faize başlangıç yapılan tarihin yüklenici tarafından tek taraflı olarak çıkartılan kesin hesabın iş sahibi idareye verildiği tarih olduğu anlaşılmaktadır. Yüklenicinin kesin hesabı çıkarıp idareye vermesi kesin hesaptan kaynaklanan alacak yönünden idareyi temerrüde düşürmez. Sözleşme tarihi itibariyle somut olaya uygulanması gereken 818 Sayılı Borçlar Kanunu'nun 101/1. maddesi uyarınca muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarı ile temerrüde düşeceğinden ve dava öncesi borçlunun ihtarla temerrüde düşürüldüğüne dair iddiada bulunup kanıtlanmadığından temerrüt davanın açıldığı 14.07.2005 tarihinde oluşmuştur. Mahkemece temerrüt tarihinin belirlenmesinde yanılgıya düşülerek faizin dava tarihi yerine önceki bir tarihten başlatılması doğru olmamıştır. Kararın açıklanan nedenle bozulması gerekirse de yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 Sayılı HMK'nın geçici 3. maddesinin yollamasıyla uygulanması gereken 1086 Sayılı HUMK'nın 438/VII. maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur

<![CDATA[

T.C. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi

Esas No:2013/3666 Karar No:2013/5629 K. Tarihi:21.10.2013 Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: – K A R A R – Uyuşmazlık, eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanmış olup, davada 1988/13181 sayılı fiyat farkı kararnamesi uyarınca ödenmesi gerekip de ödenmeyen fiyat farkı alacağının tahsili istenmiş, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı yüklenici vekilinin tüm, davalı iş sahibi belediye vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Mahkemece hüküm altına alınan alacağa 25.10.2004 tarihinden itibaren faiz yürütülmüştür. Dosya kapsamından faize başlangıç yapılan tarihin yüklenici tarafından tek taraflı olarak çıkartılan kesin hesabın iş sahibi idareye verildiği tarih olduğu anlaşılmaktadır. Yüklenicinin kesin hesabı çıkarıp idareye vermesi kesin hesaptan kaynaklanan alacak yönünden idareyi temerrüde düşürmez. Sözleşme tarihi itibariyle somut olaya uygulanması gereken 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 101/1. maddesi uyarınca muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarı ile temerrüde düşeceğinden ve dava öncesi borçlunun ihtarla temerrüde düşürüldüğüne dair iddiada bulunup kanıtlanmadığından temerrüt davanın açıldığı 14.07.2005 tarihinde oluşmuştur. Mahkemece temerrüt tarihinin belirlenmesinde yanılgıya düşülerek faizin dava tarihi yerine önceki bir tarihten başlatılması doğru olmamıştır. Kararın açıklanan nedenle bozulması gerekirse de yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 Sayılı HMK’nın geçici 3. maddesinin yollamasıyla uygulanması gereken 1086 Sayılı HUMK’nın 438/VII. maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur. SONUÇ:Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kararın hüküm kısmının 1 nolu bendindeki “25.10.2004 tarihinin karardan çıkartılarak yerine “14.07.2005 tarihinin yazılmasına, kararın değiştirilmiş bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, fazla alınan temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, 21.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.]]>