birim fiyatın KDV dahil * TL/metre olduğu belirtilmiştir. Yanlar arasındaki uyuşmazlık işin ne kadarlık kısmının davalı tarafından gerçekleştirildiği ve davalının sözleşme birim fiyatlarıyla ne miktar iş bedeline hak kazandığı, hakedilen iş bedeli ile kanıtlanan ödemeler karşılaştırıldığında davacının dava konusu çekten dolayı davalıya borçlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Mahkemece davalının ne miktar alacağa hak kazandığı ve davacı tarafından davalıya ne miktar ödeme yapıldığı konularında bir inceleme ve değerlendirme yapılmadan dava konusu çekin teminat çeki olduğunun kanıtlamadığı gerekçesiyle davanın reddi cihetine gidilmiştir. Oysa uyuşmazlığın çözümü için mahallinde keşif yapılarak ve dosyada mevcut beyan dilekçeleri ile diğer tüm delillerden de yararlanılarak davalı taşeronun gerçekleştirdiği işlerin ve hakettiği iş bedelinin teknik bilirkişi raporuyla belirlenmesi, davacı tarafından yapılan ödeme tutarı da belirlendikten sonra karşılaştırma yapılarak davacının dava konusu çekten dolayı borçlu olup olmadığının açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre karar verilmesi zorunludur. Mahkemece değinilen şekilde bir araştırma ve inceleme yapılmadan eksik inceleme ve hatalı değerlendirmeyle yazılı şekilde davanın reddi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir
Devamı...

davacı taşeron davalı yüklenici şirketin * bulunan bir projesinde alçıpan/sıva işlerinin yapılması işini üstlenmiş, anılan iş davalı yüklenici şirketin ticari işletmesiyle ilgili bulunmakta ve davalı şirket yönünden ticari iş niteliği arzetmektedir. Yerel mahkemece somut olayda davacının tacir olmadığı gibi tacir olduğunu da ispat edemedeği, uyuşmazlığın eser sözleşmesinden kaynaklandığı gerekçesiyle açılan davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemesine ait olduğu kanaati ile görevsizlik kararı verildiği anlaşılmaktadır. Davalı şirket yönünden davanın ticari dava niteliğinde bulunduğu kuşkusuz olmakla birlikte, davacı gerçek kişinin tacir olup olmadığı ve işin davacının ticari işletmesi ile ilgisinin bulunup bulunmadığı, dolayısıyla davacı açısından da davanın ticari dava niteliğinde bulunup bulunmadığı yeterince araştırılmamıştır
Devamı...

Taşeronun edimini ifa ettiği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık iş bedelinin ne kadar olacağı noktasında toplanmakta olup, yüklenici ile arsa sahipleri arasında düzenlenen kat karşılığı inşaat sözleşmenin feshine dair * Mahkeme kararının * tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Davacı taşeron, bu durumda * tarihli sözleşme uyarınca iş bedeli karşılığı olarak kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshine dair kararın kesinleştiği tarih olan * tarihi itibariyle dava konusu kaba inşaat bedelini iş bedeli olarak talep edebilecektir
Devamı...

alt yüklenicinin Takibe konu faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olduğu bilirkişi incelemesiyle sabit olmuştur. Bu durumda alacak tutarının davalı tarafından bilinebilir (likid) olduğu anlaşıldığına göre davalı borçlunun İİK’nın 67/2. maddesince itirazında haksız olduğu kabul edilmeli, davacı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilmelidir. Davacının tazminat isteminin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır
Devamı...

Davacı sözleşmede kararlaştırılan işleri eksiksiz ve kusursuz olarak tamamlayarak teslim ettiğini, davalı da işin eksik ve kusurlu yapıldığını ileri sürmektedir. Sözleşmeye göre davacı yüklenici projeyi yapacağı gibi işlerin yapımıyla ilgili diğer taşeronların yaptığı işleri de iş sahibi adına takip ve kontrol edecektir. Buna göre davacı yüklenicinin isteyebileceği iş bedelinin, sözleşme gereği davacının yapım aşamasında takibini taahhüt ettiği işlerin imalât bedelleri tespit edilerek bunun %15'i olarak hesaplanması gerekir
Devamı...

Mahkemece yapılması gereken iş; davacının delil olarak dayandığı * tarihli sözü edilen belge ile davalı şirket ortağı olduğu anlaşılan D.. G..tarafından düzenlenen bonolarla ilgili olarak davalı şirket yetkilisi 6100 sayılı HMK'nın 169 ve devamı maddeleri gereğince isticvap edilmeli, imzayı inkâr etmeleri halinde belge asılları ibraz ettirilmeli ve gerektiğinde imza incelemesi yaptırılmalı, imzaların aidiyeti subuta erdiğinde bu belgelerde imzaları bulunanların 818 sayılı mülga BK 32 ve devamı maddeleri gereğince davalı şirketi temsil edip etmedikleri de araştırıldıktan sonra davacı tarafın yemin deliline dayandığı da dikkate alınarak sonucuna uygun bir karar verilmelidir
Devamı...

raporu düzenleyen bilirkişi kurulundan alınacak ek raporla aylık * TL için * ayı sonundan itibaren sözleşmeye göre işlemiş faiz hesabı yaptırılması gerekirken, ek sözleşme hükmü gözden kaçırılarak cari hesap ekstresinin düzenlendiği *tarihinden itibaren işlemiş faiz hesabı yapan bilirkişi raporuna itibar edilerek birleşen davada yazılı miktara hükmedilmesi doğru olmamıştır
Devamı...

ve davacı tarafından hakedişe uygun olarak fatura tanzim edildiği ve faturaların ticari defterlere işlenmesi nedeniyle adı geçen kişinin şirketi temsile yetkili ve yapılan hakedişin kabul edilmesinin gerekeceği yönünde mahkemede görüş hasıl olması halinde davacının alacağının bulunmadığı düşüncesini belirtmiş olup yukarıda açıklanan gerekçeler ve bilirkişilerin bu düşüncesine göre davacı taşeronun bu işle ilgili alacağı kalmadığından bu davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır
Devamı...

