olayda taraflar arasında tarihsiz adi yazılı şekilde eser sözleşmesi yapılmıştır. Davacı taşeron yapılmış olan bu sözleşme hükümleri uyarınca yapmış olduğu işin bedeli ile sözleşmede belirtilen cezai şartın tahsilini istemiştir. Oysa sözleşmede iş bedelinin inşaatın yapıldığı 3 parseldeki 9 nolu bağımsız bölümün tapusunun taşerona devredilmesi suretiyle ödeneceği belirtildiğinden, resmi şekilde yapılmamış olan bu sözleşmede yer alan cezai şartın tahsili de istenemez. Bu sebeple davacı taşeronun geçersiz olarak yapılmış bir sözleşmeye dayanarak istemiş olduğu cezai şartın tahsili talebinin reddi gerekirken kısmen kabulü yolunda hüküm kurulması doğru olmamış, kararın açıklanan bu nedenle bozulması gerekmiştir
Devamı...

Davacı taşeron tarafından açılan davada, davalı yüklenici ile yapılan taşeronluk sözleşmesinden doğan bakiye iş bedeli alacağının tahsili ile ilgili yapılan icra takibine vâki itirazın iptâli talep edilmiştir. İİK'nın 67/II. maddesi gereğince itirazın iptâli davalarında borçlunun icra inkâr tazminatıyla sorumlu tutulabilmesi için alacağın likit ve borçlunun itirazında haksız olması gerekir. Somut olayda alacağın varlığı ile miktarı yapılan yargılamada alınan bilirkişi raporuyla saptandığından alacak likit ve borçlu itirazında haksız değildir. Bu sebeple koşulları oluşmayan icra inkâr tazminatı isteminin reddi yerine kabulü doğru olmamıştır. Kararın bu sebeple bozulması gerekmekte ise de yapılan hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK'nın geçici …. maddesi yollamasıyla HUMK'nın 438/VII. maddesi gereği düzeltilerek onanması uygun görülmüştür
Devamı...

Davacı taşeron tarafından açılan davada, davalı yüklenici ile yapılan taşeronluk sözleşmesinden doğan bakiye iş bedeli alacağının tahsili ile ilgili yapılan icra takibine vâki itirazın iptâli talep edilmiştir. İİK'nın 67/II. maddesi gereğince itirazın iptâli davalarında borçlunun icra inkâr tazminatıyla sorumlu tutulabilmesi için alacağın likit ve borçlunun itirazında haksız olması gerekir. Somut olayda alacağın varlığı ile miktarı yapılan yargılamada alınan bilirkişi raporuyla saptandığından alacak likit ve borçlu itirazında haksız değildir. Bu sebeple koşulları oluşmayan icra inkâr tazminatı isteminin reddi yerine kabulü doğru olmamıştır. Kararın bu sebeple bozulması gerekmekte ise de yapılan hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK'nın geçici …. maddesi yollamasıyla HUMK'nın 438/VII. maddesi gereği düzeltilerek onanması uygun görülmüştür
Devamı...

Davacı taşeron tarafından davalı yüklenici aleyhine yürütülen * İcra Müdürlüğü'nün icra dosyasının incelenmesinden; takip dayanağının * tarih * TL, * tarih*TL ve * tarih * TL bedelli üç adet fatura olduğu, söz konusu faturaların "pvc doğrama" işine ait olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda uyuşmazlığın bu faturalar kapsamında çözümlenmesi gerekmektedir. Yargılama sırasında alınan * tarihli bilirkişi raporu ile, *ve * günlü ek raporlarında, taraflar arasında iş bedeli konusunda uyuşmazlık olması nedeniyle zaman bakımından uygulanması gereken Borçlar Kanunu'nun 366. maddesi uyarınca işin yapıldığı yıl itibariyle bedeli*TL belirlenmiş, mahkemece; belirlenen bu iş bedelinden davalı tarafından kanıtlanan *TL ödeme mahsup edilerek davacı alacağı * TL olarak saptanmış ve bu miktar üzerinden de itirazın iptâli ile takibin devamına karar verilmiştir. Oysa, yukarda açıklanan ilkelere göre, davacı taşeron *TL tutarındaki perforje demir malzemeden yapılan apartman kapısı zemin kat pencere korkulukları, kapı aksesuarları nakliye ve montaj işçiliği ile ilgili olarak fatura düzenleyerek icra takibine konu yapmamıştır. Bu sebeple, davacı taşeronun hak ettiği iş bedeli hesaplanırken bu miktar iş bedelinin toplam iş bedeline katılmaması gerekirken fatura kapsamı dışına çıkılarak ilave edilmek suretiyle fazla iş bedelinin hesap edilmiş olması doğru olmamıştır
Devamı...

