…. Hal böyle olunca, ecrimisil isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir….
Devamı...

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, ilave iş bedeline ilişkin asıl; eksik imalat ve değer kaybına ilişkin birleşen davanın yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın asıl ve karşı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl davada davalı-karşı davada davacı arsa sahibi vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. … Asıl davada davalı vekili, sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirmediğinden davacıya tapu devrinin yapılmadığını, eksikliklerin giderilmesi halinde tapunun derhal devredileceğini, yapıldığı iddia edilen ilave işlerin bina ortak alanlarına ilişkin olduğunu ve bu ilave işler nedeniyle davacı yüklenicinin daireleri de değer kazandığından bunların bedelinin talep edilemeyeceğini, öte yandan bu işlerin sözleşmeye göre yapılması gereken işler olduğunu savunarak, asıl davanın reddini istemiş, açtığı karşı davasında ise, binada ve dairelerde bir takım eksik imalatlar bulunduğunu, bu nedenle binanın değer de kaybettiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, eksik imatlar için 1.000,00 TL, binada oluşan değer kaybı için 1.000,00 TL olmak üzere 2.000,00 TL'nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, ıslah yoluyla eksik imalat bedeline ilişkin talebini toplam 10.700,00 TL'ye artırmıştır. … Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, yüklenicinin, sözleşme dışı olarak arsa sahibine ait dairelere panel kapı yerine mobilya kapı taktığı ve dükkana kartonpiyer ile alçı tavan yaptığı, bu ilave imalatların bedelinin 8.500,00 TL olduğu, binadaki eksik imalatların giderilmesi için gerekli bedelin ise 10.700,00 TL olduğu, belirlenen bu eksik iş bedelinin asıl davada davacı yüklenici tarafından depo edildiği, bu durumda, asıl davada yüklenicinin tapu iptali ve tescil istemi ile ilave imalat bedeline ilişkin isteminde haklı olduğu; karşı davada ise değer kaybının oluşmadığı, davacı arsa sahibinin eksik iş bedeline ilişkin isteminde haklı olduğu olduğu gerekçesiyle, asıl davada; davanın kabulü ile 2. kat 4 no'lu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile davacı yüklenici adına tesciline ve 8.500,00 TL ilave imalat bedelinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalıdan tahsiline, karşı davada; davanın kabulü ile davalı tarafından banka şubesine depo edilen 10.700,00 TL'nin karar kesinleştiğinde davacıya ödenmesine karar verilmiştir. … b) Asıl dava, taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. … 6098 sayılı TBK'nın 97. (818 sayılı BK'nın 81.) maddesine göre, karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifasını talep eden kimse sözleşmede aksine bir hüküm yoksa, kural olarak kendi borcunu ifa etmedikçe karşı taraftan edimin ifasını isteyemez. Somut olayda davalı, eksik ve ayıplı işler bulunduğunu savunmuş olup, davalı arsa sahibinin sözleşmeden doğan haklarını, teminat altına alabilmek amacıyla elde tutulan bağımsız bölüm veya bölümlerin eksik ve ayıplı işleri tamamlamadan veya bedeli ödenmeden, sözleşmeye uygun olarak teslim olgusunun gerçekleştiği kabul edilemeyeceğinden, davacı yüklenici tescile hak kazanamaz…. Mahkemece, karşı davada dava konusu yapılan eksik ve ayıplı imalatların bedeli mahallinde yapılan keşif sonucunda alınan bilirkişi raporu ile tespit ettirilerek, belirlenen bedel davacı tarafa, davalı adına bankaya depo ettirilmiş ve karşı davadaki karar kesinleştiğinde davalıya ödenmesine karar verilmiş ise de, karşı davada hükmedilen ve bankaya depo ettirilen bedelin yukarıda açıklanan ilkeye uygun olarak asıl davada verilen karar kesinleştiğinde arsa sahibine ödenmesi koşulu ile tapu iptali ve davacı adına tescile karar verilmesi gerekirken, karşı davada hüküm altına alınan miktarın ödenmesi halinde, yüklenici tarafından işin sözleşme koşullarına uygun olarak teslimi olgusunun gerçekleşeceği, yüklenicinin tapu iptali ve tescil isteme hakkının, ödemeyi yaptığı tarihte doğacağı gözden kaçırılarak, asıl dava yönünden tapu iptali ve tescil hükmünün herhangi bir koşula bağlanmaması doğru olmamıştır. … Somut olayda, mahkemece raporu hükme esas alınan bilirkişi kurulunca, yüklenicinin ilave imalat bedeli talebi yönünden, sadece davalı arsa sahibine ait bağımsız bölümler incelenmiş ve sözleşme dışı olarak davalı arsa sahibine ait dairelere panel kapı yerine mobilya kapı takıldığı ve dükkana kartonpiyer ile alçı tavan yapıldığı tespit edilmiş, bu imalatların yüklenicine düşen dairelere ve dükkana yapılıp yapılmadığı ise araştırılmamıştır. Bu durumda, mahkemece, yukarıda açıklanan ilke çerçevesinde asıl davada davalı arsa sahibine ait bağımsız bölümlerde ve dükkanda yapıldığı belirlenen fazla imalatların yükleniciye ait bağımsız bölümlerde ve dükkanda da yapılıp yapılmadığı hususunda bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, asıl davada davacı yüklenicinin, ilave imalat bedeli istemi yönünden, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur….
Devamı...