düzenlenen hakediş bedellerinin yapılan ödemeler ve temliklerle ödendiği * tarihli *TL bedelli davacı adına* ödenen temlik ve * tarih * TL tutarındaki davacı adına* İzolasyon Şirketi'ne ödenen temliklerin her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu'' tespit edilmiştir. Mahkemece hakediş bedellerinin tamamının ödendiğine ilişkin yüklenici savunması araştırılıp gerekli inceleme ve değerlendirme yapılarak asıl ve karşı davanın sonuçlandırılması gerekirken * tarihli ek bilirkişi raporuna rağmen bu husus gözden kaçırılarak birleşen*Esas sayılı davada yazılı şekilde hüküm tesisi de doğru görülmemiştir
Devamı...

mahkemece yapılacak iş; davalının imâl ve teslim ettiği direklerin ağırlıklarının * birim fiyat ve analizlerindeki ağırlıkların altında kaldığı ve teknik şartname hükümlerine uygun olmadığı gerekçesiyle 18 nolu kesin hakedişte dava dışı iş sahibince davacı yüklenicinin alacağından yapılan kesintiden * tarihli protokol hükümleri uyarınca davalının sorumlu olduğunu kabul ederek, davalının sorumlu olduğu kesinti miktarının bilirkişi kurulundan alınacak ek raporla belirlemek ve sonucuna uygun hüküm kurmaktan ibarettir.
Devamı...

Mahkemece, davacılar vekilinin ıslah talebi bu madde hükmüne dayanılarak kötüniyetli ıslah olarak kabul edilip ıslah dikkate alınmadan karar verilmiş ise de; davacıların menfi tespit talebinin içinde davalıya verilen çeklerin teminat olarak verildiği iddiasının yanında çek bedellerine hak kazanılmadığı iddiası da bulunmakta olup bu durumda ıslahın HMK'nın * maddesinde belirtildiği şekilde kötüniyetli ve davayı uzatma amaçlı yapıldığından sözedilemez. Bu durumda mahkemece 6100 sayılı HMK'nın * maddesi gereğince “ıslah sebebiyle geçersiz hale gelen işlemler için yapılan yargılama giderleri ile karşı tarafın uğradığı ve uğrayabileceği zararlarını karşılamak üzere” taktir edilecek teminatın da ıslah eden davacılara yatırtılması suretiyle ıslah talebi doğrultusunda, gerekirse konusunda uzman teknik bilirkişiler marifetiyle mahallinde keşif yapılarak davalı tarafından gerçekleştirilen imalâtlar ve davalıya yapılan ödemeler tespit edilerek işin tasfiye kesin hesabının çıkartılması, bu konuda bilirkişilerden Yargıtay denetimine elverişli ve gerekçeli rapor alınması ve oluşacak sonuç çerçevesinde davanın sonuçlandırılması gerekir
Devamı...

Davanın, 6100 sayılı HMK'nın yürürlüğe girmesinden sonra * tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. 6100 sayılı HMK'nın "Tarafta iradi değişiklik" başlıklı *maddesinde; maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hakim tarafından kabul edilir düzenlemesine yer verilmiştir. Dosyada mevcut ve dava dilekçesine ekli * tarihli hakediş belgelerinin….. adına düzenlendiği, davalı şirket vekili tarafından sunulan vekaletnameden de her iki şirketin temsilcisinin de aynı şahıs olduğu, davacı tarafından ıslah dilekçesine eklenen belgelerden, her iki şirketin adresinin ve telefon numaralarının aynı olduğu anlaşılmaktadır. Şu durumda davacının … yerine davalı olarak …..'yi davalı olarak göstermesinin maddi ve kabul edilebilir bir yanılgıya dayalı olduğu anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında, davacının * havale tarihli, husumetin …'ye yöneltilmesine dair dilekçesi kabul edilip, adı geçen bu şirkete dava dilekçesinin tebliğinin sağlanması suretiyle taraf teşkili tamamlanarak işin esası incelenmeden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, açıklanan nedenle kararın bozulması gerekmiştir
Devamı...

HMK'nın "Tarafta iradi değişiklik" .maddesinde; maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hakim tarafından kabul edilir düzenlemesine yer verilmiştir. Dosyada mevcut ve dava dilekçesine ekli * tarihli hakediş belgelerinin….. adına düzenlendiği, davalı şirket vekili tarafından sunulan vekaletnameden de her iki şirketin temsilcisinin de aynı şahıs olduğu, davacı tarafından ıslah dilekçesine eklenen belgelerden, her iki şirketin adresinin ve telefon numaralarının aynı olduğu anlaşılmaktadır. Şu durumda davacının … yerine davalı olarak …..'yi davalı olarak göstermesinin maddi ve kabul edilebilir bir yanılgıya dayalı olduğu anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında, davacının *havale tarihli, husumetin …'ye yöneltilmesine dair dilekçesi kabul edilip, adı geçen bu şirkete dava dilekçesinin tebliğinin sağlanması suretiyle taraf teşkili tamamlanarak işin esası incelenmeden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, açıklanan nedenle kararın bozulması gerekmiştir
Devamı...

Yanlar arasında yazılı olarak düzenlenmiş bir eser sözleşmesi bulunmamakta ise de, sözleşme ilişkisinin varlığı her iki tarafın kabulünde olup çekişmeli değildir. Genel olarak uyuşmazlık, dava dışı iş sahibince davalı yüklenicinin kesin hakedişinden yapılan kesintiden davalı taşeronun sorumlu olup olmadığı, kesilen miktarı davacının davalıdan rücuan talep edip edemeyeceği noktalarında toplanmaktadır
Devamı...