Davacı taşeron ile davalının yükleniciliğini üstlendiği binanın inşaatının, iç ve dış kaba sıva, alçı kaplama, mantolama ve benzeri işlerini yapması konusunda yanlar arasında sözlü sözleşmenin varlığı uyuşmazlık konusu olmayıp dosya kapsamıyla sabittir. Uyuşmazlık, iş bedelinden kaynaklanmaktadır. Anlaşma tarihinde yürürlükte bulunan Türk Borçlar Kanunu'nun 481. maddesi hükmü gereğince, taraflarca önceden iş bedeli kararlaştırılmamış ve bedel konusunda taraflar anlaşamıyor ise bedelini işin yapıldığı tarihteki serbest piyasa fiyatlarına göre, bilirkişi incelemesi yaptırılarak belirlenmesi gerekir. Oysa hükme dayanak raporda, …. birim fiyatlarıyla hesaplama yapılacağından, rapor kabul edilemez
Devamı...

bilirkişi kurulu ek raporunda, davalı şirket tarafından 16 kalemde toplam *TL ödeme yapıldığı belirlenmiş, ancak bu ödemelerin ne miktarının doğrudan davacıya, ne miktarının malzeme bedeli ile nam ve hesaba tamamlanan işler bedeline ilişkin olduğu açıklanmamıştır. Davacı şirket * tarihli dilekçesiyle ek rapora itiraz ederek raporda belirtilen ödemelerin dava konusu işler ve davacı şirketle bir ilgisinin olmadığını, bu nedenle alacağından mahsup edilemeyeceğini bildirmiştir. Dava konusu işle ilgili olmayan ya da doğrudan davacıya yapılmayan, diğer bir ifade ile üçüncü kişilere yapılan malzeme ve işçilik ödemelerinin davacı alacağından mahsubu mümkün olmadığından davacının itirazlarının bilirkişi kurulundan ek rapor alınmak suretiyle karşılanması, 16 kalem ödemenin tek tek incelenerek davacının alacağından mahsup edilip edilemeyeceğinin açıklığa kavuşturulması ve mahsup edilecek ödeme varsa tutarının belirlenmesi gerekir. Mahkemece bilirkişi kurulundan ek rapor alınmadan ve dayanakları da gösterilmeden davacının itirazlarının yerinde olduğu kabul edilmiş, raporda belirtilen ödemeler mahsup edilmeksizin davacı şirketin belirlenen alacağı hüküm altına alınmıştır. Mahkemenin ödemelerin kanıtlanamadığına dair kabulü bilirkişi kurulu raporu ile çeliştiği gibi somut bir değerlendirmeye de dayanmadığından ödeme savunmasının tamamen kanıtlanamadığı kabul edilemez. Mahkemece yapılacak iş; bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak davalı tarafından yapılan 16 kalem ödemenin hangilerinin ve ne miktarının malzemeler ile kalan işin ikmaline yönelik olarak üçüncü kişilere yapılan ödemelere ve harcamalara, hangilerinin ve ne miktarının da nakit ve çek olarak doğrudan davacıya yapılan ödemelere ilişkin olduğunu açıklığa kavuşturmak, davacının itirazlarını da değerlendirerek davacı alacağından mahsup edilecek ödeme tutarını belirlemek, sonucuna göre asıl davayı hükme bağlamak olmalıdır
Devamı...

Taraflar arasındaki uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda açık ayıplar yanında gözle görünmeyen dokumaya ilişkin gizli ayıbın varlığı da saptanmış, ancak bu ayıplara ilişkin bir hesaplama yapılmamıştır. Davalı taraf gizli ayıbın varlığını diğer dosyada davalı bulunan … 'nin * tarihli ihbarı üzerine * tarihinde davacıya bildirdiğine göre, ayıp ihbarını süresinde yapıldığı kabul edilmelidir. Bu nedenle mahkemece yapılacak iş, bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak davalının gizli ayıplar nedeniyle uğradığı zarar saptanıp davacı alacağından mahsubuyla sonucuna göre hüküm kurmaktan ibarettir. Eksik incelemeyle yazılı şekilde ve gizli ayıpların bedeli mahsup edilmeden hükme varılması doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur
Devamı...

davacı taşeron vekili kâr kaybı ile birlikte ekip ve ekipman zararının tahsilini istemiş, mahkemece kâr kaybı ile birlikte ekipman giderinin de davacı-birleşen dosya davalısından tahsiline karar verilmiştir. Oysa davalı-birleşen dosya davacısı taşeronun dava konusu işte kâr elde edebilmesi için gerekli ekipmanı işin yapılacağı sahada hazır bulundurması zorunludur. Bu nedenle davalı-birleşen davacı taşeronun ekipman gideri istemi reddedilmelidir. Kâr kaybı hesabına gelince; bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen * tarihli ek raporda; davalı-birleşen dosya davacısına yaptırılmayan işin bedeli*TL’nin %10 kısmı kâr mahrumiyeti zararı olarak hesaplanmış, mahkemece bu rapora itibar edilerek * TL kâr kaybı alacağının davacı-birleşen dosya davalısından tahsiline karar verilmiştir. Kâr kaybı alacağının yasal dayanağı olan mülga Borçlar Kanunu'nun 325. maddesine göre, taşeronun işi yapmadığından dolayı tasarruf ettiği yahut diğer bir iş ile kazandığı ve kazanmaktan kasten feragat eylediği şeylerin (yararların) de kâr kaybı alacağından mahsup edilmesi gerekir. Hükme dayanak bilirkişi raporu yeterli incelemeyi içermediği halde rapordaki hesaplama ile bağlı kalınarak hükme varılması hatalı olmuştur
Devamı...

dosyasıyla giriştiği icra takibinde alacağın takip tarihinden itibaren yıllık %… faiziyle tahsilini istemiştir. Mahkemece asıl alacak yönünden davanın kabulü ile birlikte davacının takip talebindeki faize yönelik talep miktarı aşılarak asıl alacağa %27 oranında avans faizi yürütülmesi doğru olmamış, kararın bu yönden bozulması gerekmiş ise de bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden kararın 6100 sayılı HMK'nın geçici …. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nın 438/VII. maddesi uyarınca düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur
Devamı...