taşınmazın ihale şartnamesinde belirtilen usul ve koşullarla yukarıda belirtilen Kanun hükümlerine uygun olarak ihaleye çıkarıldığı ve  nihaî pazarlık görüşmelerinin yapıldığı, değer tespit komisyonu ile ihale komisyonunun oluşumunun Kanun'a uygun olduğu, danışmanlık hizmeti veren firma tarafından ekspertiz değeri ve tasfiye değeri metotları uygulanarak değerleme raporu hazırlandığı, bu değerleme raporunda tasfiye değeri yöntemi uygulanmasıyla bulunan 11.949.550,32-TL'nin referans değer olarak alındığı, son teklif verme tarihi itibarıyla 3 teklif alındığı, yapılan nihaî pazarlık görüşmeleri sonucunda tekliflerin sırasıyla; 12.020.000-TL, 11.900.000-TL ve 8.650.000-TL olduğu, ihale komisyonunun kararıyla taşınmazın en yüksek teklif sahibine ihale şartnamesi çerçevesinde satılmasına, anılan teklif sahibinin satış sözleşmesini imzalamaktan imtina etmesi veya diğer yükümlülüklerini yerine getirmemesi hâlinde geçici teminatın irat kaydedilerek ihalenin iptal edilme dava kararı
Devamı...

hale konusu menkulleri alacağa mahsuben aldığını, ihale kesinleştiğinden menkullerin teslimini talep ettiği, ancak, icra müdürlüğünce, ihale konusu menkuller hakkında açılan istihkak davasının kabul edilerek hacizlerin kaldırılması nedeniyle teslim talebinin reddedildiğini belirterek işlemin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, istihkak davası sonunda icra mahkemesince haciz kaldırıldığı gerekçesi ile şikayetin reddine
Devamı...

taşınmaza ilişkin ihale üzerinde kalan davacı şirket tarafından, ihale kararının teblğinden itibaren 15 gün içerisinde taşınmazın satış bedelini yatırmaması nedeniyle ihalenin iptal edilmesi ve geçici teminatın gelir kaydedilmesine ilişkin dava
Devamı...

icra dosyasının sel baskını sonrası kaybolduğuna dair tutanak ile bu dosyaya ait ellerinde bulundurdukları icra müdürlüğü tarafından tescil istemiyle tapu müdürlüğü'ne yazılan yazının bir suretini dosyaya sunmuşlardır. Dosyaya konulan ve fotokopi olduğu anlaşılan “… icra müdürlüğü Tapu Sicil Müdürlüğü'ne – …” başlıklı belgede; davacılara ait olduğu anlaşılan fotoğraf ile dava konusu yer ile ilgili ayrıntılı bilgi ve dava konusu yerin icra yoluyla davacılara satışının yapıldığı ve adlarına tescil istemiyle yazı yazıldığına dair bilgilerin olduğu anlaşılmaktadır. Şu halde davaya konu edilen taşınmazın davacılar tarafından adı geçen icra dosyasıyla satın alındığı, ihale ile mülkiyetin davacılara geçtiği ancak adlarına tescil işlemi yapılamaması nedeniyle taşınmaz değeri kadar zarara uğradıkları benimsenerek, taşınmazın davacıların elinden kesin olarak çıktığı tarih esas alınarak zarar belirlenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde istemin reddine karar verilmiş olması doğru değildir. Bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir” denilmiştir.
Devamı...

dava dışı bankadan 250.000.-TL rotatif kredi kullandığını, krediye davacının miras bırakanı … ile birlikte, … ve …'in kefil oldukları ve ayrıca mirasbırakanı …'un taşınmazını ipotek gösterdiğini, dava dışı banka tarafından borcun tahsili amacıyla icra takibi yapılması sonucunda, davalı kefil … tarafından ödenen paranın tahsili amacıyla davacıya karşı icra takibi yapılarak davacıya miras kalan taşınmazın icra yoluyla satışa çıkarıldığı, temlik alan …'in aynı zamanda dosya borçlusu olması nedeniyle temlik işleminin usule aykırı olduğu, davalının diğer kefillere karşı ancak sorumlu oldukları miktar için rücu edebileceğini ileri sürerek, davacı mirasçının borcu olmadığının tesbitine karar verilmesi istemiyle dava açtığı anlaşılmaktadır.
Devamı...

Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi olan dava tarihindeki değerine hükmedilmesi gerektiğinden, bilirkişi kurulu raporunda sözü edilen tarih itibariyle tespit edilen 33.702,00-TL bedel uygun olduğundan taleple bağlı kalınarak 25.000,-TL'ye hükmedilmesi gerekirken, dava konusu taşınmazın cebri icra ile satış tarihi esas alınarak yapılan hesaplamaya göre az değer biçilmesi,
Devamı...

SONRADAN İMAR PLANINA AYKIRI HALE GELEN YAPI, ZARAR TAZMİNİ
Devamı...

havale tarihli dilekçesi ile; … Köyü 278 ada 16 parsel sayılı taşınmaza ilişkin iki tane tapu kaydının mevcut olduğunu, bunlardan tesis tarihi Nisan 1308 olan tapunun malikinin müvekkillerinin murisi evvelleri … ile davalılardan…, … ve…'in miras bırakanı …'nin olduğunu, …'nin 1329 tarihinde ölümünden evvel müvekkillerinin murisi evvelleri …'ın bu taşınmazdaki hissesine karşılık iki taşınmazı … ye vererek taşınmazın tamamına sahip olduğunu, 70 yılı aşkın süreden beri taşınmazın müvekkillerince kullanıldığını, davalılar…, …ve …'in, …'nin hissesini 1942 yılında tapuda intikal yaptırdıklarını, …'nin ölümünden sonra müvekkillerinin murisi evvelleri …'ın taşınmazı 30 yıl malik sıfatıyla kullandığını, malik …'nin de ölümünden 20 yıldan fazla zaman geçtiğinden tapu kaydının hukuki değerini yitirdiğini, taşınmaza uyan tesis tarihi 1312 tasdiksiz yoklama olan diğer tapu kaydının maliklerinin ise diğer davalılar …ve … olduğunu, taşınmaza uyan bu iki tapudan tesis tarihi önce olan tapunun geçerli kabul edilmesi ve davalılar İsmail ve …in taşınmazda malik olmaması gerektiğini iddia ederek tespitin iptal edilerek taşınmazın tamamının veraset senedindeki hisseleri oranında müvekkilleri adına tapuya tescilini talep etmiştir.
Devamı...

Tapu Sicil Müdürlüğünde, üzerine kat mülkiyeti tesis edilmiş,…. (…) Mahallesi… ada 2 parsel sayısıyla kayıtlı taşınmazın ve bu taşınmaz üzerindeki, Kat Mülkiyeti Yasasına göre oluşmuş bağımsız bölümlerin, … A.O'dan 1994 yılında ayrı ayrı satın alındığı, öncesi incelendiğinde, tarla niteliğiyle kayıtlı olduğu ve orman sayılan yerlerden olmadığı halde, 1997 ilâ 2000 yılları arasında 81 numaralı Orman Kadastro Komisyonunca yapılan orman kadastrosunda orman olarak sınırlandırıldığı,
Devamı...

ilgili belediye veya valilikçe inşaat derhal durdurulur ve yasal hale getirilmesi olanaksız ise veya ruhsat ve eklerine ya da imar mevzuatına aykırılık öncelikle yüklenici tarafından giderilemiyorsa bu hali ile yapılan yapının yıktırılmasına karar verilir ve anılan Yasa'nın 42. maddesi hükmü gereğince de yapı sahibine ve yükleniciye ceza yaptırımı uygulanır. İmar Kanunu'ndaki bu düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilmelidir. Emredici hukuk kurallarını içeren 3194 sayılı İmar Yasası hükümlerine aykırı ve onaylı projeye dayanmadan yapılan iş ve imalâtlarla ilgili olarak gerçekleşen imalât bedelinin talep ve dava edilmesi, imara aykırılığın ve dolayısıyla yasaları tanımazlığın meşrulaştırılması anlamına geleceğinden kabul edilemez. Başka bir anlatımla, mahkemeler yasaya aykırı durumların kabulüne ve devamına yardımcı olacak kararlar veremezler. Bu hususun araştırılmaması da doğru olmamıştır
Devamı...

İhale Kararında veya Sözleşmede Evsafı Belirtilen Maldan Başka Bir Malın Teslim veya Kabul Edilmesi
Devamı...

Türkiye İş Kurumunun düzenlediği Mesleki Eğitim İhalelerine katılan Meslek Yüksek Okulunun, ihale kararı ve sözleşmelere ait damga vergisinden muaf olup olmadığı hk.
Devamı...