dava tarihinden sonra davacı nam ve hesabına üçüncü kişilere * tarihli * dekontu ile * TL ödeme yapıldığını belirterek bu ödemenin dava konusu alacaktan mahsup edilmesini istemiştir. Dairemizin *günlü * Karar sayılı ilâmında davalının takas/mahsup itirazının değerlendirilerek sözü edilen ödemenin davacının imalât bedeli alacağından mahsubu gerektiği belirtilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak anılan ödeme davacının imalât bedeli alacağından mahsup edilmiştir. Ancak, davalının talebine ve bozma ilâmı içeriğine göre mahsup işleminin dava konusu fatura bedeli* TL üzerinden yapılması gerekirken, bilirkişilerce * TL olarak hesaplanan kesin hakediş alacağından yapılması, alacağın dava konusu olmayan kısmının mahsupta dikkate alınarak fazlaya hükmedilmesi doğru olmamıştır. Mahkemece yapılacak iş; dava tarihinden sonra yapılan *TL ödemenin dava konusu * TL imalât bedelinden mahsup edilerek kalan *TL'ye hüküm vermek olmalıdır. Açıklanan nedenlerle kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir
Devamı...

davacı yüklenicinin eser sözleşmesi dolayısıyla davalı taşerona dava konusu çek bedelleri kadar borçlu olmadığının tespitine ve dava sırasında ödenen çekler yönünden davaya istirdat davası olarak devamı istemlerine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen hüküm, davacı-birleşen dosya davacı vekilince temyiz olunmuştur.Davacı davasında taraflar arasında akdedilen sözleşme gereğince işe başlayan davalı taşerona sözleşme gereğince ödeme yapıldığı, ancak sözleşme konusu edimlerine yerine getirmeyen davalıya teslim edilen * keşide tarihli *bedelli numaralı tacir çekinden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, birleşen davasında da aynı şekilde davalı şirkete teslim edilen* keşide tarihli * TL bedelli *numaralı, * keşide tarihli * bedelli *USD bedelli tacir çekleri ve sözleşmeden kaynaklı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiş, dava sırasında ödenen çekler yönünden davaya istirdat davası olarak devam edilmesi
Devamı...

Davalı vekili, teminatlarla ilgili kesinti yapıldığının doğru olduğunu, ancak asıl iş sahibi olan DSİ tarafından kesin kabulün yapılmadığını, işin teslimine dair imzalanan belgenin kesin kabul niteliğinde olmadığını, tutunağı imzalayan …'ın DSİ'nin kontrol mühendisi olduğunu, kesinti yapılma sebebinin kesin kabul sırasında ortaya çıkacak eksik ve kusurlu işler bedeli, her türlü ceza kesintileri ve imalât miktarıyla ilgili kesin miktarın belirlenmesi ile alacak-borç miktarının belirlenmesi ve fazla ödemenin önlenmesi amacıyla yapıldığını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, DSİ kontrolünün de imzasının bulunduğu 22.10.2014 tarihli tutanağa göre işin tamamlanarak teslim edildiğinin anlaşılmakla teminat kesintisinin iadesine karar verilmiştir.Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli olmayıp, eksik araştırmaya dayalı olarak karar verilmesi doğru değildir
Devamı...

Davalı eser sözleşmesinin varlığına karşı çıkmış olduğundan, iş bedeli konusunda taraflar arasında mutabakat bulunduğu kabul edilemez. Bu halde yapılan iş bedelinin işin yapıldığı ileri sürülen 2010 yılındaki mahalli piyasa rayıçleriyle ve BK'nın 366. maddesi hükmünce belirlenmesi gerekir. Mahkemece konusunda uzman teknik bilirkişi marifetiyle mahallinde keşif yapılarak tesbit dosyasındaki olgularda değerlendirilmek suretiyle, davacının yapımını üstlendiği alçı sıva, saten ve … işlerinin işçilik bedelleri konusunda gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp varsa kanıtlanan ödemeler düşülerek, sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hüküm vermeye elverişli olmadığından kararın açıklanan nedenlerle davalı yararına bozulması gerekmiştir
Devamı...

. Yapılan yargılama sürecinde icra takip dosyası, faturalar, ödeme belgeleri, defterler, delil tesbiti dosyası getirilmiş, tarafların göstermiş oldukları kanıtlar da toplandıktan sonra ilk olarak mali müşavir bilirkişiden rapor alınmış, daha sonra mahallinde keşif yapılarak uzman bilirkişi kurulundan da rapor alınmıştır. Mahkemece bu raporlar dikkate alınarak davanın kabulü yönünde hüküm kurulmuştur. Bu haliyle dava, konusu itibariyle yargılamayı gerektirir özellik arz etmekte olup, alacak likid değildir. Davalı takibe itirazında haklıdır. Davacı yararına icra inkâr tazminatı tayini için gerekli yasal koşullar oluşmadığından davacının icra inkâr tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü yönünde hüküm kurulması doğru olmamıştır
Devamı...

Yargıtay'ın bozma kararına uyan mahkeme, bozma kararı uyarınca işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü, mahkemenin bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usulü müktesep hak doğmuştur. Bozma ilamına uyan mahkeme bozma doğrultusunda mahallinde keşif yapmak suretiyle bilirkişi raporu ve itiraz üzerine ek rapor almış ise de; alınan raporların bozmaya uygun olarak düzenlendiği ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli olduğu söylenemez. Öte yandan bozma ilâmında açıkça ödemelerin düşülmesi gerektiği belirtilmesine rağmen ödemeler ile ilgili bir mahsup yapılmadan hüküm oluşturulması da doğru olmamıştır. Bu haliyle hükmüne uyulan bozma ilamına uygun, uyuşmazlığın çözümüne yeter inceleme ve değerlendirme yapıldığından söz edilemez.O halde mahkemece yapılması gereken iş; gerçekleşen imalât tutarını usulî kazanılmış hak ilkelerine uygun ve bozma ilâmında belirtilen usullere göre belirlemek, iş bedelinden davalı tarafından yapılan ve kanıtlanan ödemeler mahsup edilerek hüküm kurmaktan ibaret olmalıdır
Devamı...

mahkemece yapılması gereken iş; 6100 sayılı HMK'nın 266 ve devamı madde hükümlerine uygun seçilecek uzman tekstil mühendisi ve mali müşavir bilirkişi kurulu aracılığıyla taraflar arasında carî hesap ilişkisinin başladığı tarihten itibaren, davacı yüklenici tarafından yapılan iş miktarı ve tüm defter ve kayıtlar ile yapılan ödemeler incelenmeli, bilirkişiden mahkemenin ve Yargıtay'ın denetimine elverişli rapor alınarak sözleşme hükümlerine göre davacının varsa talep edebileceği iş miktarı ile davalı karşı davacının savunma ve iddiası üzerinde durularak asıl ve karşı davanın esası hakkında hüküm kurmaktan ibarettir. Bu hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ile hükme varılması, usul ve yasaya aykırı olmuş, kararın bozulması gerekmiştir
Devamı...