. Dava ve sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Yasası'nın 365/1. maddesi uyarınca ücret önceden kesin olarak tayin edilmiş ise yüklenici eseri bu meblağa tamamlamak yükümündedir ve üstelik önceden öngörülenden fazla çalışma veya daha büyük giderler yapmış olsa bile, herhangi bir artırma isteyemez. Mahkemece anılan bu yasal düzenlemenin dikkate alınmaması da isabetli olmamıştır
Devamı...

iki dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, asıl davada taşeron ödenmemiş hakediş bedeli, fiyat farkı ve umbrella arch imalâtından doğan fark bedelinin tahsilini, yüklenici tarafından açılan davada ise, ayıplı iş bedelinin tahsilini talep etmiş, mahkemece asıl davanın ıslah edilen miktar üzerinden kabulüne birleşen davanın ise reddine dair verilen karar davalı-birleşen dosya davacısı tarafından temyiz edilmiş, Dairemizce karar düzeltilerek onanmış, bu kez davalı-birleşen dosya davacısı vekili karar düzeltme istemi
Devamı...

Mahkemece toplanan delillerin değerlendirilmesi sonucu davalı yüklenici şirketin sözleşmenin eylemli olarak feshedilmiş olmasında haksız olduğunun kabulü isabetli olmuştur. Dairemizin yerleşik içtihat ve uygulamalarına göre eser sözleşmesinin karşı tarafın kusuru ile feshi halinde kâr kaybının hesabında sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte olan 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 356. maddesinin yollamasıyla aynı Yasa’nın 325. maddesi hükmünde öngörülen yöntemin uygulanması gerekir. Sözü edilen bu yöntem “kesinti yöntemi”dir. Kesinti yöntemine göre davacı taşeronun yapılmayan sözleşme konusu işlerden ötürü mahrum kaldığı kârın hesaplanabilmesi için; yapılmayan işin sözleşmesinin feshi tarihindeki bedeli saptandıktan sonra, bu bedelden yüklenicinin işi tamamlamaması nedeniyle tasarruf ettiği malzeme ve işçilik bedelleri ile genel giderleri, bu süre içinde başka bir iş bulup çalışmışsa elde ettiği kâr, başka bir iş bulmaktan kasten kaçınmışsa elde etmekten kaçındığı kâr tespit ettirilip, yapılmayan iş bedelinden çıkarmak suretiyle bulunan miktarın kâr kaybı olduğunun kabulüyle davalı yüklenici şirketten tahsiline karar vermek gerekir
Devamı...

davacı taşeron, alacağı olduğu iddiasıyla davalı iş sahibi site yönetimi ve ihbar olunan yüklenici aleyhine icra takibi başlatmış, ancak davalı ile aralarında akdi ilişki bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Uyuşmazlığın çözümü yargılama yapılmasını gerektirdiği ve bu durumda davacı taşeronun icra takibinde kötü niyetli kabul edilmesi mümkün olmadığından, davalı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilmesi doğru olmamıştır
Devamı...

Davacı taşeronun davalı yüklenici aleyhine bakiye iş bedelinin tahsili için … İcra Müdürlüğü'nün * sayılı dosyasıyla icra takibi başlattığı, yasal süresi içinde borçlu yüklenici tarafından yetkili icra dairesinin *olduğu gerekçesiyle icra dairesinin yetkisine ve borcun aslı ile ferilerine itiraz edildiği, yetki itirazı sonucunda dosyanın …. İcra Dairesi'ne gönderildiği ve * sayısını aldığı anlaşılmıştır. Mahkeme tarafından yetkili icra dairesince düzenlenen ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiğine dair tebligat parçasının olmadığı, bu durumda usulüne uygun da borca itiraz olmayacağından açılan davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmiş ise de; mahkeme dosyası arasında bulunan … İcra Müdürlüğü'nün *Esas sayılı icra dosyası incelendiğinde, yetkili icra dairesi tarafından borçluya çıkartılan ödeme emrinin * tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlu tarafından 7 günlük yasal süre içinde * tarihinde verilen dilekçe ile borca itiraz edildiği, böylelikle ilâmsız icra takibinin durduğu, davacının duran takibe karşı itirazın iptali davası açmasında hukuki yararı olduğu anlaşıldığından mahkemenin yanlış değerlendirme ile davanın reddine karar vermesi doğru olmamış, işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmek üzere kararın bozulması uygun bulunmuştur
Devamı...

davalı-karşı davacı taşeron, karşı davada yabancı para cinsinden olan alacağının fiili ödeme tarihindeki rayice göre TL karşılığını talep etme hakkı bulunmasına rağmen yabancı para alacağının karşı dava tarihi itibariyle Türk lirası olan karşılığını talep etmek suretiyle seçimlik hakkını karşı dava tarihindeki Türk parası üzerinden istemek şeklinde kullanmıştır. Seçimlik hakkını bu şekilde kullandıktan sonra iradeyi sakatlayan sebeplerin bulunmaması dışında bundan dönülmesi mümkün değildir. Bu şekilde bir iddiada ileri sürülmediğinden talep edilip hüküm altına alınan imalat bedelinden kaynaklanan ödenmeyen alacağın ve ıslah ile arttırılan kısmının karşı dava tarihindeki T.C. Merkez Bankası efektif satış kuruna göre Türk lirası karşılığı bulunarak bu miktarın karşı dava ve ıslah tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi yerine Amerikan Doları üzerinden hüküm kurulması da doğru olmamıştır.Belirtilen sebeplerle kararın bozulması gerekmiştir
Devamı...