Sözleşme imzalanmadan önce geçici olarak ihaleden men edilen firmanın, ihale kararına ilişkin olarak damga vergisi ödeyip ödemeyeceği
Devamı...

aşırı düşük teklif sorgulama yazısı incelendiğinde, ihale konusu işte kullanılmak üzere 5 adet dozerin idare tarafından yükleniciye verileceğinin düzenlendiği, isteklilere gönderilen aşırı düşük teklif sorgulama yazısında ise “… 5 adet İdare tarafından verilecek Dozer’lerin; yakıt, amortisman, tamir, bakım, onarım, yedek parça…” giderleri ile ilgili açıklama yapılması istenildiği dikkate alındığında, yüklenicinin herhangi bir yükümlülüğü bulunmayan amortisman giderine ilişkin de açıklama talep edildiği, ancak idare tarafından yükleniciye verilecek olan dozerlere ait amortisman giderine ilişkin isteklilerden açıklama istenilemeyeceğinden aşırı düşük teklif sorgulamasının mevzuata uygun olarak yeniden gerçekleştirilmesi
Devamı...

ihale teklif zarfı,zarfın üzerinde yazıcı ile işin adına, şirket unvanına, adresine, vergi numarasına ve vergi dairesine yer verildiği, el yazısı ile İKN bilgisine, ihale tarihi ve saatine yer verildiği, zarfın ön ve arka yüzündeki yapıştırılan yerlerin imzalandığı ve kaşelendiği ancak zarfın üzerinde idarenin açık adresine yer verilmediği görülmüş olup itirazen şikayet sahibi A.Ş.nin teklif zarfının mevzuata aykırı olduğu yönündeki iddiasının yerinde olduğu,
Devamı...

EKAP’a kaydedilen yaklaşık maliyet tutarıyla, ihale günü istekliler huzurunda açıklanan yaklaşık maliyet tutarının farklı olmasının sınır değer hesabını etkilediği, isteklilerden birisinin aşırı düşük teklif açıklamasını geri çekmesi nedeniyle incelemeye konu ihalede 4734 sayılı Kanun’un temel ilkelerinden güvenirlik ilkesinin zedelendiği, dolayısıyla ihalenin iptal edilmesine yönelik idarenin işleminde mevzuata aykırılık bulunmadığı
Devamı...

söz konusu bilanço bilgileri tablosu ve beyannameler üzerinde SMMM kaşesi, imzası ve TÜRMOB kaşesinin bulunduğu, sunulan bilanço bilgileri tablosu incelendiğinde; cari oranın “1,33", öz kaynak oranının “0,22”, kısa vadeli banka borçlarının öz kaynaklara oranının “0,41” olarak belirtildiği, diğer taraftan bilanço bilgileri tablosundaki verilerle isteklinin yıl sonu bilançosundaki veriler karşılaştırıldığında, bilanço bilgileri tablosundaki yer alan cari oranın (dönen varlıklar/kısa vadeli yabancı kaynaklar) “1,33” değil, (1.594.019,19/2.124.080,60=) “0,75” olarak hesaplanması gerektiği, ancak bu haliyle de anılan istekli tarafından başvuruya konu ihalede istenilen cari oran kriterinin sağlandığı görüldüğünden söz konusu durumun esasa etkili olmadığı
Devamı...

istekli tarafından sunulan bilanço bilgileri tablosunda cari oranın 136%, öz kaynak oranının 49%, kısa vadeli banka borçlarının öz kaynaklara oranının 42% şeklinde belirtildiği görülmüştür. Ancak anılan istekli tarafından bilanço sunulduğu, bilançodaki bilgiler esas alınarak yapılan hesaplamalarda ise bilanço oranlarının değerlerine ulaşıldığı anlaşılmış olup, yukarıda yer verilen değerlendirmeler çerçevesinde, bilanço bilgileri tablosunda yapılan bahse konu yüzdelik gösterimin esasa etkili bir sonucu olmadığı
Devamı...

 ihale dokümanını satın aldığı ancak *tarihinde gerçekleştirilen ihaleye teklif sunmadığından istekli sıfatına haiz olmadığı, bu nedenle yukarıda aktarılan mevzuat gereği başvuru sahibinin ihale sürecindeki ve tekliflerin değerlendirilmesi aşamasındaki hukuka aykırı işlem veya eylemler nedeniyle korunması gereken bir hakkının veya zarara uğramasının ya da zarara uğramasının muhtemel olmadığı anlaşıldığından başvurunun ehliyet yönünden reddedilmesi gerektiği
Devamı...

ihale hizmetin niteliği açısından idari ve teknik şartnamede belirtilen kriterleri karşılayıp karşılamadığı hususunda aşırı düşük teklif sorgulaması yapılması gerektiği
Devamı...