yüklenicinin iş bedeline hak kazanabilmesi diğer bir deyişle kısmen iş bedeli olarak karalaştırılan 17 nolu bağımsız bölümün tesciline hak kazanabilmesi, netice olarak davacının da 818 sayılı BK'nın 162. maddesi uyarınca alacağın temliki hükümleri doğrultusunda tescil isteyebilmesi için yapının yasal olması zorunludur. 3194 sayılı Yasa uyarınca iskân ruhsatı almak yükümlülüğü iş sahibine ait ise de taraflar aksini kararlaştırabileceklerinden sözleşmenin özel şartlar iskân alma yükümlülüğünün de yükleniciye ait olduğu anlaşıldığından mahkemece bu doğrultuda işlem yapılmalı, belediyeden işlem dosyası getirtilmeli ve iskânının alınıp alınmadığı belirlenmeli, alınmamış ise iskân alınması konusunda davacı tarafa yetki ve süre verilip bu konuda gerekli işlemlerin ikmâlinin sağlanması, iskân almaya elverişli değil ise tapuya hak kazanamamakla birlikte 3194 sayılı İmar Kanunu geçici 16. madde hükümleri değerlendirilmeli ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden kısmen eksik inceleme nedeniyle kısmen de hükümden sonra yürürlüğe giren kanun hükmünün değerlendirilmesi zorunluluğu nedeniyle hükmün temyiz eden davalı … ile dahili davalılar …, …, …, …, … ve …yararına bozulması gerekmiştir
Devamı...

Yerel mahkemece yapılan yargılamada alınan bilirkişi raporuna göre; teslim tutanağındaki kayıtlardan işin eksik ifa edildiği, yedi adet kuyunun idarece kabul görmediği, kuyu iptâli ve anlaşmazlıkların taraflar arasındaki hakedişe yansıtılacağının anlaşıldığı, eksik ifanın söz konusu olduğu durumlarda ayıp ihbarı aranmayacağı, eksik işleri iş sahibinin kabulünün yüklenicinin sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı belirtildikten sonra, bu kez; davalının ticari kayıt ve defterlerinde takip tarihi * itibariyle davacıya * TL borçlu gözüktüğü gerekçesiyle bu miktar üzerinden icra takibine itirazın iptâline karar verilmiş ise de karar bozulmuştur
Devamı...

Yazılı sözleşme bulunmamakla birlikte yanlar arasında davalının üstlendiği, çatıların davacı tarafından yapımı konusunda eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu anlaşılmaktadır. Davacı taşeron * Noterliği’nden keşide ettiği * tarihli ihtarname ekinde gönderdiği hakediş raporunda gösterdiği imalâtların bedelini talep etmektedir. Bedel konusunda ihtilâf bulunmakla birlikte bir kısım davalı tanıklarının beyanları da dikkate alındığında davalının gerçekleştirilen imalâtların (metre-metrekare) miktarı konusunda itirazı bulunmamaktadır. Davacı da ihtarnamesinde miktar yönünden fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmadığından yaptığı işle ilgili talep edebileceği birim miktarın hakediş raporunda gösterdiği kadar olabileceğinin kabulü zorunludur. Bu halde uyuşmazlık işin bedeli ve ödeme miktarı konusunda kalmıştır. Dosya kapsamında toplanan delillerden ödemenin * TL olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasında bedel konusunda yazılı sözleşme bulunmadığı ve bunun miktarında da anlaşamadıklarından işin yapıldığı ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun * maddesine göre bedelin, yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiçleriyle hesaplanması gerekir
Devamı...

Yargıtay İçtihatlarında kapalı faturanın ödemeye karine teşkil edeceği kabul edilmektedir. Bu karine sebebiyle ispat yükü yer değiştirmiş olacağından aksini iddia eden davacı alacaklı kanıtlamak zorundadır. Somut olayda davacıya * TL ödendiği ihtilâfsızdır. Davalı da ödemelerin bir kısmının banka kanalıyla yapıldığını kabul etmiştir. Davacı tarafından sunulup doğruluğu mahkemece incelenmeyen banka hesap hareketlerini gösteren belge fotokopisinde ise ödemelerin fatura tarihinden sonra yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu belge, davacının imalât bedelinin bir kısmının kapalı fatura tarihinden sonra ödendiği sonuçta bakiye alacağının kaldığı savunmasını doğrulayıp karinenin aksinin ispatını sağlar niteliktedir.Bu nedenle mahkemece öncelikle banka hesap kayıtları da getirilmek suretiyle kapalı fatura tarihinden sonra davacıya ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılması, ödeme yapılmış ise bunların kapalı faturaya mahsuben yapılıp yapılmadığının incelenmesi, kapalı fatura bedeline mahsuben yapıldığının anlaşılması halinde şimdiki gibi davanın kabulüne, başka bir hukuki ilişki nedeniyle ödendiğinin anlaşılması halinde ise davanın reddine karar verilmesi gerekir
Devamı...

bilirkişi kurulu raporu ile işin kesin hesabı çıkarılmıştır. Fakat bilirkişi raporuna taraflarca itiraz edilmesine rağmen mahkemece ek rapor alınarak itirazlar karşılanmamıştır. Yine bilirkişi raporunda plentmiks imalatının bedelinin hesaplanabilmesi için mahallinde keşif yapılması gerektiği belirtildiği halde bu yönde de bir inceleme de yapılmadan karar verilmiştir. O halde mahkemece keşif yapılarak plentmiks imalatının metraj ve bedeli belirlenmeli, bu metraj ve bedeller kesin hesapta dikkate alınmalı, ayrıca taraf itirazları da karşılanacak şekilde hüküm vermeye ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınıp sonucuna göre karar verilmelidir. Bu hususlar üzerinde durulmadan eksik incelemeyle ve yetersiz bilirkişi raporuyla hükme varılması usul ve yasaya aykırı olmuş, kararın bozulması uygun bulunmuştur
Devamı...