Mahkemece, alınan bilirkişi raporlarına göre zaman zaman davalı firma ve onun bağlı olduğu *davacıya malzeme vermekte sıkıntı çektiği, işin uzamasına neden olduğu, bazen de projedeki boru çaplarını büyüterek davacının kusuru olmaksızın farklı montajlara gidildiği, buna göre sözleşme konusu işin uzamasında davalı ve dava dışı iş sahibinin davranışlarının etkili olduğu, bu nedenle akdin feshinin haklı olmadığı, davalının TBK'nın * hükmüne göre sözleşmeyi feshedilmesi için davacıya ihtarda bulunması ve ihtarında ayıplı veya sözleşmeye aykırı yapılmış işlerin düzeltilmesi için süre vermesi gerekirken buna uygun davranmadığı, davalının sözleşmeyi haksız olarak feshettiği için, davacının fesih anına kadar yapmış olduğu işlerin bedelini ödemekle yükümlü olduğu, ancak davacının fesih anına kadar ne miktarda iş yaptığını ispata yönelik belgeleri dava dosyasına sunmadığından davacının ne miktarda iş yaptığı hususunun bilirkişilerce tespit edilemediği, davacının davalı adına 2 adet hak ediş bedeli faturası düzenlediği, bunların toplam tutarının *TL olup davalı tarafından davacıya toplam * TL ödeme yapıldığı, sonuçta davacının bakiye iş bedeli alacağı kanıtlanamadığından davanın reddine karar verilmiştir
Devamı...

tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili olarak feshine ve geç teslimden doğan gecikme tazminatının tahsiline; birleşen davalarda ise her bir arsa sahibi ayrı ayrı sözleşmeye göre kendilerine isabet eden bağımsız bölümler yönünden gecikme tazminatının davalı yükleniciden tahsiline karar verilmesi istemiyle dava açılmış, yargılama sırasında …, davalı yüklenici ile arasındaki sözleşme uyarınca taşeron olarak kat karşılığı inşaat sözleşmesine konu binanın elektrik işlerini üstlendiği ve imalâtları eksiksiz bitirip teslim ettiği iddiasıyla asli müdahil sıfatıyla davaya kabulüne, 4721 sayılı TMK'nın 893/3. ve 895. maddeleri gereğince kanuni ipotek tesciline karar verilmesini talep etmiş; mahkemece asli müdahale talebi kabul edilen …'in kanuni ipotek tesciline ilişkin isteminin aralarında sözleşme ilişkisi bulunmadığı, asli müdahil taşeronun alacağını yükleniciye karşı ileri sürebileceği gerekçesiyle arsa sahipleri yönünden sıfat yokluğundan reddine karar verilmiştir
Devamı...

ilgili belediye veya valilikçe inşaat derhal durdurulur ve yasal hale getirilmesi olanaksız ise veya ruhsat ve eklerine ya da imar mevzuatına aykırılık öncelikle yüklenici tarafından giderilemiyorsa bu hali ile yapılan yapının yıktırılmasına karar verilir ve anılan Yasa'nın 42. maddesi hükmü gereğince de yapı sahibine ve yükleniciye ceza yaptırımı uygulanır. İmar Kanunu'ndaki bu düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilmelidir. Emredici hukuk kurallarını içeren 3194 sayılı İmar Yasası hükümlerine aykırı ve onaylı projeye dayanmadan yapılan iş ve imalâtlarla ilgili olarak gerçekleşen imalât bedelinin talep ve dava edilmesi, imara aykırılığın ve dolayısıyla yasaları tanımazlığın meşrulaştırılması anlamına geleceğinden kabul edilemez. Başka bir anlatımla, mahkemeler yasaya aykırı durumların kabulüne ve devamına yardımcı olacak kararlar veremezler. Bu hususun araştırılmaması da doğru olmamıştır
Devamı...

Sözleşmenin 23. maddesinin 3. fıkrasında, Taşeronun personelinden iş başında veya iş yüzünden ölenlerin hak sahiplerine veya kazaya uğrayanlara yapılacak tedavi ve sair harcamalar, kendileri ile ailelerine verilecek tazminat tamamen taşerona aittir. Taşeron kendi kusurundan oluşan yangın ve kazalardan dolayı üçüncü şahıslara karşı da doğrudan doğruya sorumludur. düzenlemesi karşısında kesintinin sözleşmenin bu hükmü ile ilgili olup olmadığı hususu irdelenerek ve kesintinin yasal dayanağını ispat külfenin davalı da olduğu gözetilerek davalıdan sorulup belgeleri de getirtilmek suretiyle gerektiğinde mali müşavir bilirkişiden kesintinin dayanağı konusunda rapor alınıp hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır
Devamı...

davada talep edilen alacak için avans faizi talep hakkı bulunmasına rağmen davacı seçimlik hakkını reeskont faizi talep etmek suretiyle kullanmıştır. Seçimlik hak bir kez kullanılabilir. Islah suretiyle de değiştirilmesi mümkün değildir. Bu nedenle, mahkemece kabul edilen alacağın reeskont faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi yerine ticari avans ve reeskont faizi ile tahsiline karar verilmesi doğru olmamıştır
Devamı...

