Yanlar arasında imzalanan sözleşme ve ek protokoller nakit bedel karşılığı eser yapılması için düzenlendiğinden feshi için mahkeme kararına gerek olmayıp tek taraflı irade beyanı ve bu beyanın karşı tarafa ulaşmasıyla hukuki sonuçlarını doğurur. Tarafların feshin haksız olması durumunda haksız feshe dayalı zarar ziyan, kâr kaybı gibi hususlarda diğer tarafa karşı dava açmaları mümkündür. Dava tarihi itibariyle Dairemiz ve Yargıtayın yerleşmiş içtihat ve uygulamalarında eda davası açılması mümkün olan hallerde tesbit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığından müstakilen açılan tesbit davalarının

 

T.C.
Yargıtay
15. Hukuk Dairesi

Esas No:2015/789
Karar No:2015/4005
K. Tarihi:7.7.2015

Mahkemesi :Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi :17.04.2012
Numarası :2003/450-2012/181

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, davacı vekili tarafından duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat K..Ü.. ile davalı vekili Avukat B..İ.. geldi. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu işin gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Asıl ve birleşen dava yüklenici ve iş sahibi arasında düzenlenen sözleşme ve ek protokollerden kaynaklanmakta olup, asıl dava fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile bakiye iş bedelinin tahsili, birleşen dava sözleşmenin haksız feshedildiğinin, 20.10.1995 tarihli sözleşme ile 06.08.2002 ek protokolün bağlayıcı olduğunun ve kalan inşaatın yüklenici tarafından yapılması gerektiğinin tesbiti ile ihtiyati tedbir yolu ile dava dışı ikinci yüklenicinin inşaat alanına girmesinin engellenmesi ve bu şirket açısından inşaatların durdurulması istemlerine ilişkindir. Mahkemece davaların birleştirilerek yapılan yargılaması sonucunda asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davada konusu kalmayan sözleşmenin haksız feshedildiğinin tesbiti ve muarazanın men’i davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Asıl dava yönünden;
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre taraf vekillerinin asıl davada kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının reddi ile onanması gerekmiştir.
2-Birleşen davada verilen karara yönelik davalının temyiz itirazlarına gelince;
Yüklenici Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2003/385 Esas sayılı dosyasında açtığı birleşen davada, davalı kooperatif tarafından Eskişehir 3. Noterliği’nin 22.04.2003 gün 6370 yevmiye nolu ihtarı ile sözleşmenin feshedildiğine ilişkin beyanının yani feshin haksız olduğunun, taraflar arasında akdedilen 20.10.1995 tarihli sabit fiyat ve yıllık eskalasyon esasına dayalı inşaat sözleşmesi ve 06.08.2002 tarihli ek protokolün yürürlükte olup tarafları bağlayıcı olduğunun ve feshin davacı tarafça kabul edilmediği ve kalan iş dava dışı E… Ltd.Şti.’ye usulen ve yolsuz olarak verilip aynı anda imalât yapılmakta olduğu ve seviye tesbiti yaptırılmadığından kalan inşaatın davacı tarafından yapılması gerektiğinin tesbiti ile ihtiyati tedbir yolu ile E… Ltd.Şti.’nin inşaat alanına girmesinin engellenmesi ve bu şirket açısından inşaatların durdurulması istemlerine ilişkindir. Haksız fesih sebebiyle davacı yüklenici şirketin uğradığı ve uğrayacağı zararlara ilişkin talep ve dava hakkı saklı tutulmuştur. Birleşen davanın davacısı yüklenici şirket, davalısı iş sahibi kooperatiftir. Sözleşmenin feshinden sonra ikmal inşaatı kendisine verilen E…. Ltd.Şti. davada taraf olarak yer almamaktadır.
Yanlar arasında imzalanan sözleşme ve ek protokoller nakit bedel karşılığı eser yapılması için düzenlendiğinden feshi için mahkeme kararına gerek olmayıp tek taraflı irade beyanı ve bu beyanın karşı tarafa ulaşmasıyla hukuki sonuçlarını doğurur. Tarafların feshin haksız olması durumunda haksız feshe dayalı zarar ziyan, kâr kaybı gibi hususlarda diğer tarafa karşı dava açmaları mümkündür. Dava tarihi itibariyle Dairemiz ve Yargıtayın yerleşmiş içtihat ve uygulamalarında eda davası açılması mümkün olan hallerde tesbit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığından müstakilen açılan tesbit davalarının dinlememeyeceği kabul edilerek uygulanmıştır. Eldeki davanın açıldığı tarihten sonra 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nın 106/2. maddesinde tesbit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korumaya değer güncel bir yarar bulunmalıdır, denildikten sonra 166/3. maddesinde maddi vakıaların tek başlarına tesbit davasının konusunu oluşturmayacağı hükmü konularak Yargıtay İçtihat ve uygulamaları kanun hükmü haline getirilmiştir. Az yukarıda belirtildiği üzere davacı yüklenicinin davalı iş sahibine karşı birleşen davadaki istemleri maddi vakıaların tesbitine yöneliktir. Davalı iş sahibine karşı eda istemini içeren herhangi bir talep bulunmamaktadır. E… Ltd.Şti. ile ilgili talepler ihtiyati tedbirin konusudur ve adı geçen şirket de davalı konumunda değildir. Birleşen davanın açıldığı tarih itibariyle yüklenici tarafından iş sahibi aleyhine feshin haksızlığı sebebiyle eda davasının açılması da mümkündür.
Bu durumda mahkemece birleşen tesbit istemli dava yönünden eda davası açılması mümkün olup fesih davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı ve maddi vakıalar tek başlarına tesbit davasının konusunu oluşturmayacağından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme sonucu konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm kurulması ve davalı iş sahibinin ücreti vekâlet ile yargılama giderleriyle sorumlu tutulması doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle asıl davada kurulan hükme yönelik taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile ONANMASINA, 2. bent uyarınca birleşen dava yönünden davalı iş sahibinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, asıl davada 990,00’er TL duruşma vekillik ücretinin taraflardan karşılıklı olarak alınarak Yargıtay’daki duruşmada vekille temsil olunan diğer tarafa verilmesine, birleşen dava yönünden 990,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacı yüklenici şirkettin alınarak Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davalı iş sahibi kooperatife verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 4.561,80 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 07.07.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.