Taraf ehliyeti, bir davada taraf olabilme yeteneğini ifade eder. Taraf ehliyeti, medeni (maddi) hukuktaki medeni haklardan yararlanma ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekil olarak anlaşılmalıdır. Buna göre; medeni haklardan yararlanma ehliyeti bulunan her gerçek ya da tüzel kişi davada taraf ehliyetine sahip kabul edilmelidir. Mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 520 (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 620) ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklığın taraf ehliyeti yoktur. Bu nedenle, adî ortaklığa ilişkin davalarda, adi ortaklığı oluşturan kişilerin taraf olarak hep birlikte hareket etmeleri gerekir. Adî ortaklık tarafından açılacak davaların iştirak halinde mülkiyet hükümleri gereği bütün ortaklar tarafından birlikte açılması gerekir. Adî ortaklığa karşı açılacak davalar yönünden ise; ikili bir ayrım yapmak gerekecektir. Davanın konusu paradan başka bir şey ise davanın bütün ortaklara karşı birlikte açılması (mecburi dava arkadaşlığı), davanın konusu para ise; ortaklar bu borçtan müteselsil sorumlu bulunduklarından ortaklardan biri, bazıları yada tümüne karşı (ihtiyari dava arkadaşlığı) dava açılabilecektir
Devamı...

Davacı taşeron davada, davalı alt taşeron ile aralarında dava konusu taşınmazın ince işlerinin yapılması hususunda yaptıkları sözleşmenin feshedildiği halde davalının inşaat alanına malzeme sevk ettiğini ve işçi bulundurmak suretiyle inşaat alanını işgal ettiğini iddia ederek davalıya ait malzemelerin inşaat alanından kaldırılmasına, davalının ve işçilerinin şantiyeden çıkartılması suretiyle zilyetliğine yapılan saldırının önlenmesine karar verilmesini istemiş, mahkemece davalıya dava dilekçesi tebliğ edilmeksizin dosya üzerinde yapılan inceleme
Devamı...

durumda sözleşmede aksi kararlaştırılmadığından davacı yüklenici eksik işler bedeli ile gecikmeden dolayı dava dışı iş sahibine ödediği gecikme tazminatını davalı taşerondan istemek suretiyle seçimlik hakkını akdin ifası yönünde kullandığından mahkemece dava edilen * TL'lik cezai şartla ilgili istemin reddine, eksik iş bedeli olarak saptanan * TL ile davacının dava dışı iş sahibine ödediği gecikme cezasından davalı taşeronun işi yarım bırakması, teslimdeki gecikmesi ve davalının kusuru nedeniyle ödemek zorunda kaldığı kısmının, dava dışı iş sahibinden dava konusu işle ilgili belgeler getirtilip ve bu konudaki deliller ibraz ettirildikten sonra konusunda uzman bilirkişiden alınacak raporla hesaplattırılıp hüküm altına alınması gerekirken eksik inceleme ve yanlış değerlendirme sonucu davanın aynen kabulü doğru olmamış, bozulması uygun bulunmuştur
Devamı...

mahkemece, öncelikle akdî ilişkinin konusu olup davalı tarafından gönderildiği halde davacı yanca tebellüğden kaçınılan *nolu reklamasyon faturasında yazılı ipliklerin mevcut olup olmadığı davalıdan sorulup, mevcut ise tekstil ve boyama konusunda uzman teknik bilirkişi marifetiyle üzerinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle ayıbın bulunup bulunmadığı, ayıbın niteliği ve işin yapıldığı tarihler ile dava tarihinde yürürlükte bulunan Borçlar Kanunu'nun maddesi hükmünce iş sahibinin kullanamayacağı ve nisfet kaidesine göre kabule icbar edilemeyecek ve eserin iadesini gerektirecek vasıfta olup olmadığı ya da ayıbın bu derecede önemli olmaması halinde bedelde tenzili gereken miktar veya onarımı mümkünse, onarım bedeli konusunda gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp, sonucuna uygun bir karar verilmesi, ipliklerin mevcut olmayıp bilirkişi incelemesi yapılmasının imkânsızlaşması halinde davacı taşeronun cari hesaptan kalan ve ödenmeyen iş bedeli alacağı ile ilgili itirazın iptâline karar verilmesi gerekirken bu hususlar üzerinde durulmadan eksik incelemeyle davanın reddi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur
Devamı...

bu durumda davacı şirketin hakettiği iş bedeli olarak *TL'den ödeme miktarı olan * TL düşüldüğünde davacı şirketin ödenmeyen iş bedeli*TL olarak hesaplanmaktadır. Mahkemece bu miktar dikkate alınarak hüküm oluşturulması gerekirken, mükerrer KDV uygulanmak suretiyle daha fazla miktar yönünden davanın kabul edilmesi, ayrıca likid bir alacak bulunmayıp, uyuşmazlığın çözümü özellikle KDV oranı ve uygulaması yönünden yargılama yapılmasını gerektirmiştir
Devamı...

Davacı taşeron vekili dava dilekçesinde, * TL malzeme tutarının dava tarihindeki rayiç değeri,* TL malzemenin şehirler arası nakliye, işçilik vs giderleri,*TL imalat bedeli ve *TL davalı yüklenicinin kusuru ile ediminin ifasının imkansızlaşması nedeniyle sözleşmenin hükümsüzlüğünden doğan zarar olmak üzere toplam * TL'nin tahsilini talep etmiş; ıslah dilekçesiyle taraflarının alacağının alınan bilirkişi raporu ile malzeme bedeli olarak * TL ve imalatlar bedeli * TL olmak üzere toplam* TL olarak belirlenerek, bu bedelden *TL nefaset takdir edildikten sonra bakiye alacağın *TL kaldığı,* tarihinde yapılan * TL avans ödemenin mahsubundan sonra da, bu kalemlerden * TL alacaklı olduklarını ifade ederek malzeme ve imalât bedeli yönünden alacağını miktar itibariyle ıslah etmiştir
Devamı...