Asliye Ticaret Mahkemesi'nin * sayılı dosyasında nihai olarak talep edilen toplam*TL içerisinde makine ve ekipman bedeli, makine ve ekipman kira bedeli ile manevi tazminat taleplerinden her biri için ne miktarda talepte bulunulduğu söz konusu dosya davacısı alt yükleniciye açıklattırılarak, konusunda uzman teknik bilirkişi kurulundan alınacak raporla alt yükleniciye ait olup, yüklenicinin …'daki şantiyesine götürülüp kullanılan, sözleşme fesh edilip sözleşmeleri gereğince dava dışı iş sahibince el konulup iade edilmeyen makine ve ekipmanların bu davanın açıldığı * tarihi itibariyle değeri hesaplattırılıp müteselsil kefilin kefalet limitiyle sorumlu olacağı da dikkate alınarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken bu husus gözden kaçırılarak davanın tümden reddi doğru olmamış, kararın bozulması uygun görülmüştür
Devamı...

sonra davacının hangi iş ve imalâtları gerçekleştirdiği gerekirse dava dışı idareden getirtilecek belgeler de incelenerek tespit edildikten sonra davacının gerçekleştirdiği imalâtların yapıldığı ileri sürülen *mahalli piyasa rayiçleriyle bedeli ile davacının dava dilekçesinin 2. sayfasında belirttiği 11 kalem halinde sözleşme dışı işleri yapıp yapmadığı, bu işlerin davacı tarafından yapılmış ise davalı yararına olup olmadığı araştırılıp, yapılmış ve davalı yararına ise bunların bedelinin de yapıldığı ileri sürülen 2008 yılı mahalli piyasa rayiçleri ile hükme esas raporu veren teknik bilirkişiden alınacak ek rapor ile hesaplattırılarak davacının kabul ettiği 291.000,00 TL ödeme mahsup edildikten sonra sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken bu hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur
Devamı...

eser sözleşmelerinde kural sözleşmenin ayakta bulunduğu ve hukuken varlığını muhafaza ettiği sürece gerçekleştirilen imalâtın, yapımı üstlenen yüklenici ya da taşeron tarafından ifa edilmiş ve gerekçeleştirilmiş olmasıdır. Bunun aksini ileri süren iş sahibi yüklenicinin işi bırakıp kalan işi başkalarına tamamlattığı ya da kendisinin tamamladığını yasal delillerle kanıtlamak zorundadır. Davalı yüklenici 15 nolu hakedişten sonra davacıların yaptığını kabul ettiği dışında kalan iş ve imalâtları kendisinin yaptığı ya da dava dışı 3. kişilere yaptırdığının ileri sürülmesine rağmen bu savunmasını yasal delillerle ispatlayamamıştır. Buna göre 15 nolu hakedişte sonra davacı taşeronun işi bıraktığı tarihe kadar sözleşme kapsamında yapılmış olan imalâtların onun tarafından gerçekleştirildiğinin kabulü zorunludur
Devamı...

taşeron; yüklenicinin yararına olması veya yüklenicinin talimatıyla yapmış olduğu işlerin bedelini "vekâletsiz iş görme" hükümlerine göre isteyebilir. Bu durumda iş bedeli ise, işin yapıldığı yıl serbest piyasa rayiç fiyatlarına göre hesap edilir. Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda ise, bu yönteme uygun bir hesap yapılmadığı gibi, faturaya konu işlerin yerinde yapılıp yapılmadığı, yerinde yapılmışsa az yukarda sözü edilen *tarihli sözleşme kapsamında olup olmadığı konusunda bir inceleme yapılmadığından hükme esas alınması doğru olmamıştır
Devamı...

Sözleşmelerin nispiliği kuralı gereği sözleşme, kural olarak o sözleşmede taraf olanları bağlar. Bu nedenle, sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıklarda davanın tarafları aynı zamanda sözleşmenin taraflarıdır. Yargıtay içtihatları ve öğretide bu durum taraf sıfatı olarak adlandırılmaktadır. Taraf sıfatı, bir başka deyişle husumet ehliyeti, dava konusu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacı sıfatı, dava konusu hakkın sahibini, davalı sıfatı ise dava konusu hakkın yükümlüsünü belirler. Uygulamada davacı sıfatı, aktif husumeti, davalı sıfatı ise pasif husumeti karşılayacak şekilde değerlendirilmektedir. Dava konusu şey üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise, davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukuki koruma isteniyor ise o kişi veya kişilere davanın yöneltilmesi gerekir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir. Taraf sıfatının bu anlamda önemli özelliği ise, def'i değil itiraz niteliğinde olması nedeniyle taraflarca süreye ve davanın aşamasına bakılmaksızın her zaman ileri sürülebilmesi ve taraflar ileri sürmemiş olsalar bile mahkemece re'sen nazara alınmasıdır
Devamı...

Bu açıklamalar ışığında somut olaya gelince; davacının menfi zararlarını talep etmesine rağmen, mahkemece davacı talebi dikkate alınmayarak davadaki talep müspet zarar talebi imiş gibi, kâr kaybı hesabı yapılması ve davacı defterleri incelenip kâr kaybı yönünden alınan raporla 6100 sayılı HMK'nın 26. maddesinde düzenlenen "Taleple Bağlılık İlkesi"ne aykırı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Sözü edilen madde dikkate alınarak taleple bağlı kalınarak davacının iddiasındaki gibi menfi zarar yönünden araştırma yapılıp buna göre karar verilmesi gerektiğinden kararın bozulması gerekmiştir
Devamı...