eser sözleşmesi gereğince davacı taşeronun üstlendiği edimini yerine getirerek sözleşmede bedel olarak kararlaştırılan bağımsız bölüme hak kazandığını kanıtlamak zorunda olup, arsa sahibi tarafından imzalanan *tarihli iş bitirme ve teslim tutanağı ile edimini yerine getirdiğini ispatlamıştır. Davacının bedel olarak kararlaştırılıp tapuda devredilmeyen * nolu bağımsız bölüm davalı yüklenici kooperatif adına kayıtlı olmadığından, hakkında tapu iptâl ve tescil davası açılıp bilahere davanının devamı sırasında dava konusunun devri nedeniyle hakkındaki dava tazminata dönüştürülen davalı …'nin sorumlu tutulabilmesi için öncelikle davalı yüklenici kooperatif ile dava dışı arsa sahibi …. arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesine göre inşaat yapılacak arsadaki *nolu bağımsız bölümün paylaşımda arsa sahibine bırakılmış olması ve davalının bu bağımsız bölümün yaptığı iş karşılığı olarak davacı taşerona verileceğini bildiği, bilmesi gerektiği ve bilerek devraldığını davacının kanıtlaması zorunludur
Devamı...

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan fazla ödemenin istirdadı istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine dair verilen karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Karar başlığından davacı şirketin ticaret unvanının yanlış yazılmış olması maddi hataya dayalı olup talep üzerine mahallinde her zaman düzeltilmesinin mümkün bulunmasına göre bu husus bozma nedeni sayılmamıştır.Davada, davalı ile yapılan * tarihli sözleşme uyarınca fazla ödemenin istirdadı talep edilmiştir. Davacı yüklenici, davalı taşerondur. Geri çevirme üzerine dosyaya kazandırılan * Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının davacısı, eldeki davanın davalısı taşeron şirket davalısı ise davamızdaki davacı yüklenici şirkettir. Söz konusu davada da * tarihli eser sözleşmesine dayalı olarak ödenmeyen iş bedeli alacağının tahsili için yapılan ilâmsız icra takibine itirazın iptâli ve davalının icra inkar tazminat ile sorumlu tutulmasına karar verilmesi istenilmiştir. İnceleme konusu derdest dava ile sureti dosyamız içerisine alınan * Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasındaki davanın tarafları yer değiştirmekle birlikte aynı şirketler olup, aynı sözleşmeden kaynaklanan alacak ve tazminatın ödetilmesi talep edildiği, tarafların ve sözleşmenin aynı olması, biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması nedeniyle davalar arasında irtibat bulunduğu ve her iki dava da aynı yargı çevresinde aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış olduğu, bu halde HMK’nın maddeleri gereğince davanın her aşamasında talep üzerine veya kendiliğinden bağlantı sebebi ile davaların ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilmesine karar verilmesi gerektiği halde mahkemece davalı taşeronun birleştirme talebi dikkate alınmaksızın davanın sonuçlandırılması doğru olmamış, birleştirme karar verilmesini sağlamak üzere hükmün bozulması uygun bulunmuştur.
Devamı...

her iki tarafın iradesinin de iş bedelinin KDV'si ile birlikte toplam *TL olduğu konusunda iradelerinin birleştiği anlaşılmıştır. Davalı ise yaptığı ödemelerin toplam * TL olduğunu ispatlamıştır. Bu durum karşısında ödendiği ispatlanan*TL'den … tarihli ilk faturadan kaynaklanan* TL mahsup edilince davaya konu … tarihli ikinci fatura bedelinden de *TL'nin ödendiği sonucuna ulaşılmaktadır. Bu durum karşısında mahkemece, davaya konu * tarihli fatura bedeli olan * TL'den ödenen* TL mahsup edilerek kalan* TL üzerinden davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekirken yerinde olmayan gerekçelerle reddi yolunda hüküm kurulması doğru olmamış, açıklanan nedenle kararın bozulması gerekmiştir
Devamı...

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, iş sahibi adî ortaklık tarafından sözleşme uyarınca taşeron davalıya iş bedeline karşılık verilen daire bedeline ek olarak ödemesi gereken miktar ile işin geç teslimi nedeniyle kira geliri kaybı, eksik işler nedeniyle uğranılan zararların bedeli talep edilmiş, davalı ödemesi gereken tüm ödemeleri yaptığını savunmuştur
Devamı...

Mahkemece itirazın iptâline karar verilen miktar üzerinden icra inkâr tazminatının tahsiline karar verilmişse de, İİK'nın 67/2. maddesi uyarınca icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için davalı borçlunun takibe itirazında haksız olmasının yanısıra alacağın likit (belirlenebilir) olması da gerekmektedir. Oysa, davacının alacağı bilirkişi raporuyla belirlenmiş ve hükme varılmıştır. Bu durumda alacağın likit olduğundan söz edilemez ve icra inkâr tazminatı isteminin reddi gerekirken kabulü doğru olmamıştır. Kararın bu yönden bozulması gerekirse de, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK'nın 438/VII. maddesi uyarınca bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur
Devamı...

Davacı davasında davalı ile aralarında düzenlenen 6 ayrı sözleşme ile davalının yüklenicisi olduğu ….. yapılan inşaatlarda taşeron olarak imalâtlar yaptığını, bu imalâtlardan bakiye alacaklarının ödenmediğini belirterek şimdilik * TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş; mahkemece dava kısmen kabul edilmiştir
Devamı...