Taraflar arasında düzenlendiği ihtilâfsız olan sözleşmenin 6. maddesinde alt taşeron olan davacının, davalıya iş programı vermesi kararlaştırılmış olup davacının gönderdiği *tarihli ihtarnameye davalı tarafından * tarihli ihtarname ile verilen cevapta iş programının verilmemesi nedeniyle montaj için gerekli malzemenin verilmeyeceği bildirilmiştir. İhtarnamelerin kapsamına göre sözleşmenin taraflarca eylemli olarak feshedildiği, bu fesihte iş programı vermeyen davacının kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda fesihte kusurlu olan davacının kâr mahrumiyeti talep edemeyeceği halde mahkemece buna ilişkin talebin reddi yerine kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır
Devamı...

Mahkemenin kabulüne göre de; davacının alacağı bilirkişi raporuyla belirleneceğinden likit kabul edilemez. Bu nedenle davalı tarafın icra takibine karşı yapmış olduğu itirazında da haksız sayılamayacağından davacının icra inkar tazminatı istemiyle, icra takibinden önce işlemiş faiz alacağı yönünden davacı tarafça açılmış bir dava olmadığından bu yöndeki istemin de reddi gerekirken kabulü yolunda hüküm kurulması doğru değildir
Devamı...

durumda mahkemece hükme esas alınan raporu düzenleyen bilirkişi kurulundan asıl davada talep edilen hak edilip ödenmeyen iş bedeli ile ilgili tarafların itirazlarını ayrı ayrı inceleyip cevaplandırmak ve özellikle …'in gerçekleştirdiği F bloktaki imalât yönünden kök ve ek raporda farklılığın nedenini gerekçeli olarak tartışıp izah etmek, birleşen cezai şartla ilgili yüklenicinin açtığı dava yönünden de taşeronunun sözleşme dışı fazla imalât yapıp yapmadığı, yapmışsa bunun iş süresine etkisi konusunu değerlendirip buna göre gecikme süresi ve asıl dava ile ilgili bozmadan sonra yapılacak incelemeye göre taşeronun hesaplanacak hak ettiği bedel (cezai şarta esas olacak keşif bedeli) üzerinden cezai şart alacağının miktarı konusunda gerekçeli mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli ek rapor alınıp davanın sonuçlandırılması gerekirken bu hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile asıl ve birleşen davada yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır
Devamı...

taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi bulunduğu kanıtlanmış olup, esasında mahkemece sözleşmenin varlığı kabul edilmiş ve bu husus davalı tarafça temyiz edilmediğinden meydana gelen usuli kazanılmış hak ile de sözleşmenin varlığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, işin yapılıp yapılmadığı ve bedelinde toplanmaktadır. Davacının delilleri arasında bulunan 30.10.2009 tarihli taşeron hakediş raporunun fotokopisi davacı tarafından sunulmuş ve aslının davalı tarafta olduğu bildirilmiştir. Bu durumda mahkemece HMK'nın 219 ve 220. maddeleri uyarınca işlem yapılıp, belge aslının sunulması halinde belge üzerinde durularak davalı adına imzalayan….isimli kişinin yetkili temsilci olup olmadığı, yetkili temsilci olmasa bile bu belgenin TBK'daki temsil, ticari temsilci ve ticari vekil hükümlerine göre davalıyı bağlayıcı nitelikte olup olmadığının araştırılıp değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından kararın temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir
Devamı...

Davacı davasında, davalı ile aralarında taşeronluk sözleşmesine dayalı iş ilişkisi olduğunu, sözleşme ile üstlendiği bir kısım işleri yaptığını ve hak edişleri kapsamında düzenlediği faturaları teslim ettiğini, karşı tarafın teslim aldığı faturalara itiraz etmediği ve kısmen ödemede bulunduğu halde bakiye fatura alacaklarını ödemediğini, yapılan takibe de haksız olarak itiraz edildiğini belirterek itirazın iptaline takibin devamına ve % 40 icra inkar tazminatının tahsiline
Devamı...

sözleşmeler uyarınca davacı taşeronun aldığı dükkan ve üstlendiği işlerin tamamlanmaması ihtimaline bînaen teminat olarak düzenlenip verildiği ve davalı tarafından bononun davacı ile dava dışı K. K. arasındaki sözleşmenin teminatı olarak düzenlendiğinin bilindiği sübuta erdiğinden, mahkemece işin esasına girilip davacının bononun bedelsiz kaldığına dair iddia ve delilleri incelenerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken bu husus üzerinde durulmadan eksik incelemeyle davanın reddi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur
Devamı...

Dava konusu somut olayda davacının eksik ve kusurlu işler nedeniyle alacağı KDV hariç 19.582,00 TL, KDV dahil 23.106,76 TL olarak saptanmıştır. Tarafların ticari defterlerine göre davalı taşeronun iş bedelinden bakiye 5.388,08 TL alacağı bulunmaktadır. Davalının cevap dilekçesindeki bakiye alacağı bulunduğu ve bu alacağı ödenmediği için eksik işleri tamamlamadığı biçimindeki savunması takas/mahsup niteliğindedir. Mahkemece hüküm altına alınan davacının KDV dahil 23.106,76 TL alacağından davalının ödenmeyen bakiye iş bedeli 5.388,08 TL alacağının mahsubu ile bakiye 17.718,68 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken, mahsup yapılmaksızın eksik ve ayıplı işler bedelinin tamamının hüküm altına alınması doğru olmamış, kararın açıklanan nedenlerle bozulması uygun bulunmuştur
Devamı...

durumda mahkemece yapılacak iş, gerektiğinde projeleri de getirtip, yeniden oluşturulacak aralarında inşaat mühendisi ve mimarın da bulunduğu bilirkişi kurulundan rapor almak suretiyle davacı tarafın kanıtlayabildiği tüm imalâtları sözleşme bedeli ile hesaplayıp hüküm kurmaktan ibaret olduğu halde denetime ve hüküm kurmaya elverişli olmayan rapor esas alınarak eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından kararın temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir
Devamı...

taşeronun açtığı dava ile ilgili nispi temyiz harcı ve temyiz yoluna başvurma harcının yatırılmaması
Devamı...