davalı yanca takibe haksız ve kötü niyetli olarak süresinde itirazda bulunulduğunu belirterek takibe yapılan itirazın iptâli ile takibin devamına, %40 icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiş, davalı yüklenici şirket vekili ise, ayrı açılan davaların birleştirilmesi gerektiğini ve ayrıca sözleşme konusu götürü-sabit bedel üzerinden anlaşma sağlandığını, söz konusu işin kapsamında ilave iş bulunmadığını, bu güne kadar*TL fatura kesildiğini, müvekkili şirketin bugüne kadar *TL bedel ödediğini, bunun da işin tamamının  %70'ine tekabül ettiğini, buna rağmen halen davacı tarafından* TL talep edilmesinin takiplerin mükerrer olduğunu kanıtladığını, sözleşmenin ödemeler başlıklı 9. maddesinde, işin yapılması sırasında teklif bedelinin %40'nın, geçici kabulün yapılmasını müteakip 15 gün içerisinde teklif bedelinin %30'nun, hakediş alınmasını müteakip 60 gün içerisinde %30'nun taşeron firmaya ödeneceğinin belirtildiğini, geçici kabul işlemlerinin henüz yapılmadığını, söz konusu işin yaklaşık %70'lik bölümü faturalanmamış olmasına rağmen müvekkili şirketçe davacı tarafa ödendiğini, davacı tarafa herhangi bir borcun bulunmadığını belirterek davanın reddine, davalı aleyhine alacağın %40'dan az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini savunmuş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda asıl davanın kısmen kabul ve kısmen reddine %40 oranında icra inkâr tazminatına, birleşen … 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin ../.. Esasa sayısında açılan davanın kabulüne ve %40 oranında icra inkâr tazminatına, karar verilmiş, birleşen * Mahkemesi'nin ../.. Esas sayılı dosyayı ile ilgili bir karar verilmemiş, verilen karar, taraf vekillerince yasal süresinde temyiz edilmiştir
Devamı...

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun *Karar sayılı ilâmı ve benzer içtihatlarında kabul edildiği gibi itirazın iptâli davalarının özelliği gereği incelemenin icra takibi ve dayanağı belgelerle sınırlı yapılması gerekir. İtirazın iptâli davasında takip talebinde gösterilen borç ve borcun sebebi ile bağlılık asıldır. 3 nolu hakediş bedeli * TL'lik alacak takip konusu olmadığından bu hakediş bedelinin alacağın hesaplanmasında dikkate alınması mümkün değildir.Bu durumda mahkemece davacı taşeron tasfiye protokolünden sonra takip konusu * TL ilave iş bedeline hak kazandığını ispatlayamadığı ve 3 nolu * TL hakediş bedeli de takip konusu olmadığından davacı alacağı tasfiye protokolünde yazılı miktarda kabul edilip bundan İş Bankası'ndan * tarihinde davacı hesabına yapılan havale ile * tarihli makbuzla davacıya yapılan ödemeler ve yapılacak araştırma sonucunda davalı tarafından davacıya veya hesabına yapıldığı saptanır ise * tarihinde İş Bankası Bankamatiği ile yapılan havale miktarının davacı alacağından düşülerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken bu hususlar üzerinde durulmaksızın eksik inceleme ve yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır
Devamı...

mahkemece davacı taşeron tasfiye protokolünden sonra takip konusu*TL ilave iş bedeline hak kazandığını ispatlayamadığı ve 3 nolu*TL hakediş bedeli de takip konusu olmadığından davacı alacağı tasfiye protokolünde yazılı miktarda kabul edilip bundan*Bankası'ndan * tarihinde davacı hesabına yapılan havale ile * tarihli makbuzla davacıya yapılan ödemeler ve yapılacak araştırma sonucunda davalı tarafından davacıya veya hesabına yapıldığı saptanır ise *tarihinde İş Bankası Bankamatiği ile yapılan havale miktarının davacı alacağından düşülerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken bu hususlar üzerinde durulmaksızın eksik inceleme ve yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır
Devamı...

Somut olayda tarafların ve özellikle davalı tarafın talep etmesine ve mahkemece bu talep kabul edilerek keşif ara kararında ve yazılan talimatta açıkça kararlaştırılmasına karşın davalıya keşif gün ve saati tebliğ edilmeksizin davalının yokluğunda keşif icra edilmesi savunma hakkının kısıtlanması ve adil yargılanma hakkı kapsamında ki 6100 sayılı HMK'nın 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenme hakkını ihlal niteliğinde değerlendirilmiş, bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir
Devamı...

mahkemece öncelikle yapılacak inşaatla ilgili dosyada bulunmayan projeler varsa davacıya, hazır beton tesisi analiz raporları ile davacının verdiği sipariş belgeleri davalıya ibraz ettirildikten sonra, konusunda uzman teknik bilirkişi kurulu marifetiyle, mahallinde keşif de yaptırılarak, sözleşme ve ekleri, sevk irsaliyeleri, faturalar, projeler, hazır beton tesisi analiz raporları ve mahallinde yapılacak tesbit ve ölçümlere göre hazır beton imâl ve dökümüyle ilgili bilimsel olarak kabul ediliyorsa fire oranlarını da tutmak suretiyle davacıya teslim edilip dökümü yapılan hazır beton miktarı, fazla miktarda teslim yapılmış gibi sevk irsaliyesi ve fatura düzenlenip fazla ödeme yapılıp yapılmadığı konusunda gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp davanın sonuçlandırılması gerekirken eksik inceleme ile davanın reddi doğru olmamış, kararın bozulması uygun görülmüştür
Devamı...

Taraflar arasında imzalanan* tarihli sözleşme; davacı-karşı davalının taşeron, davalı-karşı davacının ise yüklenici olduğu birim fiyat esaslı eser sözleşmesidir. Ancak, bu sözleşme *tarihli ek sözleşme ile nitelik değiştirmiştir. Esasen, kesin hesabın çıkarılması sırasında ortaya çıkan uyuşmazlık da ek sözleşmenin niteliğinin tespitinden kaynaklanmaktadır. Ek sözleşmede taraflar, arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi gereği yüklenici tarafından arsa sahiplerine teslim edilecek 31 adet bağımsız bölümün eksik işlerinin bedelini* TL olarak belirlemişlerdir. Sözleşmenin, arsa sahiplerine isabet eden bağımsız bölümlerinin ikmâli açısından götürü bedelli eser sözleşmesi niteliğine dönüştüğü, ancak arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi kapsamında yükleniciye isabet eden bağımsız bölümler bakımından herhangi bir değişikliğe gidilmediği, birim fiyatlı eser sözleşmesi olma özelliğini devam ettirdiği anlaşılmaktadır
Devamı...

Asıl davaya yönelik diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde ise; taraflar arasında imzalanan sözleşme birim fiyatla yapılmış olup, teslim edilmeyen 20 adet kapalı kapı, 2 adet camlı kapı ve 1 adet yarım camlı kapının bedelinin tespit dosyasında * TL olduğu belirtilmiştir. Bu haliyle taşeronun hak ettiği iş bedeli * TL olup, bu bedelden yapılan ödemenin de mahsubu ile bakiye bedel üzerinden itirazın iptâline karar verilmesi gerekirken, teslim olgusunun kanıtlanmamasına karşın tüm ürün teslim edilmiş gibi hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur
Devamı...

Mahkemece davacı taşeron alacaklı yararına kabul edilen asıl alacağın %40 oranında icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Ancak, İcra İflas Kanunu'nun 67. maddesi hükmü gereğince, itirazın iptâli davasında, hükmolunan alacağa icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için anılan Kanun hükmünde öngörülen tüm yasal koşulların gerçekleşmesi ve bu kapsamda alacağın davalı borçlu tarafından belirlenebilir yani likid olması gerekir. Somut olayda alacak yargılama sonucu bilirkişi raporu ile belirlendiğinden likit değildir. Bu haliyle koşulları oluşmayan icra inkâr tazminatı isteminin reddi gerekirken kabulü de doğru olmamıştır
Devamı...

asıl davada taşeronun keşide ettiği * tarihli ihtarnamenin tebliğ tarihi sorulup, buna göre verilen ödeme süresi de eklenerek temerrüdün gerçekleştiği tarih belirlendikten sonra, hükme esas raporu düzenleyen bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak, bilirkişilere 2 ve 3 nolu hakedişlerden ödenmeyen iş bedeli üzerinden takip tarihine kadar avans faizi oranı dikkate alınarak işlemiş faiz tutarının hesaplattırılması ve yine birleşen dava yönünden, davalının az yukarıda belirtilen * tarihli ihtarnamesi ve kendi imzasını taşıyan 5 nolu hakedişteki alacak miktarı dikkate alınarak, hakedişin açıklama bölümündeki kesintilerin yerinde olup olmadığı da irdelenip tartışılmak sureti ile davacı taşeronca talep edilen 4 nolu hakedişten sonra yapılan imalâtlara ilişkin iş bedeli alacağının miktarı bilirkişilere hesaplattırılıp, birleşen davanın, davalı yüklenicinin kabul ettiği * TL'den az olmamak üzere, bilirkişilerce hesaplanacak miktar üzerinden, asıl davanın da hakedişlerden ödenmeyen * TL asıl alacak ve temerrüt tarihinden takip tarihine kadar az yukarıda gösterilen şekilde hesaplanacak işlemiş faiz alacağı ile *TL araç kirası bedeli alacakları toplamı üzerinden kabulü ile takibin bu miktarı üzerinden devamına karar verilmelidir. Yine mahkemece, davalı yüklenici tarafından icra takip tarihinden sonra davacı taşeron hesabına yapılan ödemelerin ve taşeronun 3. kişilere borcu sebebiyle İİK'nın 89. maddesi gereğince icra dairelerince yükleniciye gönderilen haciz ihbarnameleri üzerine yüklenicinin icra dairelerine yaptığı ödemelerin tarih ve miktarları da belirtilerek 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 84. maddesi hükmünce “icra müdürlüğünce infaz aşamasında dikkate alınması şeklinde” hüküm kurulması gerekir
Devamı...

Davacı karşı davalı tarafından açılan davada eser sözleşmesinden kaynaklanan*TL bakiye iş bedeli ile tüm proje bedeli tutarında KDV alacağının hesaplanarak ticari faizi ile birlikte tahsili istenilmiş, mahkemece davanın kısmen kabulü ile *TL asıl alacak ve*TL KDV olmak üzere toplam * TL'nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, bu miktarın * TL'sine dava tarihinden itibaren değişen oranda yasal faiz uygulanmasına karar verilmiştir. 6762 Sayılı TTK'nın 12/III. maddesine göre herçeşit imâl ve inşaat işleri ticari iş olup avans faizi istenebileceği ve dava dilekçesinde ticari faiz uygulanması talep edildiği halde yasal faiz uygulanmasına karar verilmesi doğru olmamıştır. Hükmün bu nedenle bozulması gerekirse de bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın 6100 Sayılı HMK'nın geçici 3. maddesinin yollamasıyla HUMK'nın 438/VII. maddesi gereği düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur
Devamı...

yol çalışmaları sırasında davalı taşeron firmadan yapı ve dolgu malzemeleri alındığını, bu malzemelere karşılık ödemeler yapılmasına ve borç olmamasına rağmen davalı tarafından aleyhlerine … İcra Müdürlüğü'nün 2010/513 Esas sayılı dosyada takibe geçildiğini belirterek davalıya icra takibinden dolayı borçlu olunmadığının tespitine, %40 tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, mahkemece dava kabul edilmiştir. İİK'nın 72/5. hükmü uyarınca menfi tespit davasının borçlu lehine sonuçlanması halinde, icra inkar tazminatına hükmolunabilmesi, takibin haksız ve kötü niyetli olduğunun anlaşılması koşuluna bağlıdır. Davada, takibin kötü niyetle yapıldığı iddia ve ispat edilememiştir. O halde mahkemece %40 oranda tazminat isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken bu isteğin kabul edilmiş olması doğru olmamıştır. Kararın bu nedenle bozulması gerekir. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK'nın 438/VII. maddesi gereği düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur
Devamı...

sözleşme içeriğinden davalı şirketlerin dava konusu işin yapımını dava dışı …..’a verdikleri, ….. tarafından işin yapımının davacı şirkete verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkeme kararında da kabul edildiği gibi, taraflar arasında akdî ilişkinin bulunmadığı anlaşılmakla, davalıların Borçlar Kanunu'nun 55. maddesine göre sorumlu olduklarını kabul etmekte mümkün değildir.Davanın davalılar yönünden akdî ilişkinin kanıtlanamaması nedeni ile pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulü doğru olmamıştır.Kabule göre de, davacı vekilinin dava dilekçesinde yapılan ödeme miktarının * TL olarak kabul ettiği gözden kaçırılarak, * TL ödeme yapıldığı kabul edilerek alacak miktarının hesaplanması ve hüküm oluşturulması bozma nedenidir
Devamı...