Eksik ve gizli ayıplı imalâtların bedeli yönünden davanın süresinde açıldığı, teslim tarihine göre de zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmıştır. Açıklanan olgular dikkate alınıp işin esasının incelenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davanın tümden reddine karar verilmesi isabetli olmamıştır
Devamı...

belgenin aslının ibrazının sağlanarak sıhhatinin araştırılması için davalı şirkete davetiye göndermek, sözleşmenin varlığının kanıtlanması halinde davacının ispatlayabildiği imalatın yapıldığı yıldaki serbest piyasa rayiçlerine göre bilirkişiden rapor alarak hesaplanıp, hüküm altına alınmasından ibarettir. Eksik araştırmayla sonuca varılması doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur
Devamı...

Davacı taşeron, yükleniciye isabet eden dairenin adi yazılı sözleşme ile yapacağı iş karşılığı kendisine temlik edildiğini ileri sürerek tescil ve alacak isteminde bulunmuş olup, kök muris ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi tarafı olan S'nın tapu kayıt maliki olduğu ve…'ın mirasçıları arasında, yer alan ….'ın da vefat edip, mirasçıları … ile … bulunduğu halde,…'ın davada taraf olmasına rağmen …'ın taraf gösterilmediği, …'ın davada yer alan diğer Şükran isimli şahıslardan farklı bir şahıs olduğu dosyadaki nüfus kayıtlarından anlaşıldığından taraf teşkili tamamlanmadan davanın esasına girilip incelenmesi mümkün bulunmadığından usulüne uygun şekilde davaya dahil edilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur
Devamı...

Taraflar arasında düzenlenen* tarihli eser sözleşmesi ile* Büyükelçiliği Onarım ve Yenileme işine ilişkin her türlü mekanik tesisat işinin yapımı kararlaştırılmıştır. Davacı alt taşeron, davalı taşerondur. Davacı alt taşeron dava dilekçesinde, sözleşme ile üstlendiği işi tamamlayıp teslim ettiği halde, davalının bakiye iş bedelini ödemediğini ileri sürerek, *USD alacağın dövize uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, davalı davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın kısmen kabulüne,*USD'nin *tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir
Devamı...

teknik bilirkişiye davacı-karşı davalı taşeronun sözleşmeler kapsamında gerçekleştirdiği imalâtların eksik ve kusurlarda göz önünde tutulup düşülmek suretiyle sözleşme kapsamında hak ettiği iş bedeli ve varsa yazılı sözleşme dışı işlerin yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiçleriyle bedeli ve bu şekilde toplam iş bedeli hesaplattırılıp yapıldığı konusunda uyuşmazlık bulunmayan 71.965,00 TL ödeme mahsup edilerek asıl ve karşı davada sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken bu hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bozulması uygun görülmüştür
Devamı...

Davacı taşeron şirketin alacağının kaynağı haksız fiil, sebepsiz zenginleşme ya da vekâletsiz iş görme değil, sözleşmedir. Sözleşmeden kaynaklanan alacaklar nedeniyle faiz istenebilmesi için borçlunun temerrüde düşürülmesi ya da borcun kesin vadeye bağlı olması zorunludur. Sözleşme tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 101/I ve karar tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 117/1. maddeleri uyarınca, muaccel bir borcun alacaklısı tarafından bir ihtarname ile temerrüde düşürülmeyen borçludan faiz istenemez. Diğer taraftan, alacaklı tarafından gönderilen ihtarnamenin borçluyu temerrüde düşürücü etkisinin olduğunun kabul edilebilmesi için, ihtarnamenin belirli bir süre içerisinde bir borcun ödenmesi ihtarını içermesi zorunludur. Bir bedel içermeyen ya da içeriğinden bedel belirlenemeyen ihtarnameler, borçluyu temerrüde düşürücü nitelikte kabul edilemez
Devamı...

tarihinde davacı tarafından davalıya gönderilen yazıda * tarihinde davalı yazısında belirtilen eksiklerin giderileceği kabul edilmiştir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda taraflar arasındaki*tarihli tutanağın geçici kabul olarak kabulü gerektiği, belirlenen eksikliklerin de geçici kabulü engel olmayan eksiklikler olduğu belirtilmiş ise de bu eksiklikleri giderme taahhüdünde bulunan davacının giderdiğini ispat etmesi gerekir. Dosya kapsamından davacı tarafından bu yönde bir delil sunulmadığı anlaşıldığından, mahkemece bilirkişilerden alınacak ek rapor ile bu eksiklikler için belirlenecek bedelin saptanarak hüküm altına alınan hakediş alacağından mahsubu ile sonuca varılması gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamıştır
Devamı...

mahkemece hükme esas raporu veren bilirkişi kurulundan alınacak ek rapor ile davacı taşeron tarafından gerçekleştirildiği kabul edilen imalâtın, önceki karardaki mahkemenin kabulünü temyiz etmemek suretiyle davacı tarafça karşı çıkılmadığından işin yapıldığı 2008 yılı mahalli piyasa rayiçlerine göre bedeli hesaplattırılarak, bulunacak miktardan kabul edilen *TL ödemeye az yukarıda belirtilen takasta haklı olduğu * TL’lik ödenmeyen bono bedeli de dahil edilerek bulunan toplam*TL düşülerek kalan miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken bu hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ve yanlış değerlendirme sonucu yazılı miktarda kabul kararı verilmesi doğru olmamıştır
Devamı...

davacı delillerini toplamak, bankalara müzekkere yazılarak davacı tarafından yapıldığı iddia olunan ödemeleri araştırmak, ödemelerin kim tarafından kime veya kimin hesabına yapıldığını, ödeme yapılan kişilerin davalı şirketlerle ilgisini açıklığa kavuşturmak, tüm delilleri birlikte inceleyip değerlendirerek davacı ile davalı şirketler arasında mermer işlerinin yapımına ilişkin akdî ilişkinin kurulup kurulmadığını belirlemek, daha sonra mahallinde konusunda uzman teknik bilirkişi ile keşif yaparak yapılan mermerlerin eksik ve ayıplı olup olmadığı
Devamı...

ihale ve işlem dosyasındaki delil ve yazışmalara göre davalı-karşı davacı yüklenici ile dava dışı iş sahibi arasındaki sözleşmenin feshinin davacı-karşı davalı taşeronun süresinde teslimat yapmadığı ve ayıplı yapılıp iş sahibince kabul edilmeyen imalâtlardan kaynaklanıp kaynaklanmadığı teminat mektubunun irad kaydedilip kaydedilmediği ve bunların sonucu olarak davalı-karşı davacının karşı davasında irad kaydedilen teminat mektup bedeli ile ilgili uğradığı zararını davacı-karşı davalı taşerondan istemekte haklı olup olmadığı ve isteyebileceği miktar hesaplattırılıp değerlendirilerek sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle karşı davanın da reddi doğru olmamıştır
Devamı...

, sözleşmede kararlaştırılan imalatın malzemesiz işçilik bedeliyle, sözleşme dışı imalâtın ise yapıldığı tarihteki piyasa fiyatlarına göre hesaplanarak toplam alacaktan *TL'nin mahsubuyla kalanın hüküm altına alınmasından ibarettir. Aksine düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir
Devamı...

tutanakta belirtilen eksik işlerin giderim bedeli, fazla ödemenin iadesinin talep edilmesi halinde dosyadaki mevcut deliller ve tutanaklar da gözönüne alınarak işin davacı tarafça gerçekleştirilen kısmının sözleşmenin bütününe fiziki oranı ve bu oranın KDV'de eklenmek sureti ile bulunan toplam *TL götürü iş bedeline uygulanarak hak edilen bedel hesaplattırılıp yapılan * TL ödeme ile mahsup edilerek fazla ödeme miktarı tespit ettirilip sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken bu husus gözden kaçırılarak eksik inceleme ile sözleşmeye aykırılık sonucu yazılı miktarda alacağa hükmedilmesi doğru olmamıştır
Devamı...

davacı ile davalı …Ş. arasında eser sözleşmesi ilişkisi bulunmadığı, bu davalının diğer davalı Ltd. Şti.'nin davacıya olan borçlarının üstlendiği ve fiiili taahhüt ettiği kanıtlanamadığından, davalı …Ş. hakkındaki davanın taraf sıfatı (davalı sıfatı-husumeti) yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile, davalı …Ş.'yi de sorumlu tutacak şekilde davanın da kabulü ve her iki davalının itirazının iptâline karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur
Devamı...

asıl iş sahibinin ceza uygulamamış olması yüklenicinin taşeron ile olan sözleşmesinin feshini haksız kılmaz. Zira her iki sözleşme birbirinden bağımsız sonuçlar doğuracak olup bu sözleşmede asıl iş sahibi ile yapılmış sözleşmeye herhangi bir atıf da yapılmamıştır. Bu durumda davacı karşı davalı A..Ltd.Şti.'nin fesihte haklı olması nedeniyle birleşen davada N.. İnş.Ltd.Şti.'nin kâr mahrumiyeti talebinin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, bu sebeple davacı karşı davalı A.. Ltd.Şti. yararına bozulması gerekmiştir
Devamı...

asıl iş sahibince kesilen bir ceza olmamasına rağmen davalı Ltd. Şti. ile yaptığı sözleşmeyi feshetmesinin haksız olduğu kabul edilmiş ve birleşen dosyada davacı Ltd.Şti. lehine* TL kâr mahrumiyetinin yüklenici davacı Ltd.Şti.'den tahsiline karar verilmiş ise de; asıl iş sahibinin ceza uygulamamış olması yüklenicinin taşeron ile olan sözleşmesinin feshini haksız kılmaz. Zira her iki sözleşme birbirinden bağımsız sonuçlar doğuracak olup bu sözleşmede asıl iş sahibi ile yapılmış sözleşmeye herhangi bir atıf da yapılmamıştır. Bu durumda davacı karşı davalı A..Ltd.Şti.'nin fesihte haklı olması nedeniyle birleşen davada N.. İnş.Ltd.Şti.'nin kâr mahrumiyeti talebinin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, bu sebeple davacı karşı davalı A.. Ltd.Şti. yararına bozulması gerekmiştir
Devamı...